Faerun’a Giriş ve Dünyanın Yaratılışı
Unutulmuş Diyarlar, Faerun, Toril....Bu adlar hemen hemen fantastik edebiyatla ilgilenen herkese tanıdık geliyordur.
Unutulmuş Diyarlar; hakkında yüzlerce romanın yazıldığı, rol yapma oyunlarına sayısızca ek kitap kazandıran, milyonlarca kişinin bildiği, sevdiği, ilgilendiği bir dünyayı anlatan sözcük grubudur.
Peki Faerun nedir?
Faerun'u açıklamak için öncelikle Toril’i açıklamam gerekli. Toril, Faerun de dahil olmak üzere pek çok kıtayı üzerinde barındıran bir dünyadır. Unutulmuş diyarlar ise sadece Faerunu kapsar.
Evrende her şeyden ve herkes den önce olan efendi Ao’nun -yani tanrıların ve yaratıcıların yaratıcısının, en büyük varlığın- Toril’in yaratıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Ao, Torili yarattığında yüzyıllar boyunca üzerinde bir canlı bile barındırmayan boş, sisli ve kasvetli topraklar olarak süregeldi. Bu boşluktan ikiz kız kardeşler doğdu. Bu kız kardeşlerin biri gölgenin ta kendisi ve yıkımın hanımıydı, diğer kız kardeş ise kardeşinin gölgesini yaratan ışıkları meydana getiren yaratımın hanımıydı. Bu iki kız kardeş cennete beden vererek Chauntea’yı yani doğa anne olarak da bilinen en eski tanrıçalardan birini yarattılar.
Kız kardeşler birbirleriyle yıllar süren amansız mücadeleler ederken hastalık,ölüm,mutsuzluk,açlık gibi olgular oluştu. Bunun yanında güzel şeylerde doğdu, Chauntea ilk flora(bitki) topluluklarını yarattı ve Toril üzerinde tanrılar dışında başka canlılar oluştu. Işığın kız kardeşi yani Selune kardeşi ile mücadelesi sırasında Toril’in ötesine ateş elementi boyutuna ulaştı ve buradan getirdiği parlak ışığı Torilin tepesine dikti.Daha sonradan dünyada yaşamaya başlayacak canlıların güneş diye isimlendireceği bu saf ateş topu, Torili ve Chauntea’nın bitkilerini ısıttı, onların yetişmesini sağladı. Ayrıca kötü kız kardeş olan Shar’ın gölgelerini azaltarak onun sinirini üzerine çekti.
Bu olaylar üzerine Shar dünyadaki tüm ışık ve sıcaklığı yok etmek için uğraşmaya başladı.Umutsuzluğa kapılan ve iyice zayıflamış olan Selune içerisinde kalmış son gücü,yani, öz büyü gücünü biriktirerek kötü kız kardeşine fırlattı. Birikmiş enerji Shar’ın biçimini aldı. Selune’un göz yaşları olarak bilinen gök taşları bu olay esnasında meydana geldi. Ortaya çıkan bu saf enerji Mystryl’e yani büyünün hanımına dönüştü.Mystryl daha sonra dünyada dolaşacak olan varlıkların büyü yapmalarını sağlayacak “dokuma (weave)” denilen büyü ağınında yaratıcısıydı. Mystryl annesinin (yani Selune’un) safında yer almaya karar verince kız kardeşlerin savaşında bir güç eşitliği meydana geldi. Daha sonradan olan kızları ve oğulları da savaşlara katıldı ve kimi kötünün kimi iyinin yanında savaşmaya devam etti. Hatta başka boyutlardan gelen tanrılar bile oldu. Torilin şimdiki günlerinde bile bu savaşlar sürmektedir.
Toril’i coğrafi olarak inceleyecek olursak, bizim dünyamıza ne kadar benzediğini görürüz. Üzerinde bulunan pek çok kıtadan biri Faerun’dur. Faerun’un doğusunda Kara-tur adı verilen, daha çok uzak doğu dediğimiz kültürün izlerini taşıyan bir kıta vardır. Faerun ile Kara-tur arasında zaman zamam kılıç,ipek,büyülü eşya ticareti yapılmaktadır. Bu da en önemli ticaret yollarından olan Altın yol (Golden way) ile sağlanır.
Faerun'un güneyinde ise Zakhara adı verilen kıtanın çöllerin ,cinlerin ve saklı harikaların olduğu kıta diye tanımlandığını görürüz. Faerun’un en güneyindeki ülkesi Halruua’nın kıyılarından Zakhara’nın göründüğü söylenir.
Faerun’un batsında okyanusun ötesinde başka büyük bir kara parçasıyla karşılaşırız. Burası 1362 yılında Amn adı verilen ülkenin meraklı denizcileri tarafından bulunan Maztica’dır. Maztica yeni keşfedilen bir yer olduğundan hakkında fazla bir bilgi yoktur ama bilinen bir şey var ki oda Maztica’nın üzerinde bulunduğu kıtanın her yerine henüz gidilmemiş olmasıdır.
Onun dışında Toril’in medeni kıtalarına uzak yerlerinde birileri tarafından keşfedilmeyi bekleyen adalar ve kıtalar henüz bilinmeyen diyarlar adıyla beklemektedir.
Toril dışına çıkacak olursak, uzay adını verdiğimiz bu boşlukta ilk olarak göze çarapan en büyük şey Selune’un kendisidir. Asıl olarak bu Selune bizim bildiğimiz tanrıça Selune değildir fakat Selune tarafından yaratılmış olduğundan öyle bilinir. Ayrıca yakınlarında Selune’un göz yaşları diye bilinen dünyanın yaratılış yıllarında meydana gelmiş gök taşları bulunmaktadır. Faerun’un şimdiki zamanlarında birkaç tanesi dünyaya düşmüş ve Selune tapınanları tarafından saygıyla saklanmaktadır. Yine Selune’un dünyanın yaratılışı sırasında ateş elementi boyutundan çalarak oluşturduğu güneşte tüm bunların ortasında merkez gibi durmaktadır. Bunların dışında Faerun üzerinde uzayla ilgilenen kişiler tarafından yılda belirli aralıklarla geçen gezegen veya göktaşlarına rastlandığı söylenmektedir.
Faerun’un Tarihi Kronolojisi
Faerun’un her bir köşesi ayrı bir olay , ayrı bir mücadele ayrı bir hikaye…Yine de Faerun üzerinde hayat görülmeye başladıktan sonraki önemli olayları genel bir kronoloji şeklinde bulmamız mümkün.Bu yazımda size bunu aktarmaya çalıştım.Bilmediğiniz , duymadığınız gözünüzde canlandırmadığını bir takım yaratık, şehir , ırk veya olay isimleri içerse de bu yazıyı okumak ve en azından genel olarak öğrenmek Forgotten Realms ile ( özellikle tarihiyle ilgili) bir takım başka yazıları okurken size oldukça yardımcı olacaktır.Buyrun efendim :
-30,000 Sedarine savaşları başladı.Araushnee Demonweb Pits’e kaçtı ve orada iblis tanrıça Lolth’a dönüştü.Solar Malkizid lekelendi ve Dokuz Cehenneme sürüldü.
-20000 :Elf ülkeleri olan Eiellür, Orishaar,Syorpiir ve Thearnytaar ; Lake of Stream civarında kuruldu.Güneyde Illythiir , kuzey ve batıda ise Aryvandaar ve Illefarn ortaya çıktı.
-18,000 Bazı Ilythiiri evleri Ghaunadaur ‘u keşfetti ve gizlice ona tapmaya başladılar.İlerleyen yüz yıllarda Ilythiiri evleri başka şeytanı ilahlara döneceklerdi( Lolth gibi)
-17800 Elf ülkesi olan Keltormir , günümüzde Amn ülkesinin topraklarının olduğu yerde bulunan büyük ormanda kuruldu.
-17,600 Sundering olayı gerçekleşti.Evermeet yaratıldı.
-17,100 Üç Yaprak Savaşı başladı.Ilythiiri casusları ve suikastçileri Syorpiir , Theanytaar ve Eiellur ‘u kışkırttı ve birbirlerine düşürerek birleşmelerini engelledi
-15,300 Vyshaan klanı Coronal Ivosaar Vyshaan liderliğindeAryvandaar’da yönetimi ele geçirdiler.
-14,700 Miyeritar ve Aryvandaar arasındaki ailevi bağlar fark edildi ve Vyshaanti barışçıl yollarla Miyeritar’ı kendi yönetimine katmaya çalıştı.Miyeritar kabul etmedi.
-14000 İnsan barbar kabileleri Keltormir topraklarında dolaşmaya başladı.
-13,900 Miyeritar kültürel ve büyüsel yollardan altın çağına ulaştı
-13,200 Aryvandaar’lar Miyeritar ülkesine akınlar yapmaya ve ticaretlerini etkilemeye başladılar.
-12000 Crown War başladı. Aryvandaar , Miyeritar a saldırdı ve Shantel Othreier’in de eğer sözlerini dinlemezse aynı kaderi paylaşacağını söyledi.
-11,800 Aryvandaar güçleri Miyeritar güçlerini etkisiz hale getirdi.Bir grup kara ve slyan elfleri savunmayı sürdürdü.Bir çok Illrfarn elfi Miyeritar’lılar için sığnak sağladı.
-11700 İlk elf ejderha avcısı Tethir , Xaxathart’ı katletti.İnsan kabileleri Keltormir yakınlarında ejderhalar yüzünden meydana gelmiş sınırlara ve çayırlara yerleşmeye başladı. İkinci Crown War başladı.Ilythiir , Arycandaar’ın mütteği olan Orishaar’a sürpriz saldırılara başladı.
-11,600 Ilythiir , Syorpiir’i yok etti.
-11,500 Thearnytaar ve Eiellur ,kuzeyde genişlemesine engel olmak için Ilythiir’e karşı savaş ilan etti.Lolth Wendonai’yi Ilyhiiri yönetimine peygamber ve yardımcı olarak gönderdi.Lolth kilisesi yükselmeye başladı
-11 450 Thernytaar ve Eiellur , Ilythiir’e saldırdı.Ordularının yarısından fazlası şeytani , kara elflerin kötü büyüleriyle katledildi.
-11,400 Eiellur , Ilythiir elfleri ve hain vahşi elfler tarafından dümdüz edildi.
-11,300 Miyeritar , Aryvandaar tarafından fethedildi ve ilk Crown War sona erdi.
-11,200 Ilythiir ; Eiellür , Orishaar , Syorpiir ve Thearnytaar’ı yıktı.Daha sonra yine aynı tarihte Ilythiir , Keltormir’e akınlar yapmaya başladı.
-11,000 Underdark’ın güneyinde, Lake of Stream civarındaki Almraiven dağları altında cüceler Deep Shanatar imparatorluğunu kurdular.
-10,900 Malkizid , düşmüş solar , Vyshaan lordlarının gizli efendisi oldu.Üçüncü Crown War başladı.Aryvandaar artık Vyshaan imparatorluğu olarak bilinmeye başlandı ve Shantel Othreier’e saldırdı.
-10,700 Bir orc ordusu Aryvandaar ve Shantel Othreier’in Tanrılar Meydanı Savaşında rol oynadı.Aryvandaar ,zafer kazanıp Othreirer’in kuzeyini işgal edene kadar yaklaşık 7000 elf hayatını kaybetti.
-10,600 Shantel Othreier tamamen Vyshaan imparatorluğu tarafından fethedildi ve üçüncü Crown War sona erdi.Miyeritar ve Shantel Othreier’de direnç hareketleri kıvılcımlandı.
-10,500 Dark Disaster denilen felaket Miyeritar adlı elf ülkesini yerle bir etti.
-10,450 Keltormir güçlerinin kendi sınırlarına çekilmesi ve savunma durumuna geçmeleri Aryvaandar ve Illythiir ülkelerini birbirine düşürdü. Dördüncü Crown War başladı.Ilythiiri Lolth ve Ghaunadaur gibi kötü ilahlara açık açık tapmaya başladılar.
-10,300 Keltormir doğudaki güçlerini çekti ve Highland’s Edge de bir savunma hattı oluşturdu.
-10,270 Keltormir’in geri çekilmesiyle ilk defa Ilythiiri ve Vyshaan direk karşı karşıya geldiler.
-10,110 Illefarn’ın yüksek büyücü ve ruhbanları çözüm için aramaya başladılar.
-10,100 Ilythiir , Shantel Othreier’i yok etti.
-10,000 Yüksek rahipler ve büyücüler tarafından kullanılan Corellon’un büyüsü , Illythiir elflerini drowlara çevirdi .Daha sonradan Cormanthor adıyla anılacak olan ormanın doğu kesimlerinde Elven Court denilen bölge şekillenmeye başladı.
-9900 Vyshaantar imparatorluğu Illefarn’ı kendisine kattı.Yüksek büyücülerine ve güçlü ruhbanlarına eziyet ederek kendisi için tehdit edecek bütün etkenleri elemeye başladı.
-9800 Vyshaantar , Evermeet üzerinde kolonileşmeye başladı.
-9600 Faerun’un güney kesimlerinde , Underdark’ta ilk drow medeniyeleri kurulmaya başlandı.
-9200 Beşinci Crown War Vyshaantar’ın Elven Court’daki hükümlere karşı gelmesiyle başladı.Aryvandaarlı bir çok elf Vyshaantar’a sırtını çevirdi.Malkizid , Vyshaantar’ı terk ederek şeytanı boyutlara döndü.
-9000 Crown War sona erdi.High Forest tanrılar tarafından yenilenmesi için terk edildi.Elflerin “Wandering Years “ adıyla andıkları yeniden yerleşik hale gelmeye çalıştıkları dönem başladı.Bir çok elf Elven Court bölgesine göç etti.Crown War’dan bozulmamış olarak çıkabilen iki imparatorluk sadece Keltormir ve Illefarn oldu.
-8600 Eiellur , Miyeritar ve Orishaar imparatorluklarından hayatta kalan elf klanları gizli bir şekilde Evereska şehrini kurdular.
-8500 Yangınlar ve bir takım diğer felaketler Keltormir Ormanını 3 orman haline getirdi ve böldü.
-8350 Imaskarlı kabileleri daha sonradan Rauvin Çölü olarak anılacak olan yere yerleşmeye başladılar.
-8123 Imaskarlı artifactçiler ilk sonsuz ara düzlemi yarattılar.Bu tarz büyülere duymaya başlandıkları hayranlıkla kısa sürede şehirlerini bu büyüsel hayranlıklarına göre dizayn etmeye başladılar.
-8100 Sekiz cüce krallığı , Shanatar imparatorluğu altında birleşti.
-7975 Imaskar ‘ın en büyük şehri olan Inupras kuruldu.İlk İmaskar imparatoru Umyatin şehri kendine adadı.
-7800 Calim adlı Djinn , günümüzde Calimport olarak bilinen şehrin bulunduğu bölgeye gelerek Calim İmparatorluğunu kurdu.
-7790 Calimport ejderha akınlarına maruz kaldı.Calim , Marching Dağlarına gitti ve ejderhaları uzaklaştırdı.
-7690 Calim , imparatorluğunun güney sınırlarındaki Agis Nehrinin kıylarındaki cüceler ve elflerle iletişime geçti.
-6800 Memnon adlı efreeti Agis nehrinin kuzeyine geldi.Memnonnar imparatorluğunu inşaa etme girişimlerine başladı.
-6500 Syorpiir ülkesinin yok oluşunda hayatta kalmış bir grup elf günümüzde Chondalwood olarak bilinen ormana yerleştirler. Skyfire çağı başlardı.Calim ve Memnon birbirlerine üstün gelmek için tam 400 yıl boyunca sürecek bir mücadeleye başladılar..Bu süre içerisinde 22 kıyamete neden olan 22 büyük savaş yaptılar.
-6422 Imaskari şehri olan Solon kuruldu.
-6100 Skyfire çağı sona erdi.Elflerin güçlü büyüleri Calim ve Memnon’u sonsuz bir mücadele içinde başkalarına zarar veremeyecekleri bir sonsuzluğa hapsetti.Calim Çölü yaratılmış oldu.
-6060 İnsanlar cinlerin ülkelerine yerleşti.Burası Coromshan olarak bilinen bir insan ülkesi haline geldi.Calimport ve Keltar yeniden inşa edildi.
-5960 High Shanatar , Agis gölünün kıyısı boyuna cüceler tarafından kuruldu.
-5800 Chondalwood’un kuzeyinde Jhaamdath kuruldu.Jhaamdathsonunda Coramshan ile tanıştı ve aralarında bu bölgede baskın olmak için yüz yıllarca sürecek bir mücadele başladı.
-5005 Jhamdath ve Coramshan arasında ateşkes oldu ve savaş sona erdi.Ülkeler sınırlarını Lake of Steam’in ötesine ulaştırmaya başladılar.
-4700 Elfler Eaerlann’ı kurdular.
-4400 Drowlar ve duergarlar , Elven Court bölgesi ile cüce ülkesi olan Sarphil’i yok ettiler.
-4370 Garip bir hastalık Imaskar şehirlerinde ortaya çıktı.
-4366 Imaskari arfitactçıları başka bir dünyaya çift taraflı bir portal açarak yüzlerce insan köle getirdiler.Artificer’lar portala düzlemsel bir bariyer koyup kölelerin öte taraftaki tanrılarıyla iletişime geçmelerini engellediler.Daha sonradan köleler ile Imaskar’ların karışmasıyla Mulan denilen insan ırkı doğmuş oldu.
-3983 Elf ülkesi olan Cormanthry doğdu.
-3900 Cücelerin Shiled Kingdom olarak nitelendirdikleri Delzoun kuruldu.
-3891 Artificer Lord’u Omanond’un emri altında Imaskari Artificer’ları Imaskarvana denilen yedi güçlü artifact yarattılar.Böylece imparatorluğun büyüsel birikimi sonsuza kadar somut bir şekilde kaydedilmiş ve kanıtlanmış olacaktı.
-3859 Narrow denizinin kıyısındaki kasabalar ortak müdafaa için toplanıp birleştiler.Bu yeni ülkenin adına Netheril dendi.
-3830 Eaerlann’lı elfler Netheril insanlarıyla ilişki kurmaya başladılar.Sonraki on yıl içinde insanlar elflerden büyüyü öğrenmeye başladılar.
-3605 Dünyanın Omurgasından orc akınları başladı ancak elfler onları katlederek geldiklere yere gönderdiler.Daha çok genç ve acemi olarak gördükleri Netheril imparatorluğuna yardım ettiler ve onların topraklarını korumalarına aşırı derecede yardım ettiler.Orclar 19 yıl süresinde akınları sürdürmeyi denedi.
-3533 Nether Parşomenleri olarak bilinen büyülü öğretiler Aryvaandar imparatorluğunun harabelerinde insanlar tarafından bulundu.İnsanlar kısa sürede kendilerinden geçerek daha fazla güç için Parşomenleri inceleyip çalışmaya başladılar.
-3520 Kuzeydeki elfler , Netherlilerin tutsak olarak tuttukları gnome kölelerin güneye ve doğuya kaçmalarını sağladılar.
-3419 Netheril’liler Delzoun’lu cücelerle ticaret yapmak amaçlı iletişime geçitiler.Üç yıllık karar verme sürecinden sonra Underdark’ın en güvenli ve gözlenen noktalarından geçen bir ticaret yolu yaptılar.
-3234 Methwood içinde Imaskari karakolu olan Metos kuruldu.
-3095 Nether Parşomenlerinden bir tanesi Cormanthyt’li elfler tarafından çalındı ve yüksek büyücüleri tarafından saklandı.
-3000 Sword Coast’daki insanların avcıları ve balıkçı kasabaları tek bir lider altında birleştiler.İnsanlar bu yeni topluluklarına Illusk adını verdiler.
-2954 Netheril’deki ilk uçan şehir yaratıldı.
-2637 Chulth yarım adasında Ubtao , Mezro’yu kurdu.
-2600 High Shanatar’daki son cüceler Calimshan yöneticisi Tavihr Dynasty ile savaşa başladılar.Cüceler Deep Shanatar’a olan son girişi mühürleyip kapanılar.
-2550 Ulutiu , küçük bir deniz tanrısı, kendini Astral Düzleme sürgün etti.Buzdan yapılmış kolyesi Dev Buzul denilen bölgeyi yarattı.
-2489 Imaskarların kölelerinin tanrıları büyülü bariyerleri geçip inananlarına ulaşmayı başardılar.Tanrılarının desteklerini almaya başlayınca köleler efendilerine karşı ayaklanma hareketlerine başladılar.
-2488 Hours , Imaskar’ın İmparatoru Lord Artificer Yuvaraj’ı öldürdü.Böylece Imaskar İmparatorluğu yok edildi.
-2487 Imaskar’ın özgür kalan köleleri batıya doğru ilerlediler ve Alamber Denizinin kıyılarına kadar geldiler.Imaskari mültecileri ise yanlarına üçüncü Imaskarcana’yı da alarak Underdark’a kaçtılar.
-2481 Imaskari Lordu , Ilphemon Underdark’taki Earthroot bölgesinde Deep Imaskar adlı şehri kurdu.
-2381 Alimir Dağlarındaki beholderlar tehlike yaratmaya başladılar.Calimshan yöneticisi Tavihr Dynasty’i suikasta kurban gitti ve onun devri kapandı.
-2135 Kaçan kölelerlerin bazıları Skuld adlı şehri kurdular.Bu şehir Mulhorand imparatorluğunun baş kenti olacaktı.Böylece Mulhorand kuruldu.
-2103 Devler ve ogre generaller tarafından komuta edilen orc birlikleri Illusk’u yerle bir etmeye başladılar.
-2087 Kölelerin diğer bir kısmı Unthalass denilen şehri inşa ettiler.Böylece yeni bir ülke olan Unther kuruldu.
-1967 İlk Unther – Mulhorand savaşı başladı.
-1961 Mulhorand ve Uther Kılıçlar Nehri’ni ortak sınır olarak kabul ettiler.
-1900 Caltazar Tepeleri Lake of Stream çevresindeki beholderlar tarafından sık sık saldırıya uğramaya başladı.
-1838 Yaşlı Kırmızı Ejderha Ylveraasahlisar Calimshan’ı fethetti ve yönetmeye başladı.
-1726 Ylveraasahlisar , soylu Cajaan ailesi tarafından katledildi.
-1700 Calishite soylu aileleri kuzeydeki ormanlardaki elfleri avlamaya başladılar.
-1500
-1570 Sıradan bir balıkçı kasabası olan Zazesspur , kuvvetli bir şehir haline geldi ve Tethry Emirinin merkezi haline geldi.
-1428 Alimirs dağlarından çıkan beholder sürüleri Calimshan ve Iltkaazardaki bütün şehirleri ele geçirdiler.
-1402 Drakhon , Rahibe prenses Calimshan’ı yöneterek ülkeyi beholder tehlikesinden kurtardı.
-1400 Lake of Stream’deki beholderların , Caltazar Tepelerine yaptıkları saldırılar sona erdi.
-1087 Thayd adlı büyücü ve emrindeki diğer büyücüler Unther ve Mulhorand’a karşı ayaklandılar.
-1081 Thayd ve takipçileri başarısız oldular.Thayd , Mulhorand ve Unther’in aldığı kararla idam edildi.
-1075 Orcgate Savaşları günümüzde Thay olarak bilinen bölgede başladı.
-1071 Orc tanrısı Gruumsh , Mulhorand tanrısı Re’yi öldürdü.
-1069 Thay’daki orclar yenildi.Bir çoğu kuzeye veya batıya kaçtı.
-900 Narfell ve Raumathar ortaya çıktı.
-790 Night Savaşları başladı.Drowlar , Calimshan’ın merkezden uzak bölgelerine saldırmaya başladılar.
-680 Year of Creeping Thieves:Calimshan , Lake of Stream çevresinde kolonileşmeye başladı.
-553 Year of Plentiful Wine: Gölge düzlemi Netheril’li büyücüler tarafından keşfedildi.
-530 Year of Meager Means : Calimshan ve drowlar arasındaki Night Savaşları sona erdi.
-461 Year of Bold Pioneers: Phaerimms , Anauroch’u oluşturacak büyüleri yapmaya başladı.
-425 Year of Ancestral Voices: Netheril’li göçmenler Illusk’u yeniden kurdu .Yönetim sistemini de magocracy yaptı.(Magocracy : Büyü ve büyücü ile yönetilen ülkelerdeki rejimin adı)
-387 Year of Shattered Walls: Calishite’ler tarafından yönetilen Zazesspur , Tethry’li barbarlar tarafından yağmalandı.
-354 Year of Many Maws: Sharnlar ve phaerimmler arasında kaydedilen ilk çarpışma yaşandı.
-351 Year of Glassharks : Phaerimmlerin var olan güçlerini emip tükettiklerini anlayan bazı Netheril’li büyücüler bulundukları şehirleri terk edip bilinmeyen yerlere gittiler.Halk huzursuzlanmaya başladı.
-349 Year of Bold Poachers: Netheril’li büyücü Saldrinar , West Gate’i yöneten ejderha Kisonraathiisar’ı yoketti.Böylece şehrin ilk insan kralı oldu.
-339 Year of Sundered Webs: Karsus , Netheril’in çöküşüne sebep oldu.Neredeyse bütün şehirler yere çakılarak yok oldu.Mystryl yok oldu ancak Mystra olarak yeniden doğdu.Anauria , Arsam , Hlondath ( Hayatta kalanlar tarafından kuruldu)
-288 Year of Eight Lightnings : Calimshan , Tetryr’in ve halkının bağımsızlığını tanıdı.
-286 Year of Foul Awakenings: West Gate sıradan bir gecede bir vampir olan Orlak ve emirdeki elit savaşçılar tarafından ele geçirildi.
-255 Year of Furious Waves : Jhaamdath’lılar fetihlere çıkma kararı alıp büyük gemiler yapmak için ormanlardaki ağaçları kesmeye başlayınca elflerin nefretleriyle karşılaştılar.Vahşi elflerin yaptığı yüksek elf büyüsü ile dev dalgalar sonucu helak oldular ve fetih planlarını unuttular.Bu dalgalar aynı zamanda Villion Reach’in günümüzdeki şeklini oluşturmuşlardır.Bu felaketten sağ kalan Chondathanlar (Jhaamdath’ı kuran insanların ırkı) bu günkü Cormry , Sembia ,Dalelands gibi yerlere kaçtılar.
-212 Year of High Thrones : Purple Marches savaşı ikinci kez Calishite’leri , Tethyr’lilere teslim olmak durumunda bıraktı.Darrom Ithal Tethyr’in taçlı kralı oldu.
-200 Year of Stonerising: Dünyanın en büyük kütüphanesi sayılabilecek Candlekeep kuruldu.Günümüzde kullanılan Hartos takvimi kullanılmaya başlandı.Dalelands’de ilk insanlar kuzeyden gelerek yerleşmeye başladılar.
-160 Year of The Stone Giant.Narfell ve Raumatar yok edildi.
-153 Year of the Starry Shroud aha sonradan Procampur o zamanlarda Proeskampalar adıyla cüceler tarafından kuruldu.Kısa sürede Westgate’in ticaret partneri oldu.
-133 Year of Silent Screams:Dev Denizde oluşan fırtınalar ve gelgitler Tethry’deki Velen kentini yuttu.Bu olay nüfusu önemli ölçüde azalttı.
-111 Year of Terible Anger :Illusk yeniden orc akınları yüzünden çöktü.
-100 Year of Black Unicorn : Delzoun , phaerimmlerin ve diğer tehlikelerin saldırıları yüzünden düştü.
-75 Year of Lether Shileds : Rashemen’in cadıları ilk defa ülkedeki Demir Efendiyi seçti.
-68 _ -65 Hin Ghostwars: Birçok lightfoot ve ghostwise halfling , Lurien ‘den ayrıldı.
-52 Year of the Choking Spores: Waterdeep bölgesinde ilk yerleşik çiftlikler kurulmaya başlandı.
-33 Year of Slowing Sands: Asram’da veda başladı ve hiç kimse hayatta kalmadı.
1 Year of Sunrise : Cormanrhry elfleri ve Dalelands halkı tarafından “Standing Stone” dikildi ve Vadi Kayıtları başlandı.(DL : DaleReckoning)
10 Year of Dreams : Netheril bölgesine Anauroch denilmeye başlandı.
20 Year of Fallen Fury : İnsanların takvimi Harptos elflerin bayramı Cinnaelos’ Cor( Corellon’un Barış Günü)’u kabul etti ve ismini Shiledmeet olarak değiştirerek o tarihten itibaren 4 yılda bir olmak üzere kutlamaya başladı.
25 Year of Many Runes : Deneir tapınağı kuruldu.
26 Year of Opening Doors: Cormry , Obarskyr ailesi tarafından kuruldu.
27 Year of Shadowed Blades:Calimshan’da Shoon çağı başladı.
37 Year of Dark Venom : 5 gelgit dalgası Calimshan kıyılarına vurarak ülkedeki 5 liman şehrinden üç tanesini yok etti.
75 Year of Clinging Death : Medeni ülkelerde veda salgını başladı.(Calimshan , Lake of Steram , Vilhon Reach ).Kahin Alaundo Candlekeep’e vardı.
111 Year of Fallen Guards: Anauria orc akınları yüzünden yok edildi.Ama aynı zamanda orc ordularını da yok etti.Böylece bu bölgedeki orc birliklerinin sayısı oldukça küçüldü.
112 Year of The Tusk : Cormyrli haritacılar Cormanthor , Cormyr ve Dalelands’in ilk haritalarını yaptılar.
168 Year of Scatted Stars :Halaster’in Kalesi , Waterdeep’deki çiftliklerin yakınına yaptıldı.Halaster , Undermountain olarak bilinen devasa zindanı yaratma hazırlıklarına başladı.
171 Year of Unking Weapons: Cormanthry’li elfler , şu anki Yulash’ın kuzeyindeki ormanda , ayakta kalmış olan Moander tapınağını yok ettiler.Bu tarihten itibaren habis tanrı Moander son tapınağının harabelerinin altında habis kaldı.
241 Year of Hippogirff’s Folly : Eliminster Aumar , Cormanthor şehrine girdi ve kendini Mystra’ya hizmet etmeye adadı.
244 Year of Elf Sands:Everaska ilk defa elf olmayanlar tarafından keşfedildi.Yine de bu sır yüzyıllar boyu Grayclock Tepelerindek insanlar tarafından gizli tutuldu.
261 Year of Soaring Stars: Cormanthor ‘un kalbindeki elf şehri , “Mythal’ın” gücü çevresinde birleşerek Myth Drannor adını aldı.
273 Year of Delighted Dwarves : Ammarindar ve Felbarr kalesinden gelen üç klanın yerleşmesiyle ilk cüce göçü Myrh Drannor’a ulaştı.
284 Year of Fallen Flagons: Tethyr ile Myth Drannor arasındaki portallar sayesinde yüzlerce buçukluk göç ederek şehre yerleşti.
324 Year of Freedom’s Friends:Harper adlı organizasyon Elven Court bölgesinde Dathlue Mistwinter( Lady Steel) tarafından şekillenmeye başladı.
329 Year of Clossed Scrooll:Hlondath’ın yeşil düzlükleri Anauroch’un genişlemesiyle yok oldu.Şehir boşaltıldı ve insanlar doğuya (Moonsea bölgesine) veya güneye ( Dalelans ve daha aşağılara) göç etmeye başladılar.
376 Year of Leaping Hare:Valashar’lı Ashar Tornamn Shoon İmparatorluğunun sınırlarını High Moor bölgesine kadar genişletti.Cormry’in resmi kralı 1. Azoun, Shoon güçlerinin yayılmasını engelledi.
379 Year of Seven Sisters: Her okulun uzmanı olan 7 büyücü bütün ırklara açık olan büyü okulunu Myth Drannor’da kurdu.
384 Year of Dreaming Dragons: Silverymoon Köprüsü , Rauvin Nehri üzerine yapıldı.
449 Year of Killing Ice : Silvyr Ithal , Tethyr kralı oldu.Amn ve Tethyr’in asiliği üzerine politika geliştirdi.7. Amahl Shoon tarafından bir savaş sırasında öldürüldü.
450 Year of Crrie Fist:Tethyr’in prensi Strohm , 7. Amahl Shoon ‘u öldürerek babasının intikamını aldı.Böylece Shoon Devri sona erdi.
480 Year of Winter Sphinix: Beyaz kürklü bir androsphinix olan Lyonarth , Westgate yönetimini ele geçirdi.
482 Year of The Blighted Vine: Unther’in kuzey şehirleri , kopmaya ve bağımsız olmaya başladı.
523 Year of Trials Arcane: Kuzeydeki Three Crowns olarak bilinen Phalorm’un kuruluşu.
574 Year of Gored Griffon:Silverymoon , küçük bir ticaret kasabası olarak şekillendi.
615 Year of Lamia’s Kiss:Westgate’in yöneticisi Beyaz Kürk , bir lamia tarafından büyülendi.Lamia Nessmara kendisini bir gynosphinix olarak gösterdi ve ikili şehri beraberce şehri yönetmeye başladılar.Pharlom kuzeyde akınlar sonucu yok edildi.
616 Year of Ensorceled Kings: West Gate’i ziyaret eden bir grup büyücü , lamianın büyülü ilizyonlarını parçaladı.Lamia ve androsphinix birbirini öldürdü.
627 Year of Bloodcrystals:Ecamane Truesilver ve 9 yardımcısı Silverymoon’a geldiler.Burada elf büyüleri öğreten herkese açık bir büyü okulu açtılar.
640 Year of Fanged Beasts:Zhentil Kalesi çevresinde ilk ticaret ve maden çalışmaları başladı.
659 Year of Hunting Ghosts:Bir çok büyücü Silvermoon’a göç etti ve onu Myth Drannor’un kardeş şehri haline getirdiler.
668 Year of Telling Tome: Halastar Blackcloack büyülü yollarla Myth Drannor’daki büyücüleri kaçırmaya başladı.
679 Year of Scarlet Sash:Hillsfar neredeyse batıdaki Beast Marches bölgesinden gelen deepspawn kırması yaratıklar tarafından yok ediliyordu./Unther , Yuirwood ormanının güneyindeki bağımsızlık ilan eden şehirleri tanımak zorunda kaldı.
694 Year of The Ominous Oracle: Kahin Darcassan tarafından Myth Drannor’un yok olacağı ile ilgili ilk kehanet ve uzgörüler orataya konuldu.Bu bilgiler halkın panik yapmaması için halktan uzak tutuldu.
708 Year of Bound Evils: 3 tabur elf büyücüsü , Moander’in yeniden güç kazanan habis yaratıkları ve takipçileriyle , Moander’in düşmüş tapınağının yakınlarında savaştı.Üç iblis , büyülü hapishanelerinden kaçmayı başardı ve orclar , goblinler ve diğer kötü yaratıkların karışımından oluşan bir ordu hazırlamaya başladı.
710 Year of Toppled Throne : Drowlar Cormyr’e saldırdı.Bir çok soylu aile ölmeleri sanılmalarına karşın Underdark’ta köle olarak hayatlarını sürdürdü./Abbys’ten , Westgate’in şatosuna büyülü bir portal açıldı.Kalabalık tiefling birlikleri etrafı ele geçirdi.Tieflinglerin lideri Iyachtu Xvim Baneson , Westgate yönetimini ele geçirdi.
711 Year of Despairing Elves: Sonbahar aylarının sonlarına doğru Army of Darkness( Büyülü hapislerinden kaçan üç iblisin yönettiği ordu) Moonsea’nin batısındaki madenleri ele geçirdi.Feast of Moon zamanında Wheeping Savaşı başladı.Army of Darkness Cormanthor’daki bir çok elf liderlerine saldırdı ve bir çok kasaba ve clan karakolunu yok etti.
712 Year of Lost Lance :Wheeping Savaşı bütün yıl boyunca devam etti.Bir çoğu harper olmak üzere bir çok kahramanın ölümüne sebep oldu.
713 Year of Firedrake: Savaş Myth Drannor’a da sıçradı.Müttefiklerin yardımıyla iblislerden 2 tanesi bertaraf edildi.
714 Year of Doom:Myth Drannor , Army of Darkness karşısında daha fazla dayanamadı.Sadece 200 elf ve 3000 müttefik durumdan sağ kurtulabildi.
720 Year of Dawn Rose : Dans Yeri’nde yapılan Tanrıların Toplantısı harperların yeniden yapılanması için cesaret verdi.Geçen 10 yılda hayatta kalmış 15 Harper ( Elminster ve Khelben bu gruba dahildi) yeniden organize olmaya başladılar.
734 Year of Splendid Stag: Iyachtu Xvim’in hükümdarlığı Westgate’de terslikle karşılandı ve sözü geçen tüccarlar tarafından şehirden ayrılmaya zorlandı.
756 Year of Leaning Post:Balıkçı bir halk Aglorand’da yerleşmeye başaldı.
796 Year of Gray Mists: Merrydale vampir istilasından sonra Daggerdale olarak ismini değiştirdi.
863 Year of Wondrous Sea:Chultaki şehir Mezro yok oldu.
864 Year of Broken Branch :Calimport’un altında Kara Rysellan lakaplı bir lich kendisi ve kendisi gibi undead büyü kullanıcılarının dünyayı ince planlar ve yalanlarla yönetmelerini sağlayacak Twisted Rune’ı keşfetti.
882 Year of The Curse:İblisler , daha sonraları Hellgate Keep olarak bilinecek Ascalhorn şehrini ele geçirdiler.Earlann böylece düştü.
900 Year of The Thisty Sword: Chondath’da iç savaş başladı.The Vault of the Sages , Silverymoon’da inşa edildi.
902 Year of The Queen’s Tears : Chondath’daki Rotting Savaşı ülkenin büyük bir bölümünü yok etti.Cult of Dragon ilk Dracolichi yarattı.
906 Year of the Plough :Shadowdale kuruldu.
913 Year of The Watching Raven: Sembia kuzgun bayrağı altında kuruldu.
922 Year of Spouting Fish: Thay’da Thazalhar savaşı başladı.Savaşın sonunda Red Wizardlar Thay’ın , Mulhorand’dan bağımsız olduğunu ilan ettiler.İkinci Mulhorand İmparatorluğunun sonu.
929 Year of Flashing Eyes:Chessenta , Unther’e karşı ayaklandı.
934 Year of Fell Wizardry : İlk defa Thay , Rashemen’e akın yaptı.
937 Year of Turning Wheel:Theks , Golden Way üzerinde kuruldu.
974 Year of Haunting Harpy: Waterdeep kalesi inşa edildi.
975 Year of The Bent Coin: Telflamm , soylu şehir devleti olarak kuruldu.
976 Year of The Slaying Spells: Mulhorandi’nin Thay’a yaptığı akınlar geri püskürtüldü.
1018 Year of The Dracorage :Tchazzar’ın ölümüyle Chessenta birleşti.Mavi Sapphiraktar Calim Çölüne geldi ve Calimport ile Keltar’ı yok etti.
1021 Year of The Howling Axe:Thay Harperlara saldırdı.Harperlar ortalıktan kayboldu.
1022 Year of Wandering Wyvern : Harperlar yeniden toparlandılar.
1030 Year of Warlords:Zulkirler Thay’ın yöneticileri olarak kabul edidiler.
1032 Year od The Nightmadiens: Kuzeyin güçlü büyücülerinden Ahgharion Waterdeep’i kurtardı ve Waterdeep Lordlarını yarattı.Şehir kuzeye doğru daha da büyüdü.
1038 Year of Spreading Spring:Buzullar çekildi.Narfell , Vaasa ve Damara ‘da buzlar yok oldu.Dışarıdan bir çok göçmen buraya gelmeye başladı.Aencar kendini Dalelands’in kralı ilan etti.
1065 Year of Watching Wood:Aglorand’daki elfler ve insanlar barış yaptılar.İlk krallarını bir yarı elf olan Brindor olarak seçtiler.
1074 Year of Tightening Fist :Zulkir’ler gittikçe daha sert olmaya ve bütün asileri yok ederek ülkeyi yönetmeye devam ettiler.
1090 Year of Slaughter :Kemikler Savaşı yapıldı.Malar’ın takipçileri “Büyük Av”a başladı.
1095 Year of Dawndance: Imphras , Impiltur’u birleştirdi.
1097 Year of The Gleaming Crown : Imphras , Impiltur’un kralı oldu.
1099 Year of The Restless: Yeni ticaret yolları yapıldı.Kara-Tur ve Zakhara ile ilk modern bağlantılar kuruldu.
1117 Year of The Twelverule: Chessenta 1154’e kadar eyalet şehirlerine bölündü.
1150 Year of The Scourge: Sword Coast boyunca bir hastalık yayıldı.Loviatar ve Talona’ya tapınma sayısı arttı.Khelben Arasun Waterdeep’e geldi.
1164 Year of Long Shadows:Yenilmez lakaplı korsan Immurk , Procampur’dan gelen bir gemiden , Cormry’in o zaman için yeni kralı 1. Palaghard’ın taç töreninde giyeceği tacı çaldı.Bu durum Inner Sea’de korsanlık olaylarının artmasına sebep olmuştur.Inner Sea bölgesindeki ülkeler korsanlığa karşı kendi savaş gemilerini yapmaya ve tüccarlarını korsanlara karşı koruma girişimlerine başlamışlardır.
1179 Year of The Stalking Satyr:Malaugrymler ,Arasun’un kulesine saldırdılar.Ancak Khelben , Elminster ve diğer Waterdeep büyücülerinin yardımıyla durduruldular ve geri gönderildiler.
1182 Year of Sinking Shileds:Malaugrymler Faerun’u keşfettiler.Harpstar Savaşı başladı.
1194 Year of The Bloody Wave:Singing Sands savaşı yaşandı.Aglorand , Thay’ı yendi.
1197 Year of Sundered Shileds:Brokenheads savaşı yapıldı.Aglorand yeniden Thay’ı yendi.
1209 Year of The Blazing Banners:Korsanlara karşı Sembia , Cormyr ve Impiltur ittifak yaptılar.
1222 Year of the Horn: Harpstar savaşı Harper King’in ölümüyle sona erdi.
1232 Year of The Weeping Wives:Sessrendale , Archendale tarafından yok edildi.
1235 Year of The Black Horde:Faerun tarihindeki en büyük orc ordusu ortaya çıktı.Kuzeyi , Sword Coast’u yerle bir etti.Waterdeep kuşatıldı.Bir çok Calishite soylusu öldü.
1237 Year of The Grotto:Thesk ve Aglorand müttefik oldu.
1241 Year of The Lost Lady: Çok hürmet edilen bir Tethyrian soylusu kadın orclar tarafından yakalandı ve öldürüldü.
1242 Year of Yellow Rose:Yellow Rose Manastırı Damara’da kuruldu.Saygıdeğer bir ejderha olan Anaglathos Turmish’e geldi.
1245 Year of Pain:Loviatar’a tapanların sayısı oldukça arttı.Kuzeyde bir çok modern tapınağı kuruldu.
1247 Year of The Purple Basillik: Anaglathos çıkan bir isyan ile Turmish tahtından inmek durumunda kaldı ve maceracılar tarafından öldürüldü.
1260 Year of The Broken Blade: Bir çok barış antlaşması bu tarihte imzalandı.Aglorand’lı Halacar ve kız kardeşi Ilione zehirlendi.Simbul’un özel öğretmeni tahta geçti.
1261 Year of Bright Dreams:Manshoon , Zhent konseyinde kendine bir türbe edindi.Aynı zamanda bu bölgede Zhentarim adında gizli bir organizasyon kurdu.
1280 Year of The Manticore:Thay , yaptığı bir akında Mulhorand’ı neredeyse işgal ediyordu.
1298 Year of Pointed Bone: Waterdeep’in Maskeli Lady’lerinden biri olan Lhestyn , Shadow Thieves organizasyonunun içine sızıp organizasyonu açığa çıkardı.1 hafta süren kanlı bir haftadan sonra hırsızlar ölerek veya kaçarak Waterdeep’i terk ettiler.
1306 Year of Thunder: Moonsea savaşı…Mulmaster diğer şehirlerin birleşmesiyle yenildi.Cormry’deki Vanderdahast War Wizards ‘ kurdu.Moradin’in Thunder Blessing’i başladı.Cüce sayısı ikiye katlandı.
1307 Year of the Mace:4 . Azoun doğdu.
1312 Year of The Griffon : Darkhold , Black Network( Zhentarim) tarafından ele geçirildi.Manshoon Lich Queeni öldürdü.Dragonmere bölgesinde Teziir kuruldu.
1316 Year of Gulagoar:Tesendale , Zhent diyarının bir parçası oldu.
1317 Year of The Wandering Wyrm: Innersea bölgesinde büyük bir hastalık baş gösterdi.Bu hastalığa aynı zamanda Dragon Hastalığı dendi.
1320 Year of Watching Cold:Simbul , Aglorand’un kraliçesi oldu.
1321 Year of Chains:Harper’lar Berdusk’da kurulan Twillight Hall’da yeniden organize oldular.
1323 Year of Dreamwebs:Thay’lı büyücüler diğerlerinin rüyalarını kontrol etmeyi planladılar ancak planları engellendi.
1333 Year of The Striking Falcon :Amn’da ticaret savaşı başladı.Council of Six’in kurulmasıyla birlik sağlandı.
1336 Year of The Hightmantle :4 .Azoun Cormyr’de tahta geçti.Zhentarim , Daggerdale’i işgal etti.
1340 Year of The Lion: Featherdale’de Sembia ve Cult of Dragon arasında River Raising savaşı yapıldı.
1344 Year of Moonfall: Elflerin Cormanthor’u terk etmeleri başladı.
1345 Year of Saddle: Sword Coast’un bir çok liman kentine güneyde Baldurs Gate’e varana değin hastalık bulaştı.
1347 Year of The Bright Blade: Zhengyi denilen Cadı Kral Vaasa’da ortaya çıktı.4. Alemander Tethyr’de öldü.Tethyrde iç savaş başladı.
1350 Year of Morning Star: Elminster , Shadowdale'e çekildi.
1352 Year of The Dragon: Ride’daki barbarlar , Glister yolundaki Zhentleri yok ettiler.
1353 Year of The Arch: Night Masklar Westgate’in gizli yöneticileri haline geldiler.
1355 Year of The Harp.Zhentil Keep , Citiadel of the Raven ‘ı kendisine aldı.Cormanthor elflerinin gidişi zirveye ulaştı.Yulash’da iç savaş başladı.Hillsfar ve Zhentil Keep askerlerini Yulash’a yönlendirdiler.
1356 Year of the Worm: Scardale’li Lashan , bütün Daleland’ı yönetimi almaya çalıştı ancak başarısız oldu.Cormry’liler Tilvertoon’u kurdu.Moonsea ve Dales’e ejderha akınları olmaya başladı.Shadow Dale’li Sylune öldü.Mitral Hall yeniden ele geçirildi.
1357 Year of The Prince : Damara kralı Virdin ,Zhengeyi (Cadı Kral ) ile yapılan bir savaş sırasında öldü.3. Horustep (11 yaşında) Mulhorand tahtına geçti.Bozulma tanrısı Moander yanlışlıkla yattığı uykudan uyandırıldı.Kovulmadan önce çokça hasara sebep oldu.
1358 Year of Shadows: Time of Troubles dönemi.Tanrılar Toril’de yürüdü.Bane, Bhaal,Gilgeam ,Ibrandul ,Myrkul, ve diğer tanrılar yok oldu.Mystra ve Cyric’in üstünlük dönemi.Wild ve dead magic bölgelerinin ortaya çıkışı.
1359 Year of The Serpent:Cadı Kral Zhengyi yok edildi.Damara , Gareth Dragonsbane tarafından toparlandı.Tuigan Ordusu Yamun Khahan tarafından toplandı.Tuigan Ordusu Thay’a saldırdı.Szass Tam orduyu ikna ederek Rashemen üzerine gönderdi.Cadılar akını durdurdular.
1360 Year of The Turret: Tuigan Orduları Faerun’a akınlar düzenlemeye devam ettiler.Tuiganlara karşı birlik oluşuturuldu.4 .Azoun, Yamun Khahan’ı öldürdü.
1361 Year of Madiens: Zhentil Keepde Bane’in ölümü yüzünden dini savaş çıktı.Buna birinci Banedeath dendi.Eski Bane inananları Cyric inananları tarafından kovuldular.Amn’li kaşifçiler Maztica’yı keşfetti.
1363 Year of The Wyvern : Mezro yeniden ortaya çıktı.
1367 Year of The Shiled:Tethyr’s Reclamation Savaşı başladı.
1368 Year of The Banner:Cyricçiler ikinci Banedeath’e başladılar.Zhentil Keep yok edildi.Hellgate Keep yok edildi.
Son yıllar üzerinde pek durmak istemedim.Şu an Fr’ın 1374. senesindeyiz.Ancak yılbaşı yaklaşıyor 1375 ‘e geçilmesi an meselesi.Umarım bu bilgiler size yardımcı olabilmiştir.
Halkların Yaratılışı ve Faerun'da Tanrılar
Selune ve Shar’ın kavgası sırasında diğer boyutlardan gelen tanrıların işe karışması ve çocuklarının da nesiller boyu “iyi ve kötü” savaşını sürdürmesinden sonra Toril ve Faerun’da bazı hayat belirtileri görüldü ve tanrı ve tanrıçalar kendi çıkarları doğrultusunda varlıklar yarattılar.
Faerun üzerindeki modern bilginler yaratıcı yeteneğe sahiplerin beş büyük gruba ayrıldıklarını öne sürerler.Bu gruplardan ilkini sürüngenimsiler kapsamaktadır.Bu gruba birbiriyle alakası bile olmayan ancak aynı aileden geldikleri varsayılan bir çok varlık girer.Örnek olarak nagalar,kertentelehalk vb yaratıklar bu gruba dahil olarak var sayılmaktadırlar.Bu ırktan olanlar ilk yaratıldıklarında yeryüzünde bulunan şimdiki evlerine oranla “modern” denilebilecek şehirler ve bir medeniyet kurmuşlardır.
Yaratabilen ırklar içinde kuşkusuz en kudretli ve güçlüleri Ejderhalardır.Ejderhalar diğer sıradan sürüngenimsilerin yerine büyük yerlere hükmedebilecek kudrete ve tek başına, organize olmadan yaşayacak güce sahiptirler.Zaten kötü ejderhalar sahip oldukları şeyleri kendi ırktaşlarıyla bile paylaşmak istemezler.Ejderhalar dünya üzerinde büyü var olmaya başladığından beri onu en iyi kullanma gücünü kazanmış yaratıklarıdır.Daha diğer yaratıklar “weave” i kullanmaya başlamadan evvel onlar bir çok büyüyü bilir ve yaparlardı.Daha sonradan gelenler büyü yapmayı öğrendi ve bazıları hayatlarını buna adadı yinede ejderhalar hala cüsseleri ve pençelerinden çok ,büyüleri ve keskin zekalarıyla diğerlerine korku salmakta ve kendilerine saygı göstermelerini sağlamaktadırlar.
Diğer bir yaratıcı grup ise daha önceden denizde yaşayan şekil değiştirenler olmuştur.Bir süre sonra hem karada hem suda yaşabildiklerini fark edince yer yüzünde çıkmış ve o sırada sürüngenimsilerin bulunduğu topraklara komşu kendi medeniyetlerini kurmuşlardır.Gittikçe güçlenerek sürüngenimsilerinde medeniyetlerinin yok olmasında katıda bulunmuşlardır.Bu olaylardan sonra sürüngenimsiler başsız bölündüler ve dünyanın her yerinde medeniyetten uzak küçük gruplar halinde yaşadılar.Şekil değiştirenler sürüngenimsileri dağıtmış olmalarına rağmen kendileri de gittikçe barbarlaştılar ve ilk yarattıkları medeniyetten uzak olarak aynı sürüngenimsiler gibi yaşadılar.Bunlardan bir kısmı tekrar geldiği yere su altına döndü ve orada yaşamayı seçti ve bu şekilde evrimleşti.Bu kavime örnek olan ırklar merfolk,triton,sahuagin vb...Bir kısmı ise karada kalmayı seçti,buna göre evrimleşti ve şekil değiştirebilme özelliğini korudu.Bu gruba bir örnek ise Doppelganger’lar dır.Bu kavmin dağılması onların medeniyetlerini kaybetmesindeki en büyük etken olmuştur.
Hakkında en az bilgiye sahip olan yaratıcı bir grup da peri halkıdır.Genellikle orman ve ağaçlık alanlarda yaşamış ve buradaki doğal dengeyi bozmadan organize olmuşlardır. Medeniyetlerinin şeytani ve ejderimsi varlıkların yaratılmasıyla yok olduğuna inanılır.Şimdi ise bu yaratıcı ırklar Faerun’un ormanlarında veya ağaçlık güzel yerlerinde tam bir medeniyet adı altında olmasa da yaşamaktadırlar.Bu ırklara örnek olarak nympler,draydlar, vb ırklar örnek gösterilebilir.
Yaratma gücüne sahip son ırk ise şu anda dünyada en baskın güç olarak bulunan insanlardır.Her düşünceye her şekle her yaşama kolayca alışabilen ve adapte olabilen bu ırkın her üyesi birbirinden oldukça farklar göstermektedir.En hızlı öğrenen ve en hızlı yükselen topluluktur .
İşte bu yukarıda bahsettiğim 5 yaratabilen topluluk arasında şu anda medeni olarak yaşayan ve yaratma gücü olan tek topluluk insanlardır.
Diğer ırkların dünyaya gelmesi ise diğer boyutlar aracılığıyla olmuştur.Bazıları başka boyutlardan direkt olarak gelirken bazıları ise başka boyutlarından gelen tanrılar tarafından sonradan yaratılmışlardır.Bu sonradan gelen ırklara örnek olarak elfler buçukluklar gnomelar treantler ilitithler vb ırklar sayılabilir.
Evet dünyadaki varlıkların yaratılışlarını en genel olarak bu şekilde ayırarak ifade ettikten sonra şimdi birazda Faerun’da tanrı kavramından bahsetmek istiyorum.
Toril birden fazla tanrının var olduğu bir dünyadır.Tanrıların buluşma mekanı Cynosure adı verilen sadece ve sadece tanrıların girip çıkabildiği bir yarı düzlemdir.Bu düzlemde yapılan görüşme ve toplantılara Ao başkanlık eder, her tanrı iyi veya kötü kuralcı veya kaosçu her türlü görüşünü saklamadan gösterebilir.
Faerun’da tek tanrıya tapmak gerekli değildir.Ruhbanlar bile tanrılarına taparken,taptıkları tanrının görüşlerine ve yönelimine ters düşmeyen başka tanrılara dua edebilir,bu iki yüzlülük olarak algılanmamalıdır.Çünkü savaşa girmeden önce savaş tanrısına dua eden bir savaşçı ticaretle ilgilendiği sırada ticaret tanrısına da dua edebilir.İnsanlar mutlaka tapacakları tanrıyı belirlemeli ve bir yolda dini görüşlerini belli etmelidirler.Hiçbir tanrıya tapmayan veya inanmayan öldüğünde hiçbir tanrının cennet veya cehennemine gidemeyeceğinden boşlukta kalarak büyük sorunlar yaşar.Tanrılar düşük tanrılar orta tanrılar ve kudretli tanrılar olmak üzere 3’e ayrılır.Birde neredeyse tanrılık mertebesine ulaşmış çok güçlü olan ancak resmi olarak Ao tarafından kabul edilmemiş olan kısmen tanrılar vardır.Tanrıların kudretliden düşük mertebeye yada düşükten kudretli mertebesine geçişi mümkündür.Bu dikey geçiş serbestliği tanrının sahip olduğu tapınan sayısına ve adının ne kadar çok anıldığına bağlıdır.
Bazen tanrılar birleşerek mabet denilen toplulukları oluştururlar.Örneğin tüm elf tanrıları birleşerek elf mabedini oluştururlar.Genellikle bu mabetlerdeki tanrıların görüşleri birbirine yakındır.Tatlı rekabet dışında büyük kavgalar yaşanmaz.Bu tanrılar içinde tapınanı ve rütbesi en fazla olan tanrı mabet liderliğini eline alır.
Her tanrının bir ilgi alanı, favori silahı, takma isimi, bulunduğu düzlem ve sembolü vardır.Şimdi burada kudretli mertebesinde bulunan tanrılara kısaca açıklayarak özelliklerimden bahsedeceğim.Daha iler ki yazılarımda düşük ve orta seviyeli genel tanrılardan da bahsedeceğim.
Bane:Kara efendi,kara el,karanlıların efendisi olarak da bilinir.Kullanmayı tercih ettiği silah adı Bane’in kara eli olarak adlandırdığı bir seher yıldızıdır.Bane’in sembolü içinden yeşil ışınlar fışkıran yumruk yapılmış bir siyah eldir.Bane’in ilgi alanları Nefret zorbalık ve korkudur.Bane Faerun’da bulunan tanrılar arasına kötülükte birinci sıradadır.Bir çok daha az güçlü kötü tanrı Bane’in etrafında toplanmışlardır.Eskiden ölümlü olan Bane üç kişiden oılşan grubuyla düşük düzlemlerde kayıp 7 tanrıdan biri olan Jergal’ı öldürmesiyle tanrılık rütbesine ulaşmıştır.Bir çok tahmahkar insan gibi istediği tek şey dünya üzerindeki en korkulan en saygı duyulan varlık olmaktır.Bane diğer tanrılardan farklı olarak kendisine tapanların başka tanrılara dua etmesini veya onlardan medet ummalarını yasaklamıştır.Bane “Kaybolmuş kıyametin boş toprakları” (Barren of doom and despair) denilen düzlemde bulunmaktadır.
Chauntea.Büyük anne,Tahıl tanrıçası,Toprak ana olarak ta bilinir.Geçen ay ki dünyanın yaratılışını anlatırken biraz bahsettiğim Chauntea dünyadaki en eski tanrıçalardandır.Dünyaya hayat veren bitki ağaç ve tüm floraları oluşturmuş, sonra ateş için yalvarmış ve bu vesileyle Selune’un güneşi getirmesini sağlamıştır.Sembolü tahıllar arasından yetişmiş kıpkırmızı bir güldür.İlgi alanları ,çiftçiler,yaz,tarım,insan tarafından işlenmiş bitkilerdir.”Doğa evi”(House of nature) denilen düzlemde bulunur.Dogması;” Doğada yetişen ve büyüyen her şey kutsaldır.Her ne nedenle olursa olsun bitki ve tohumlara zarar vermek çok büyük günahtır.”İnananlarından doğal yaşamı korumalarını istemektedir.Favori silahı tahıl şoku adını verdiği bir oraktır.
Cyric:Yalanlar prensi-kara güneş-siyah güneş, olarak ya bilinir.Önceden ölümlü bir insan olan Cyric Dertler Zamanında(1358 Dertler zamanı hakkında daha sonra ayrıntılı bilgi vereceğim) arkadaşları Kelemvor( o da şu anda tanrı) ve Midnight(Helm tarafından öldürülen Mystanın yerine geçti)ile birlikte dertler zamanına neden olan kader tabletlerini aramıştır.Ruhunda yalancılık ve hainlik olmasından dolayı arkadaşlarını bile arkadan vurmuştur.Bu dönemde tanrılar güçlerini kaybettiklerinden bundan faydalanan Cyric o dönemde yok olmuş olan Bane,Myrkul ve Bhall adı verilen tanrıların yerlerine geçti ve bir çok yetkilerini aldı.Cyric in ilgi alanları cinayet,yalan,yanılsama(ilizyon),entrika ve hiledir.Bane’in bir süre ortalarda yok olmasından sonra onun yetkilerini aldığını ilan eden Cyric Bane inananlarını ikiye bölmüş ve bir kısmını kendine inandırmaya bir kısmını da kendine düşman etmiştir.Cyric’e düşman olanlar Cyric’in gerçek yaşamını ilan ederek onun eskinden ölümlü olduğunu ve Bane’in güçsüzlüğünden yararlanarak bu mertebeye geldiği ilan ederler.Cyric hakkında her şeyi ne yazık ki şu anda buraya sığdıramıyorum ancak şu söylenebilir ki Faerun tarihinde en hızlı yükselen en zeki tanrılardan biridir.Kısaca dogmasına da değinecek olursak ;”Cyric’e karşı olan herkesi öldürün güçsüz olanları(Cyric inananı dahi olsa) öldürerek eleyin ve Cyric’in adına leke sürdürmeyin “diye açıklaya biliriz.Sembolü mor-siyah bir güneşin ortasındaki kurukafadır.Cyric in bulunduğu düzlem “Üstün taht”(Supreme Thorn) dır.Favori silahı Razor’un ağzı olarak adlandırdığı bir uzun kılıçtır.
Faerun'da Yaşam
Faerun’da yaşamdan kastettiğim günlük hayattaki şeyler;mevsimler, haftalar, aylar,, bayramlar, ekonomik durum, para,bitki örtüsü vb benzeri şeyleri dile getireceğim.
İlk olarak gündüz ve gece saatlerinden bahsedelim.Gündüz ve gece saatleri kuzey ve güneyde farklılıklar göstermektedir.Güney bölgelerinde her gün ne olursa olsun 12 saat gündüz 12 saat gecedir.Ancak kuzey bölgelerinde kış aylarında 8 saat gündüz 16 saat geceyken yaz ayları 16 saat gündüz ve 8 saat gece olmaktadır.Kuzey veya güneyde gündüz ve gece süresinin toplamı bizim dünyamızdaki gibi 24 saattir.
Hafta konusuna gelince;Faerun’da haftalara “10 gün” denir.Bunun nedeni isminden de anlaşılacağı gibi haftaların 10 gün olmasıdır.Hafta içindeki günlerin özel isimleri yoktur(Pazartesi,Perşembe gibi...)onun yerine “birinci gün” “beşinci gün” gibi sayıyla belirtilirler.
Her ay 3 haftadan oluşur.Yani bu demektir ki her ay 30 gündür.Ancak dört yılda bir,bir gün artar ve bu günde faerun halkının “Shieldmeet”olarak adlandırdığı bayram kutlanır.Aylar isimleri dışında nerdeyse bizim takvimlerimizdekilerle aynı özellikleri taşımaktadırlar.Bir yıl 12 aydan meydana gelir.Şimdi şu ayların isimlerine bakalım.
1.Ay İsmi:Hammer ,Halk Dilindeki Adı:Derin kış
2.Ay İsmi:Alturiak , Halk Dilindeki Adı:Kışın Pençesi
3.Ay İsmi:Ches , Halk Dilindeki Adı:Günbatımının Pençesi
4. Ay İsmi:Tarsakh Halk Dilindeki Adı:Fırtınaların Pençesi
5.Ay İsmi:Mirtul Halk Dilindeki Adı:Erime
6.Ay İsmi:Kythorn Halk Dilindeki Adı:Çiçeklerin Zamanı
7.Ay İsmi:Flamerule Halk Dilindeki Adı:Yaz Gelgiti
8.Ay İsmi:Eleasis Halk Dilindeki Adı:Yüce Güneş
9.Ay İsmi:Eleint: Halk Dilindeki Adı:Soluş
10.Ay İsmi:Marpenoth Halk Dilindeki Adı:Yaprak Dökümü
11.Ay İsmi:Uktar Halk Dilindeki Adı:Çürüyüş
12.Ay İsmi Nightal Halk Dilindeki Adı:Drawing Down(çevirisini yapamadım)
Festivallere değinecek olursak
Kış Ortası:Soylular ve yöneticiler Hammer ayının sonu ve Alturiak ayının başında kış ortası kutlamalarını yaparlar.İlişkileri ve müttefikleri yenilemek için en iyi gün olarak kabul edilir.Köylü halk ise bu tarihte pek kutlama havasına giremez.Çünkü bu gün zor günlerin kapıda olduğunu sıradan insanlara duyuran gündür.
Yeşil Çimen:Tarsakh ayının son günü kutlanan bu festival kesin olarak gelen ilkbahar havalarını kutlamak içindir.Yerlerde hala erimemiş kar bulunsa bile soylular,ruhbanlar ve zengin halk özel odalarında ve seralarında güzel çiçeklerini yetiştirmeye başlarlar.
Yaz Ortası:Flamerule ayının sonunda kutlanan bu festival isminden de anlaşılacağı gibi yazı kutlamak için düzenlenir.Festivalin düzenlendiği gecenin açık olması ve güzel olması tanrılar tarafından bereketli günlerin ve güneşli yaz günlerinin bahşedildiğine yorumlanır.Ancak gece kapalı, bulutlu hatta yağmurlu olursa uğursuz ve kötü günlerin geleceğine delalet olarak görülür.
Shieldmeet:Her dört yılda bir Yaz ortası şenlikleri kutlanırken Shiledmeet’de çoşku ve sevinçle kutlanır.Faerun takvimine dört yılda bir “ek gün” olarak eklenen bu günde sınıf ayrımlarının her zamankinden daha az görüldüğü,eğlenceli müsabakalar ve turnuvalarla insanların güzel zamanlar geçirdiği, dünyanın dört bir yanından gelen ozanların müzikleriyle insanları coşturdu bir gün yaşanır.Zenginler, paraları olanlar değişik memleketlere tatile giderler.Bu döneme yakın evlilik törenleri için shieldmeet seçilir ve beklenir.Her dört yılda bir kutlandığı yer değişir.Genellikle ekonomileri güçlü olan ülkelerin başkentlerinde olur ve bu zamanlarda bu büyük metropoller dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere açıktır.
Yüce Hasat Gelgiti:Hem sonbaharın gelmesini hem de yazın yetişen ekinlerin toplanması kutlamak amacıyla yapılan,Eleint ayının sonunda kutlanan bir festivaldir. Gezginler, bilgeler, maceracılar bu günün gelmesiyle yolculuklarına ara verir ve bir yere yerleşip geçicide olsa dinlenirler.
Faerun’da her yılın bir ismi vardır.Yıl sonlarında bilge konseyleri toplanarak genellikle o yıl içerisinde olmuş olaylar sonucunda yılı isimlendirirler.Böylece olaylar tarih kitaplarına, anı defterlerine rakamdan önce sözel ve güçlü bir ifadeyle geçmiş olur.Örneğin Faerun’un şu anda içinde bulunduğu yılın adı “Vahşi Büyü Zamanı Yılı”’dır.
Fauna ve Flora topluluklarına bakalım birazda...Hayvan olarak bizim dünyamızdakinden pek değişik hayvanlar görülmez.Sadece bizim bildiklerimizin daha irileri ve belki de biraz evrimleşmiş halleri olabilir.Ancak bitkiler ve ağaçlarda değişik türler görmek mümkündür.Şimdi şu türlere bir göz atalım:
Maviyaprak:Adından da anlaşılacağı gibi mavi renkli yapraklardan oluşan bu ağaçlar nemli, yağışlı ve soğuk bölgelerde bulunurlar.40 feet(yaklaşık 12 metre) uzunluğuna ulaşırlar ama bundan daha yüksek olmaları pek nadirdir.Kuzey bölgelerinde mavi yapraktan giysi ve kumaş yapılmaktadır.Yaprakları yakıldığı zaman mavi bir ışık vermektedir.Zengin şehirlerin tavernalarında ve eğlence yerlerinde ortalığı renklendirmek ve cümbüş için konmuş meşaleler bu yapraklardan yapılmaktadır.
Miferboynuzu:Bu sarmaşığa benzeyen dikenler genellikle ölü çalıların arasında bulunabilir.Bir insan eli uzunluğunda olan bu dikenler boynuz gibi kıvrık olduğundan bu ismi almıştır.Siyah renkli ve oldukça sivridirler.Dondurulduğunda ve kurutulduğunda şarap yapımı için kullanılabilirler.
Gölgetepesi.Çok yükseklerde ki dev Faerun ormanlarında bulunan bu bitkiler yılda 2 feet uzayarak toplamda 90 feet’i aşmaktadırlar.İsmini üzerinde yetişen bakır renkli birbirine girmiş sarmaşıklardan alırlar.Bu sarmaşıklar topaç halinde gelişip bir süre sonra düşerler.Bu maddeden genellikle ip yapıldığı görülmüştür.Yakıldıkları zamanda ise gerçekten sıcak olurlar ve çok az duman üretirler.Bu yüzdende yemek pişirmek için idealdirler.Gövdesinden ise sopalar ve asalar yapılmaktadır.Faerun’da bulundukları kesin yerler yoktur.Hemen hemen her bölgede bulunabilirler.
Suth:Suth gri gövdesi olan zeytin yeşili yaprakları olan ağaçlardır.Genellikle grup halinde bulunurlar ve beraber yetişirler.Karışık bir şekilde büyüdüklerinden genellikle çözümlenemez sarmaşık yumakları oluştururlar.Yaprakları uzun muntazam ve sivridir.Güzel ve parlak gri gövdesi ise kitap ciltlemelerinde kapak olarak kullanılabilir.Gerçekten sert bir yüzeye sahiptir ve normal bir insanın alet edevat olmadan işlemesi nerdeyse imkansızdır.Tahta kalkan yapımında da ideal bir seçim olarak görülen Suth kabuğu savaştan önce suya batırıldığında asla ama asla alev almaması ve yanmamasıyla ünlüdür.İsim olarak Suth ‘un ne anlama geldiği tam olarak bilinmemektedir ama güney anlamına gelen “South” sözcüğünün zaman içinde değişmesinden oluştuğu söylenmektedir.Bu bitkiler genellikle Faerun’un güneyinde,Shaar’da ve Chondath korusunda bulunmaktadır.
Su Bendi Odunu:Bu bitki Faerun’un her yerinde görülebileceği gibi nesli tükenmek üzere olduğunda dünyanın her yerindeki druidler,korucular,drayadlar ve orman perileri tarafından korunmaktadırlar.Kahverengi ve gümüşi renkte yaprakları olan bu ağaçlar normal ateşle(büyülü olmayan) yanmazlar.(Buna karşı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmaları oldukça garip)Aynı zamanda müzik aletleri yapımında oldukça seçkindirler.Yapıları özellikle üflemeli çalgılar için çok uygundur.
Zalantar:Kuzeyde kara odun olarak da bilinen bu bitki çeşidi siyah bir gövde ve sekizin üzerinde daldan oluşmaktadır.Tek bir kökten doğmasında karşın sekiz veya daha fazla gövdeye ayrılarak büyürler.Yaprakları beyaz renktedir.30 feet ve maksimum 60 feet arasında bir uzunlukları vardır.Oldukça sağlam olduklarından eşya,vagon hatta ev yapımında bile kullanılırlar.Güneyli büyücüler bu siyah odundan etkileyici sopa ve asalar yaparlar.Genellikle güneyde görülürler.Shaar’da ve Chult yarım adasının güney kıyılarında rastlama olasılığı yüksektir.
Para konusuna gelecek olursak basit bir para sistemi vardır ve her ülkede aynı para kullanılır.En küçük para birimi bakırdır.10 bakır 1 gümüşe eşittir.10 gümüş ise 1 altına ve son olarak 10 altın bir platin sikkeye denktir.Buna rağmen ensesi kalın bazı kesimler normal boyutlarından büyük altınlar döktürmektedirler.Bunu bazen gösteriş, bazen de almak istediklerini tek bir parçayla almak için yaparlar.
Ekonomik sınıflar şu tabloya göre belirlenir;
Kendine Yeten:Ayda 2 altın veya daha azını kazananlar bu gruba girer.Bu ekonomik sınıf içerisinde yaşamanın tek yolu kendin yiyeceğini kendi yetiştirmek,kendi giysilerini kendi yapmak vb zor şartlardan geçer.Bırakın lüks harcamaları hazır yiyecek almak bile bütçeyi sarsabilir.
Yetersiz Bütçe:Ayda ortalama 5 altın kazananlar bu gruba girer.Az yemek ve hiç lüks tüketmemek zorundadırlar.Doğada,sokaklarda yada bir başkasının evinde kalmak gibi şartlarda yaşam sürdürülür.
Yoksul Bütçe:Ayda ortalama 12 altın kazananlar bu gruba girer.Basit işler yapan konforsuz bir evde oturan insanlardır.Genellikte para yüzünden yerleşik bir yaşam sürdürememe gibi bir durum söz konusudur.
Orta Dereceli Bütçe:Ayda ortalama 45 altın kazananlardır.Hanlarda kalabilir,belli bir limitte hazır yemek yiyebilir ve güzel bir bardakta şarap içebilirler.
İyi Bütçeli:Ayda ortalama 100 altın kazananların bulunduğu gruptur.Kendine özel odada kalabilen,iyi kaliteli hazır yemeklerden yiyebilen,istediği gibi giyinebilen bir ekonomik sınıftır.
Aşırı Bütçeli:Aylık ortalama geliri 300 ve üzeri olan insanlardır.En iyi yerlerde kalıp kendilerine ev bile yaptırabilirler.Özel aşçıların yaptığı özel menüleri tadabilir ihtiyaçları doğrultusunda istedikleri eşyaları satın alabilen kişilerdir.
Faerun’da ırk kavramı; Birbirleriyle aynı özellikleri taşıyan zeki yaratıklar topluluğu, olarak algılanır.Hemen hemen bir çok fantastik dünyada bulunan elfler, cüceler, buçukluklar vb ırklar yine hemen hemen benzer özelliklerle Faerun’da da bulunmaktadır.Ancak ırklar bazı etnik gruplara ayrılır ve aralarında bazı farklılıklar gösterebilir.Örneğin Faerun'da ki elfler çok çeşitlidir.Ay elfleri, Güneş elfleri, Kara elfler(Drowlar), Orman elfleri, Vahşi Elfler, Yıldız Elfleri....vb...Netice olarak ele aldığımızda hepsi elftir.Hepsinin soyu aynıdır.Kimileri arasında çok minik farklar söz konusuyken kimileri arasında ise gözle görülür büyük farklar göze çarpabilmektedir.
İnatçılıkları,zanaatlardaki ustalıkları,özenle tarayıp uzattıkları sakalları,bira ve güzel etlere duydukları ilgileriyle Faerun’un güzel mi güzel ırklarından biri olan cücelerle başlamak istiyorum.
Faerun’da kökleri eskiye dayanan ırklardan olan cüceler dünyaya geldiklerinden itibaren şimdikilerin “çok eskilerde” diye nitelendireceği zamanlarda büyük imparatorluklar kurmuşlar,yükselmişler ve geniş topraklara hükmetmişlerdir. Ancak gerek goblin soylarıyla verdikleri savaşlar gerekse devlerle ve kötü ejderhalarla yaptıkları mücadeleler bu krallıkların çoğunun gücünü tüketti ve birer birer düştüler.Şimdi ki zamanlarda ayakta kalmayı başaran pek az cüce şehri ve krallığı vardır ancak onlarda kuruldukları zaman ki kudret ve güce sahip değillerdir.
Yaratılışları hakkında pek çok mit vardır ancak hepsinin özünde Moradin yani cücelerin en kudretli tanrısının cücelerin ruhunu kendinden üflediğine ve cüceleri özenle yarattığı anlatılır.
İlk görüldükleri yerler ise Faerun,Kara-tur ve Zakhara kıtaları içerisinde en yüksek dağ olan Yehimal ve çevresi olduğu söylenir.Burada görülen ilk cücelerin şimdi “ Kutup Cüceleri” diye adlandırılan etnik grubu oluşturduğuna inanılıyor.
İlk en büyük ve harika krallığın ise Sharr bölgesinde Bharyden adı verilen dev mağaralarda kurulduğu söylentisi vardır.İlk bölünme ise Bharyden’in kuruluşundan on iki bin sene sonra dini görüş ayrılığı yüzünden batıya doğru olan Taark Shanat göçüyle yaşandı.Bu göçmenler şimdi Kalkan cüceleri olarak bilinen etnik grubu oluşturmuştur ve kalkan cüceleri göç ettikleri Amn ,Tethry, Calimshan ve Stream gölü çevresini kaplayan yerlerde Shanatar krallığını kurmuşlardır.
Bhaerynden krallığı ise bu sıralarda olan Crown savaşları sırasında düştü ve drowlar tarafından yok edildi.Böylece güneydeki cüceler sürgüne uğradılar.Yüz yıllar sonra yine bir değişim söz konusun oldu.Oryndoll’un Zihin gezenleri(İlithit) buradaki cüceleri köleleri haline getirdiler.Karanlık altına götürüp burada yaşamaya zorladırlar.Bu şekilde gelişen korkunç bir kadere maruz kalan cüceler değiştiler ve şimdi gri cüceler yada duergar olarak bildiğimiz karanlık altında yaşayan cüce ırkının en şereften yoksun ve kötü etnik grubu haline geldiler.
Ancak Bhaerynden krallığının yıkılmasından sonra Chult ormanlarına kaçan bir kavim ise buradaki zor yabani şartlarda yaşayarak yabanileştiler yeni bir etnik grup olan yabani cüceler oluştu.
İlk drow şehri olan Telantiwar kendi şehir içi savaşıyla kendini zayıflatında bundan yararlanan Bhaeryden’li bazı cüceler Great Rift denilen bölgeye yerleştiler ve krallıklarını kurdular.Günümüzde altın cüceler olan cüceleri oluşturdular.
KUTUP CÜCELERİ(Artic Dwarves)
Cüce dilinde kendilerine”Inugakailkurit” demektedirler.Bilindikleri yerler sınırlı ve bellidir.Faerun’un kuzeyinde Great Glacier bölgesinde köyleri ve şehirleri vardır.Bunun dışında ki bölgelerde çok nadir görünürler.Koruculuk, barbarlık ve savaşçılık yaparlar ancak bunun yanında büyüyede ilgileri ve merakları vardır.Kutup cüceleri cüce ırkı arasında Bhaeryden krallığıyla bağlantısı olmayan tek cüce türüdür.Onlar her zaman kuzeydeydiler.Ancak yine de gerek kültür, gerek ekonomi, gerekse zanaatta diğer cücelerle pek çok ortak noktaları vardır.Gerçekten uzun sayılabilcek yıllar boyunca Faerun’un kuzeyinde ki o boş bembeyaz soğuk topraklarda yaşamışlardır.(ve hala yaşamaya devam ediyorlar.)
Fiziksel olarak kısa boylu, kalın bacaklı ve sağlam yapılıdırlar.Boylarının 3 feeti geçtiği pek az görülmüştür.Gözleri parlak mavi,yanakları elma kırmızısı,derileri beyaz ve açık mavi tonları arasındadır.Saçları ve sakalları beyazdır.Diğer cüce ırklarının tersine erkeklerinde kısa sakal modadır.
Karakter özelliği olarak dostani ve dışa dönüktürler.Irk,sınıf ve klan farkıyla neredeyse hiç ilgilenmez ve kimseyi bu özelliklerle değerlendirmezler.Hayatta çok küçük şeylerden zevk alırlar ve genellikle ölmeden küçük bir servet biriktirmeyi adet edinmişlerdir.Bir kutup cücesinin hazinesinin büyüklüğü onu mutlu eden etkenlerin en başında gelebilir.Aslında sadece avlanmanın karınlarının doyurmak ve yaşamlarının sürdükmek için yeterli olduğunu bilmelerine rağmen başka şeyler için değişik mesleklerde de çalışırlar.Kendilerini oyalayacak -dışarından bakıldığında gereksiz görünen ama onların bir parçası olan- güreş,hikaye,oyun vb bir çok şeye bir çok toplumdan daha fazla zaman ayırırlar.Kutup cücelerinden çok az maceracı çıkar.Çoğu köy ve kasabalarında basiretli,sakin ve yavan bir hayatı tercih eder.Ama merak duygularının kuvvetinden dolayı nadirde olsa bu sakin ve “göreceli güzel” hayatlarını arkalarında bırakabilirler.Özellikle başka kültür ve topluluklara çok meraklı ve sıcak yaklaşırlar.Aslında bir çoğunun içinde buzdan evlerini bırakıp dünyayı keşfetmek ve egzotik yerlere gitme düşüncesi bulunsa da çok çok azı bu düşünceyi gerçekleştirmek için birşeyler yapar.Sonuçta eğer yanlışlıkla kendilerini bir maceranın içinde bulurlarsa gittikleri yerleri keşfetmek ve öğrenmek buzdan evlerini onlara unutturabilecek bir etken olabilir.
Faerun’da yaşayan hiç bir toplulukta görülmeyen bir türdeşliğe sahiptirler.
Inugakailkuritler kan davası ,klan ayırımı ve iç savaşların görülmediği bir toplumdur.Bunun en büyük nedeni diğer kültürlerden uzak bir coğrafyada minimum dışa dönük bir sosyal yapıda yaşamaları olabilir.Diğer cüce toplumlarında ki gibi bireysel başarılar klana veya aileye yüklenmez, kişisel başarının övgüsünü ve saygısını sadece o kişi alır.Nesilden nesile geçirdikleri harika bir zannat yetenekleri vardır.Ayrıca o kadar hırslı ve çok çalışırlar ki: pek az kutup cücesi hayatta kalmayı başarıya tercih eder.
Tüm cüceler gibi cüce dili kullanırlar ve Dethek alfabesini kullanırlar.
Büyünün sadece gereklilerini kullanırlar o da avlanma vb işlerde yardımcı olması içindir.Ama çoğu büyü kullanıcısı için(özelliklede mistik büyü kullanıcıları) en önemli şey-kullandıkları büyüler sayesinde- gençlere güzel hikayeler anlatabilmektir.Cüce tanrılarına tapmaya başlayıp onların kudretli ilahi büyülerini kullanmaya başladıklarından beri mistik büyüye ilgi gösteren pek azdır.Bazı kutup cüceleri arasında druidlik yolunu seçip doğayla bütünleşmeyi seçenler olmuştur.Bu cüceler genellikle düşmanlarının en çok etkilendiği türden büyüler olan ateş büyüleriyle ilgilenirler.Bu boş gibi görünen soğuk topraklarda bir çok buz devi,buz solucanı ve benzeri korkunç yaratıklar ikamet eder.
Büyülü eşya çok az kullanırlar çünkü hem büyücülerinin hem ruhbanlarının güçlerini büyülü eşya yaratmaya harcama gibi adetleri yoktur.Yine de büyüyle uğraşan kişiler bazı görünmez güvenlik sağlayan kolyeler yada hızlarını artıran büyülü botlar kullanmaktadırlar.
Great Glacier mağaralarının derinliklerinde “kerrenderit” adı verilen keskin kenarlı mücevherler yetiştirmektedirler.Bu sivri mücevherler okların uçlarına takıldığında harika birer silah olabilmektedir.Bir çoğu tarafından büyülü kabul edilirler.
Kullandıkları araç gereçlere gelince...Genellikle küçük,hafif tek elle kullanılan silahları tercih ederler ve bunların yanında savaş baltası,kısa yaylar,kısa mızraklar da kullanırlar.Bir çok kutup cücesi kutup ayılarının postundan yapılmış-çok değerli- kürkler ve deri zırhlar giyerler.Kutubun soğuk ikilimi sık sık kar gözlüğü, kar ayakkabıları ve köpek kızakları gibi eşyalar kullanılmasını gerektirir.Binek olarak yoğun ve derin karda ilerleyebilen kar köpeklerini kullandıkları sıkça görülür.Bu köpekleri genellikle kızakla kullanırlar.Aynı zamanda avlanma için kullandıkları da görülür.Önce avlarının peşine köpeklerinin takıp avlarının yorulmasını sağlar sonrada zıpkın veya benzeri aletlerle avlarını avlarlar.
ALTIN CÜCELERİ (Gold Dwarves)
Güneyde görülen en sık cüce tipi olan altın cüceler Great Rift bölgesinde yaşamaktadırlar.Great Rift bir bölge olmakla beraber sadece bir dağdan oluştuğundan aynı zamanda dağın adıdır.İşte altın cüceler bu ,bir bölge olarak sayılabilecek büyüklükteki bu, dağın içinde ve altında ki büyük krallıklarında yaşarlar.Zanaattaki ustalıklarının yanında harika savaş güçleriyle de bilinirler.Yer altından ve üzerinden gelen tüm tehlikelere karşı yüzyıllardır Great Rift cücelerin ellindedir.
Yaklaşık 4 feet uzunluğunda tüm cüceler gibi tıknazdırlar.Esmer ve kaslılardır.Ciltlerinin rengi açık kahveringine yakındır.Gözleri kahverengi ya da eladır.Hem kadın hem erkeği uzun saçlara sahiptir ve tüm erkekler(bazen kadınları da ) uzun bakımlı sakallara sahiptir.Saçları siyah kahverengi ve gri arasında değişmektedir.
Kuzeyli kuzenleri gibi gururlu,kibirli,şerefli ve inatçıdırlar.Diğer cücelerden daha fazla asilzade barındırdıklarına inanırlar.Aristokratlık altın cücelerde fazlaca bilinen bir kavramdır.
Klanlarına ,ailelerine ve kurallarına olabildiğince bağlıdırlar.Altın cüceler birbirlerinin değerlerini , sahip oldukları altın ve klan ile ölçerler.Gençlerini çok erken yaşta eğitmeye başlar ve savaşçılığa önem vererek büyük savaşçıları toplumda önemli yerlerde tutarlar.Ancak sınırlı sayıda büyü kullanıcılarına da ihtiyaçları vardır.Yinede bu büyücüler istekleri ve fiziksel yeterlilikleri doğrultusunda büyü ağının şekillendirilmesi üzerine uzmanlaşırlar.Yoksa hiç bir altın cüce çocuklarının baltalar ve kalkanlar yerine kitaplar ve asalar tutmasını istemez.Genellikle doğuştan büyü gücüne sahip cüceler altın cücelerde görülebilir.Çünkü altın cüceler yer yüzüne baktıkları kadar yer altı yani karanlık altıylada uğraşır buradaki varlıklarlada iletişime geçerler.Bu ,bazı ailelerin kanına ejderha kanı karıştığı yönünde söylentileri doğurmuştur.
Yönetim şekilleri için meşrutiyet denilebilir.Zengin ve soyluların oluşturdukları konsolun yönetimde büyük söz hakkı vardır ama tahtta oturan tek bir sözde iktidarda bulunmaktadır.
Altın cüceler eğlence,oyun vb şeylerle zaman harcamak yerine çalışmayı,üretmeyi ve zenginleşmeyi tercih ederler.Kazançlarını karınlarını doyurmak için değil “zengin” olmak yada zenginlerini korumak için elde etmeye çalışırlar.
Büyü konusunda ilahi formatta büyük kudrete sahip olabilirler.Toplum kurallarına duydukları bağlılık kadar din konusunda da bağlılıkları vardır.Ruhbanlar en az savaşçılar kadar saygı gören bir gruptur.Kullanılan büyüler genellikle savaşta kendilerine güç katacak türden yada günlük yapılan işlerde kendilerine yardım edebilecek türden büyüler olur.Kullandıkları büyülü eşyalarda yine bu amaçlara hizmet eder.
En büyük tanrı Moradin saygı duyulan ilk tanrıdır.Moradinden sonra Berronar Truesilver adındaki Moradinin Eşi olan tanrıçaya taparlar.Moradin’in dogmasında tüm cüceleri eşit görmek ve goblin soyunun kökünü kurutmak gibi maddeler bulunurken Berronar’ın daha uysal cücelere hitap eden ve ilgi alanlarına şifa,aile,ev gibi konular giren yumuşak ruhlu bir tanrıça olduğuna inanılır.Sonuçta bu çift birbirini tamamlayan ve tüm cücelerin hayatlarını etkileyen bir çifttir.
Her ne kadar Moradin cücelerin kayırılmasını ve bölünmesini istemesede altın cüceler bu kısmı yorumlamamıştır.Diğer ırklarla ilişkilerinde kendilerini üstün gördükleri gibi diğer cüce kuzenlerine bile tepeden bakarlar.Elf veya yarım elfleri önemsemezler.Sadece kara elfler onlar için önemli ve nefret edilebilir konumdadır.Zira tarihleri boyunca drowlarla mücadeleler vermiş ve huzura kavuşamamışlardır.Büyük ihtimalle diğer ırklar içinde karşıladıkları en iyi ırk gnomelardır.Derin Gnomeları sevecen bir tavırla konuk edebilirler.Ayrıca bazı gnome topuluklarıylada alışverişte bulunabilirler.Buçukluklardan cesur(Strong Hearth) denilen etnik gruba sıcak bakarlar.Her ne kadar yakın olmasalarda Lurien bölgesinden bu buçukluk türünü bilmekte ve onları kuzenlerine göre daha çalışkan ve samimi bulmaktadırlar.Bu cesur halflinglerin diğer ırkdaşlarından kat kat fazla savaşa önem vermesinden kaynaklanmaktadır.Half orclara hiç güvenmezler ve onları çözebilmiş değillerdir.Asla hoş karşılamazlar.İnsanlar ise bu cüceler için tam bir muammadır.Mümkün olduğunca insanlara güvenmez ve onlardan uzak durmaya çalışırlar.
Altın cüceler yaptıkları zanaat işlerine kendilerini adar ve yaptıkları küçük hasır bir sepet dahi olsa onun harika olması için ellerinden geleni yaparlar.Gerçekten altın cüceler tarafından yapılmış en basit eşya bile gerek görsel,gerek kullanışta normal türdeşlerinden açık farkla önde gözükür.
Kullanmayı tercih ettikleri silahlar için genel olarak menzili çok geniş olan tüm menzilli silahları ve savaşbaltaları,hafif çekiçleri,balyozları,fırlatmalık baltaları ve savaş çekiçlerini sayabiliriz.
Küçük timsah,kertenkele ve şokçu kertenkele olarak bilinen yaratıkları besledikleri sıkça görülür.Rothe denilen hayvanlardan geçimlerini sağlarlar.Binek olarak yer altlarında sürüngenleri yer yüzünde ise midilileri tercih ederler.Gökyüzü muhafızlarının ise griffon denilen efsanevi hayvanları kullandığı bilinmektedir
Faerûn'un Irkları ( Races Of Faerûn )
İnsan ( Human )
Faerun'da en çok bulunuan ırk İnsan ırkıdır.Bahsettiğim gibi ilk özel beşliden birisidir.En fazla yüz sene kadar yaşayabilirler.Bu kısa ömürlerinde Her yere kolayca uyum sağlayabilen ve herşeyi çabuk öğrenen hırslı bir ırktır.Diğer ırklara göre savaş konusunda daha iyilerdir.Genellikle boyları 1.65 ve 2.00 metre arasındadır.İnsanlar yeryüzünde yaşarlar.Tek başlarına yaşamayı tercih etmezler köy,kasaba,şehir gibi kendi kurdukları yerlerde yaşarlar.Sistemleri Krallıktır.
Yaşadıkları Bölgeler: İnsan ırkı alışabildiği her yerde rahatça yaşar.
Favori Sınıfı: Herhangi biri
Lisan: Ortak lisan ve öğrendiği her dil
Elfler ( Elves )
Faerun'un ev sahipliği yaptığı ilk beş ırktan sonra gelen ırktır.Elfler ince ve narin yapılı olmalarına karşın ne kadar ufak ve güçsüz gözükselerde zekaları sayesinde herşeyin çaresine bakabilirler.Özellikle büyü kullanma konusunda profesyonellik kazanmışlardır.Elfler 1.65 boylarında sivri kulaklı insanlara benzeyen bir ırktır.Genellikle Evermeet'te yaşarlar.Elfler kendi aralarında sınflara ayrılmıştır.Bunlar: Moon elf,wild elf,sun elf ve drow'dur.
Kara Elf ( Drow veya Dark Elf )
Drowlar lanetlenmiş elflerdir.Kara bir tene ve bembeyaz şaçlara sahiptirler.Gözlerinin renkleri ise kırmızı,mor,sarı,gri ve mavi tonlarındadır.Irkdaşlarına göre arasında en ölümcül ve en acımasız olanıdır.Büyü konusunda en becerikli olan ırktır.Drowlar veya dark elfler sadece kendi çıkarları için ve kaos tanrıçası Lolth için yaşarlar.Aralarında sürekli bir mevki kapma yarışı vardır.Yeryüzüne yaşamlarını sürdürmeleri çok zordur.Güneş ışınları kara tenine ve büyü gücüne zara verir.Yeraltında,Underdark'ta yaşarlar kaos yönetim sistemi vardır.Şehirleri en güçlü ilk sekiz evin Lolth rahibeleri tarafından yönetitlir.Yönetim hakkına yalnızca dişi ve rahibe olan drowlar sahiptir.Erkeklerin yönetim üzerinde ve daha bir çok şey üzerinde sözü geçmez.Yüzeyde yaşayan elflerden nefret ederler.
Yaşadıkları Bölgeler: Underdark
Favori Sınıfı: Wizard ( Erkek ),Cleric ( Kadın )
Lisan: Elfçe,yeraltı dili,Abyssal, Ortak lisan,Draconic,Goblin,Illuskan ve drow işaret dili
Ay Elfleri ( Moon Elves )
Moon elfleri faerunda çok bulunan bir ırktır.Bazen gümüş elf diye de çağırılabilirler.Genellikle deri renkleri ten rengidir.Bazılarının ki mavide olabilir.Saçlarının rengi gümüş,beyaz,siyah ve mavidir.Gözleri ise mavi ya da yeşil renklidir.Boyları elf standartlarındadır.Büyü kullanma yetenekleri iyidir.
Yaşadıkları Bölgeler: Dalelands'i ormanları,Evermeet,Silverymoon ve batı Heartlands
Favori Sınıfı: Wizard
Lisan:Elfçe,Ortak lisan,Auran,Chondathan,Gnoll,Gonome,Halfling,Illuskan ve Slyvan
Güneş Elfleri ( Sun Elves )
Güneş elfleri Faerun'da az bulunan bir elf ırkıdır.Bu elfler genellikle Evermeet'te yaşarlar.Bazen gold elf ( altın elf ) olarakta çağırabilirler.Ten renkleri bronzdur.Saçları altın,sarışın,bakır veya siyah renklidir.Göz renkleri ise yeşil veya altın renklidir.Krallık yönetiminde yaşarlar.
Yaşadıkları Bölgeler:Ormanlar,Evermeet,Silverymoon ve batı Heartlands
Favori Sınıfı: Wizard
Lisan: Elfçe,Ortak lisan,Auran,Chondathan,Gnoll,Gonome,Halfling,Illuskan ve Slyvan
Vahşi Elfler ( Wild Elves )
Faerun'da çok çok az bulunan ir elf çeşitidir.Çünkü genellikle ormanlarda vahşi ortamlarda gizlice yaşarlar.Bazen green elf ( yeşil elf ) olarakta çağırılırlar.Ten renkleri koyu kahverengidir.Saçları ise siyah ya da açık kahverengidir.Doğa ile iç içe olduklarından dolayı diğer ırkdaşlarına göre daha dayanıklı ve daha güçlüdür.
Yaşadıkları Bölgeler: Sıcak güney ormaları,Chondawood,Methwood,Amtar ormanları ve Misty vale
Favori Sınıfı: Sorcerer
Lisan: Elfçe, Ortak lisan,Gnoll,Orc,Sylvan,Tashalan
Orman Elfleri ( Wood Elves )
Orman elfleri Güneş elfleri ile nerdeyse aynı özelliğe sahiptir.Az görülen bir elf çeşitidir.Bakır elf diye de çağırılabililer.Bakır renkli bir tene ve yeşil gözlere sahip bir ırktır.Sürekli ormanda yaşadıkları için orman canlılarını kendilerine dost yapmışlardır.
Yaşadıkları Bölgeler: Dalelands'in ormanları,Great dale'ın kuzeyi,Tethyr ve Kuzey Heartlands
Favori Sınıfı: Ranger
Lisan: Elfçe, Ortak lisan,Gnoll,Chondathan,Sylvan,Draconic
Gnome
Gnomler genelde 1.65 boylarında cüceye benzeyen bir ırktır.İnsanlarla çok ortak yönü vardır.Gnomelar icat bulmayı ve kazı yapmayı çok severler.Yeryüzünde e yeraltında yaşayabilirler.Medeniyet kurarak yaşarlar.Gnomelarda kendi aralarında ikiye ayrılır.
Yeraltı Gnome'u ( Deep Gnome )
Underdark'ın derinlerinde saklı bir biçimde yaşarlar.Şehirlerini bulunması zor yerlere kurarlar.Deep gnomelar,svirfneblin olarakta çağırılırlar.Evlerini mağaraları kullanarak yaparlarKazı yapmayı ve değerli maden çıkarma konusunda çok iyidirler..Svirfneblinlerin deri rengi kahverengi veya gridir.Göz ve şaçlarıda gri renktedir.Underdark'ta yaşadıkları için her türlü tehlikeyi bilirler ve zeki bir ırktır.
Yaşadıkları Bölgeler: Underdark
Favori Sınıfı: Illisuon
Lisan: Gnome,Ortak lisan,Draconic,Elfçe,Dwarven,Terran
Kaya Gnome'u ( Rock Gnome )
Rock gnome'lar Faerun'un en bilindik gnome türüdür.Yani sadece gnome olarak çağırılırlar.İcat bulmaya ve maden çıkarmayı yaşam biçimi haline getirmişlerdir.
Yaşadıkları Bölgeler: Lantan,Batı Heartlands,Dalelands ve Great Dale
Favori Sınıfı: Illisuon
Lisan:Gnome,Ortak lisan,Draconic,Chondathan,Dwarven,Goblin,Sylvan, Illuskan,Terran
Yarı Elfler ( Half Elves )
Yarı elfler insan ve elf'in çiftleşmesi sonucunda ortaya çıkan bir türdür.Drow ve insandan oluşan bir half drow'un koyu renkli bir teni,gri veya beyaz saçları ve insana ait bir göz rengi vardır.Moon half elf'in soluk bir ten rengi vardır.Sun elflerin ise bronz bir ten rengi yeşil veya sarı gözleri,Wild elflerinde kahverengi deri rengi , Wood elflerde bakır renkli derileri ve yeşil gözleri vardır.
Yarı Orc ( Half Orc )
Yarı orclar,insan ve orc'un çiftleşmesi sonucu ortaya çıkan bir türdür.Medeniyet kurarak yaşamazlar genelde tek yada grup halinde dolaşırlar.Hafif açık yeşil deri renkleri vardır ve bir orc kadar cüsselidir.Ayrıca bir insan zekasınada sahiptirler.
Yaşadıkları Bölgeler: Amn,Chessenta,Damara,Kuzey Moonsea,Vaasa, ve Waterdeep
Favori Sınıfı: Barbarian
Lisan: Orc,Ortak lisan,Giant,Gnoll,Goblin,Illuskan,Yeraltı dili
Buçukluklar ( Halflings )
Faerun'daki en küçük ırktır.Luiren'in güneyinde yaşarlar.Rock gnomeları severler.Bazı buçukluklar insanların diyarın olan Big Folk'ta yaşarlar.Küçük oldukarında dolayı mükemmel bir hıza sahiptirler.
Cüceler ( Dwarves )
Cüceler 1.65 boylarında ve oldukça geniş bir bedene sahiptirler.Krallıklar halinde yaşarlar.Savaş konusunda çok iyidirler.Cücelerde iki ayrı gruba ayrılmaktadır.Bunlardan biri Gold Dwarf ( Altın Cüce ) dir.yaşadıkları yerler,Smooking mountains of Unther,Giants Run Mountains ve Vilhon Reach'in batısında yaşarlar.Bir diğeri ise Gray Dwarf ( Gri Cüce ) dir.Underdark'ta yaşayan ve oldukça kötü olan bir ırktır.Mind flayerların yaptığı hata sonucunda ortaya çıkmışlardır.Genelde madencilikle uğraşırlar kılıç ve zırh yapma konusunda oldukça iyidirler.
GRİ CÜCELER(Gray Dwarves)
Duergar olarakta bilinirler...
Karanlık altı dediğimiz çoğu için ikinci faerun olan ve en az yeryüzü kadar geniş bir tarih,coğrafya ve kültüre sahip olan bu yerde yaşarlar.Doğuştan kötülükle büyüyen tek cüce ırkı olan Duergarlar gerçekten yeryüzünde yaşayan kuzenlerinden(Her ne kadar diğerleri gibi zanaata,demirciliğe önem verip çok çalışsalarda)çok farklıdırlar.Zanaat ve çalışma konusunda kuzenlerinden farkları hiç eğlenmeyen,mola vermeyen ve yorulmayan sert bir yapıya sahip olmalarıdır.Yer yüzündeki kalkan ve altın cüceleri gibi onlarında yer altlarında büyük krallıkları vardır.Gracksthug veya Dunsperrin bunlara örnek olarak gösterilebilir...
Yaklaşık olarak 4 feet uzunluğunda olan duergarların kiloları neredeyse yetişkin bir insana denktir.Diğer cüceler gibi kısa ama onlardan daha ince olabilirler.Ama omuzları daha sert kenarlı ve eklemleri daha esnektir.Ciltlerinin renkleri açık ve koyu gri arasında gidip gelmektedir.Gözleri ise donuk siyahtır.Hem erkekleri hem dişileri genelde dazlaktır ve erkekler uzun sayılabilecek gri veya beyaz sakallara sahiptir.
Tarihleri Shanatarın zamanına kadar gitmektedir.O zamanki Barakuir denilen Shantarara bağlı 8 krallıktan birilerine sahiptiler.Kalkan cüceleriydiler aslında, isimlerinin şimdi duergar olması ise klanlarının o zaman ki adından gelmektedir.”İkinci Örümcek Savaşları” sırasında Duergarlar krallarını Shanatar imparatorluğunun başına geçebileceğini düşündüler ve bu da yetmezmiş gibi sorun çıkarmaya başladılar.Shininig plains denilen düzlüklerin altında bulunun Oryndoll şehirine ait İlitidlerin bu iç karmaşıklıktan yararlanmaları pek uzun sürmedi ve -8100 DR da ortaya çıktılar.Shanatar imparatorluğu bu yeni beyin emen düşmanlarını hainlik yapan Barakuir’e yönlendirmeyi başardılar.”Zihinkonuşmaları” denilen savaşta Barakuir yani duergarlar mind flayerlara yenidiler ve onların ellerine geçtiler.Yer altında geçirilen yüzlerce yıllık köllelik ve evrim onları yeni bir cüce etnik grubu halina getirdi.”Gri cüceler”..
Yıllarca İlitid efendilerinin yönetiminden çıkıp özgür kalmak için savaştılar.Özgürlüklerini kazanabilenler kuzeydeki Great Glacier bölgesinin derinliklerine Orsraun dağları denilen yere yerleştiler.Gracksthug yani “Bıçakların Şehri” denilen bu yeri -3717 DR da kurdular.-2600 de dağın doruğuna kadar krallıklarını genişlettiler ta ki -1803 de Quaggoth denilen vahşi bir yer altı ırkı olan köpeğimsi yaratıkların saldırılarına mazur kalana kadar.Bu saldırılar onları zayıflattı.Bu Quaggothlar dünyanın omurgası denilen yerde yaşayan Ursadunthar kavmine aitlerdi.-1350 ler kadar Duergarlar bu yaratıklarla büyük savaşlar verdiler ve sonunda hiddetleri geçti.-1850 lerde o güne kadar duergarların sahip olduğun en büyük yönetiçileri olan kraliçe ve tanrıça Duerra, Undreath Drowlarına ve Oryndoll zihingezenlerine karşı büyük başarılar elde etti.Duerra bu dönmede görünmez sanat dediği psişik gücü keşfetti.-1800 lerde geçmişlerinden gelen öfkelerini Shanatar krallığından kalanlara kustular.Ultoksamrin zamanında ,Holorarar ı ve Alatorin mağralarını fethettiler.Deep Duerra “Dertler Zamanı”nda geri döndü ancak altın cüceler onlara izin vermediler.Deep Duerra şu an duergarlar için tapılan ve psişik gücü kontrol altında tutan bir tanrıçadır.Ancak o ve kendi gibi kötü yürekli babası cüce tanrılarının boyutundan dışlanıp sürgün edilmişlerdir.
Karakter yapılarına gelince Gri cücelerin çok fazla acımazsız,sert ,diğer canlılardan nefret eden yaratıklar olduklarını görürüz.Hayattan hiç zevk almazlar ve hayatı doğumdan ölüme kadar çalışmakla geçmesiyle değerlendirirler.Kendilerinden güçsüzlere merhamet etmez ancak onları kullanmayı ve yalvartmayı severler.Çok küçük yaşta hayatın kötü yanları ve acımasız olmalarıyla yetiştirldileri için genellikle iyilik kavramından habersiz büyürler.Gri cücelerin maceracıları genellikle kendi istekleri dışında bu işlere bulaşırlar.Hayatta kalmak veya bir umut için maceralara çıkabilirler.Maddi değer dışında bir değer anlayışları yoktur.
Genellikle psişik güçlerini geliştirirler ve psion olurlar.Doğuştan gelen görünmez olma ve hacimlerini büyütme güçlerine sahiptiler.
Konuştukları diller arasında normal cüce dilinin yanında yer altı ırklarının konuştuğu undercommon dili de yer alır.Drowlarla itibata geçebileceklerinden çoğu drowcayıda öğrenebilir.
Büyüleri ilhai açıdan güçlüdür.Tapındıkları genel olarak iki tanrı vardır.Deep Duerra ve Laduguer....Mistik büyü kullanıcıları çok nadirdir.
İşlerini daha kolay halletmek ve madecilik için büyülerini kullanırlar.Büyülü eşyaları pek çok diğer cüce ırkı gibi dövüşte kendilere destek olacak şeylerden seçerler.Büyülü eşyaları genellikle büyülü silahlardan oluşur .Aynı zamanda kendilerini psişik saldırılara koruycak yada psişik saldırılarda güçlendirecek büyülü veya psişik nesnelerde kullanırlar.
Deep Duerra tapındıkları bir diğer tanrı olan Laduguer ya da başka bir adıyla “gri koruyucu”
nun kızıdır.Özellikle Laduguer duergarların hayatları pahasına tapındıkları esas tanrılarıdır.Diğer cüce tanrıları mabedinde ki Moradin ve yandaşlarından tiksinirler.Aslında Laduguer’e tapınmaları kalkan cüceleri oldukları zamanlara kadar dayanır.Ancak bu zamanlarda Laduguer mabetten kovulmamış gri cüce seçilmemişti.Duergarlar ve tanrıları ırkdaşlarına karşı hainleşince böyle bir kaderle yüzleşmek zorunda kaldılar.Deep Duerra’nın psişik güce sahip olması ise Orydoll’lu İlithidlerin tapındığı Ilsensine adlı tanrıdan çalması sayesinde olmuştur.Bu yüzden duergar tanrıları ve bu ilitid tanrısı arasında olan bu gerginlik kendilerine tapınanlar arasında da vardır.
Diğer medeniyet veya ırklarla olan ilişkilerini incelediğimizde elle tutulur bir şey görememekteyiz.Diğer cüce gruplarına karşı betimlenemez bir nefret taşırlar.Tarih de yeryüzüne daha yakın olan kuzenleriyle yapılan savaşlar bulunmaktadır.Elfler ,yarım elfler hatta buçukluklar gibi yeryüzü ırklarıylada görüşmez ve bunlara güvenmezler.Yer altında yaşayan ırkları da çok sevdikleri söylenemez.Kua tualar ,drowlar hiç sevmedikleri ama zaman zaman ittifak yaptıkları ırklardır.
Kullandıkları eşyalar ve silahlar bir çok cüce gibi savaş çekişleri,balyoz gibi silahlar ve iyi yapılmış usta işi zincir -ve daha dayanıklı- zırhlardır.
Yarasaları,iri örümcekleri,osquipleri evcil hayvan olarak kullanır ve binek olarak yer altı sürüngenleri ve yer altı rothelerini kullanırlar.
KALKAN CÜCELERİ (Shield Dwarves)
Faerun’da bulunan cüce grupları arasında “standart” diye nitelendireceğimiz cüce grubu kalkan cüceleridir.Asıl cüce türü onlardır ve diğer grupların özünde mutlaka kalkan cüceliği vardır.Kuzey bölgesinde en dominant olan cüce grubudur.(Hatta dünya bile diyebiliriz)Doğal olarak zanaat,demircilik,madencilik gibi mesleklerde ustadırlar.Goblin,troll,dev ve orc soyundan olanlara karşı olan nefretleri ilgileri çekmektedir.Özellikle orclardan nefret eder ve çoğunlukla şans vermezler.Yakın ve uzak tarihlerinde her zaman goblinsoyu ,troll,dev ve orclarla yapılmış savaşları vardır.Kalkan cücelerinin kurmuş oldukları bazı krallıklar:Amarindar, Delzoun, Gharraghaur, Haunghdamar, Oghrann ve Sarbreen .......
Altın cüceleri olan kuzenlerinden biraz daha uzunlardır.Kiloları da yerli yerindedir ve gelişimi sağlıklı bir şekilde tamamlamış bir kalkan cücesi tıknaz ve geniş omuzlu bir insandan farksızdır.Derileri açık beyazdır.Gözleri ise yeşil veya gümüşi mavidir.Erkek ve dişilerinin de çok uzun saçları vardır.Her erkek cücede bulunan bakımlı uzun sakallar ise kadınların bazılarında görülmektedir.Saç renkleri açık kahverengi ve kızıl arasında değişmektedir.Yaşlandıkça gümüş rengi veya beyaza döner.
Hazineleri,ganimetler ve savaşı çok seven bir topluluktur.Yer altı ve üstü kalelerinde mükemel savunmalar geliştirebilirler.Toplum olarak bu yüzden en çok saygı duydukları kişiler savaşçılardır.
Çalışmayı severek yaparlar.Gerçekten de Faerun’da ki eşyalar arasında kıyaslandığında çok iyi işler çıkarırlar.Bu özellik her ne kadar diğer cüce türlerinde de görülsede bir şeyleri düzeltme ve güzelleştirme isteği sadece kalkan cücelerinde baskındır.Çevrelerinde estetik yapıdan bir bozukluk gördüklerinde hemen onarmaya ve güzelleştirmeye kalkarlar.
Hikayeleri Taark Shant a kadar dayanır.Taark Shanat(Daha önceki yazımda bir göç adı olarak bahsetmiştim)Bhaerynden krallığının üçüncüncü kralıdır.Kudretci Devrimci olarak bilinir.O ve 8 oğlu dinsel anlaşmazlıklardan dolayı (belki de içinde biraz da siyaset de vardı) batıya doğru göç ettiler ve yerleşecekleri bir yer bulmayı umut ettiler.Kısa zamanda kendilerini “Pelerin Savaşları” adı verilen bir savaşın içinde buldular.Yerleşmek istyedikleri bölge istikametinde Rringlor Noroth adı verilen bir tiran Alatorin mağralarını ve yarıklarını ele geçirmek için “dayanıklıhalkla” savaşlar verdi.Cüceler sonunda bu savaştan üstün çıktı ve bir sonraki adımlarında da Dhalnadar çatlaklarını mesken tutmuş 4 mavi ejderhayı yendiler ve burayı da topraklarına kattılar.Bir büyük cüce tanrısı –kesin kaynak bulunmasa da Dumathoin olduğu söyleniyor-4 ejderin kafatasını birleştirip mağranın içinde “Ejderkurukafası Tahtını “yarattı.Bu olaydan sonra Shanat buraya “Parlak Balta Salonu” adını taktı.Bu olaydan sonra da resmi olarak kaynaklarda Alatorin krallığı siyasi birliğini sağladı ve birinci çağı başladı.
Taark Shanat’ın ölümünden sonra 8 oğlu kuzeye(şimdi Amn ve Tethry in bulunduğu topraklara) derebeylik sistemiyle işleyen özerk krallıklarını kurdular.İlk başlarda Moradin ve yandaş tanrılarına bağlı tek bir toplulukken sonradan tamemen sekize bölündüler.Bu 8 topluluk iç işlerinde özgür dış işlerinde ortak bir konsey aracılığıyla birbirine bağlıydı.Ancak bir sonra -9000 DR civarında bu bağlılıkta koptu ve bağımsız devlet olduklarını ilan ettiler.Bu olayın hemen ardından birbirleriyle mücadele etmeye hatta savaşmaya başladılar.Bu tarihlerde çok büyük kanlı savaşlar olmamasına rağmen Gualliduruth drowları bundan faydalandılar ve uzun zamandır yıkmak istedikleri mağara imparatorluklarına saldırılar düzenlediler.İşte tarihte önemli bir yer tutan “Örümcek Savaşlarından” ilki budur.Bu savaş - 8170 DR dan -8150 DR a kadar sürmüştür.Savaşın sonunda cüceler bağımsızlıklarını yitirmiş Alatorin krallığı çökmüştür.Bu üzücü olay üzerine bölünmelerindeki hatayı anlatan 8 kral (kardeş) tekrar birleşerek bağımsızları için ikinci savaşlarını verdiler.Top yekün bir mücedale olan ve yine tarihte önemli bir yer tutacak olan İkinci Örümcek Savaşına neden olan bu olay cüceleri bağımsızlarını geri kazanmasıyla ve drowların Alatorin mağralarından çekilmesiyle son bulmuştur.Bu savaşın başlangıç ve bitiş tarihi -8145 DR ve 8137 DR dır.Bu olayadan sonra Parlak Balta Salonlarına dönen krallar bir daha asla birbirlerine düşman olmadılar ve birbirleriyle savaşmadılar. 8 kral yaptıklarından ötürü tanrılarına tövbe ettiler ve Ejderkafatası Tahtına içlerinden birini oturtması için dua ettiler.Sonunda Dumathoin ,Ultoksamrin adlı yüksek rahibini kral olarak seçti ve bu olayla Shantar krallığı ikinci çağına geçti.
Duergarların ihaneti ve İlitidhitlerde olan savaş bu tarihe denk gelir.
İkinci çağın sonlarında –yaklaşık olarak- 1,800 yıl sonra -6150 DR.yılında Guallidurth drowları yeniden bir saldırı düzenlediler.Bu 3. Örümcek Savaşlarını doğurdu.30 yıl cesurca mücadele eden kalkan cüceleri Parlakbalta Salonlarını drowlara bırakmak zorunda kalarak geri çekildiler.Böylece cüce sığnakları ve toprakları ellerinde çıktı –ejderkafatası tahtını yanlarına aldılar- bu olay da ikinci çağa noktasını koydu.
Üçüncü çağa gelindiğinde cüceler ilk defa kendileri kadar büyük bir medeniyet olan insanlarla anlaşmalar yaptılar ve daha önce yapmadıkları kadar yeryüzüne açıldılar.İnsanlara musallat olan Djinn zorbalarına(bir tür cin) karşı onlara yardım ettiler.Ne yazık ki Cüce-İnsan dostluğu pek uzun süremedi.Coramshan’ın kralı kötü tanrılara kulluk etmeye başladı.Buna karşılık yeryüzüne çıkan cüceler krallıklarını Marching Mountains bölgesine taşıdılar ve buraya yerleştiler.(-5960 DR)
Burda sonrasında biraz özet olarak geçeceğim.Çünkü gerçekten uzun ve detaylı bir tarihleri var:Krallık yer yüzüne açılınca bozulmaya gerek dış gerekse iç etkilerden dolayı bölünmeye başladı.Yeni küçük krallıklar oldu ve Shantar bir süre sonra yok oldu.
Sosyal yaşamlarında bahsetmek gerekirse:Kanlarından ve soylarından oldukça gurur duyan milliyetçi bir karaktere sahiplerdir.Yaşlılara büyük saygı gösterir ve her klanın en yaşlısının sözü dinlenir.Çocuklara isimlerini koyan,ailede sözü geçen kan davaları vb şeylere karışılıp karışılmayacağını söyleyen kısacası klan içi herşeyi üstlenen kişiler olurlar.Kitaplara saygıları fazladır.Özellikle çocukların henüz silah veya çekiş tutma yaşına gelmeden önce kitaplarla eğitildiğini yoğun bir şekilde görmekteyiz.Yinede bu kitaplar kendi kanlarından gelenlerin yazdığı kitaplardır.Çok nadir- o da yer insan ve yer yüzü kültürlerini merak ettiklerinden- bazı ünlü insan ozanların kitaplarını karıştırabilirler.Yetişkin bir cücenin en temel görevi klanını onurlandırmak-düşmanları öldürmek- ve zenginleştirmektir.Para ne yazık ki her ırkta olduğu gibi cücelerde de çok önemlidir.Zenginlik ve züppelik ayıp karşılanan bir şey sayılmaz.Ölülerine çok saygı gösterirler.Özellikle yaşarken büyük işler yapmış kişilere,yaşlılara ve savaşçılara büyük harika anıtlar hazırlarlar ve anıtlara hazineler yığarlar.(Bu yüzden yıkılmış cüce şehirlerinde dolaşan hazine avcılarına pek çok kez rastlanabilir).Zanaatları ve benzeri konularda her cüce ırkı gibi ileri düzeyde olduklarından bahsetmiştim.Ama bunun yanında diğer medeniyetlerle en yoğun alış verişi yapan tek cüce grubu da kalkan cüceleridir.
Dil konusunda Dethek alfabesi kullanıp cüce dili kullanmalarına rağmen kendilerine ait bir kalkan cücesi şivesi vardır.Damara ya yakın bazı cüce gruplarının Damaranca konuştukları da görülmüştür.Kılıç sahili yakınlarında ki klanlarda Gelanan şivesi kullanılır.İkinci dil olarak ortak dil ,elfçe ve gnomcayı bilebilirler.Elflerle yıldızları hiç barışmasa da alış veriş yüzünden birbirlerinin kültürlerine yakınlaşmak zorunda kalmışlardır.Gnomelar ise cücelerin belki de en çok anlaştığı ırktır.Neşeli,kendini beğenmiş olmayan,ve zannatta gerçekten usta olan bu ırklada sık sık alışveriş yaparlar bu yüzden onların dillerinide kulanırlar.Bazı komutanların savaşacakları düşmanların(goblin,orc,dev ..vb) dillerini öğrendiğide görülmüş bir şeydir.Her kalkan cücesi (barbarları dışında) okuma yazma bilir.
Büyü konusunda tüm cüce grupları gibi savaşta yardımcı olacak büyüler kullanırlar.Özellikle devlere karşı verdikleri savaşta yardımcı olacak herşeyi kullanırlar.Daha çok Himaye ve Yanılsama okullarına ilgi gösterirler.
Ruhbanların ve rün yapıcıların*( bir nevi büyücü ..daha sonra ki yazılarda büyüyü anlatırken daha ayrıntılı bahsedeceğim*)da toplumda ki sayıca fazlalığı büyü yapma oranını artırmaktadır.
Tapındıkları tanrılar çeşitli ve zaman içerisinde önem sırasını değiştirmiş tanırlardır.Moradin ve Berronar,Taark Shanat zamanında tapılan iki tanrıydı.Moradin ve Berronar’ın sekiz çocuğu oldu ve Taark ın da çocuklarının her biri ayrı ayrı sekiz tanrıyı efendileri seçti.Bu tanrılar:Dumathoin, Laduguer, Abbathor, Clangeddin, Silverbeard, Vergadain, Shanidlar ve ikizler Diinkarazan ve Diirinka...Kardeşler barış yapıp Ejderkafatası tahtına bir kişiyi yerleştirmeyi kabul ettiklerinde Ultoksamrin Moradin tarafından Dumathoin in yüksek rahibi seçildi ve tahta yerleştirildi.Zamanla Laduduer bozuldu ve cücelerin boyutundan atıldı (Duergarlar da onunla birlikte kirlendiler,Moradin ve yandaşlarına düşman oldular)Abbathor ise şerefsizce bir yol çizerek babasının dogmalarını terketti.Shantar yıkıldığında kalkan cüceleri Laduguer,Diinkarazan ve Diirinka ya tapmıyorlardı.Onlara tamamen sırt çevirip yeni ilahlara(Harr,Gorm,Gulthyn,Marhhammor duin,Dugmaren Brightmantle,Haela Brightaxe) yöneldiler.Dumathoin kalkan cücelerinin baş tanrısı kabul edilmektedir.
Kullandıkları silahlar pek çok cüce grubuyla benzeşmektedir.Menzilli silah olarak kurmalı yaylar,arbede savaşlarında çekişler,baltalar ve gürzler favorileri arasındadır.Zırhları metal veya taştan yapılmıştır.
Besledikleri hayvanlar yarasalar,kanaryalar ve küçük kertenkelelerdir.Kertenkeleleri ve midillileri yük hayvanı olarak kullanırlar.Savaşırken de savaş midillileri olan “beyazkalkan” midillilerine binerler.
VAHŞİ CÜCELER(Wild Dwarves)
Kendilerine “Dur Authalar” (halk) demektediler.Genellikle Chult Ormanı ve Siyah Ormanda görülürler.Altın ve medeniyet le uğraşan kuzenlerinin aksine onlar vahşi beldelerde avlanarak vahşi hayvanlar gibi geçimlerini sağlamaktadırlar.Her ne kadar şehirlerde yaşamayı,politikayı vb şeyleri bilmeselerde ormanlarda ve vahşi doğada bir çok canlının yapamayacağı kadar iyi ve egemen bir şeklilde yaşarlar.
Esmer, kısa, dayanıklı ve koyu kahverengi gözlere sahip cücelerdir.(Eh diğerlerinden pek bir farkları yok bu konuda)Vücutlarında bolca dövme görülür.Ayrıca kolayca kavranamamak ve dövüşte rakibe zorluk çıkarmak için vücutlarını yağlarlar.Elbiselerini ve kendilerini tertemiz ve net görmek pek mümkün değildir.Genellikle yağa,toza toprağa ve çamura bulamış olarak dolaşırlar.Uzun sakalları ve saçları olduğundan bahsetmeye gerek bile yok sanırım.Ayrıca ateşe ve sıcağa dayanıklı bir metabolizmaları vardır.Zehir yapımında ileridirler ayrıca ırkdaşlarından bile daha çok zehire dayanıklıdırlar.
Bharderyn krallığı drowlar tarafından yok edilince cüceler güney bölgelerine göç ettiler ve dağıldılar.Bu göç eden gruplardan büyük bir tanesi kara yoluyla –denizi kullanmadan- Chult yarımadasına varmışlar daha sonra da kabilelere bölünmüşlerdir.Burada ki ormanlarda yaşam mücadelesi vermeye başladıklarında yeni bir etnik grubu oluşturdular.Vahşi Cüceler...
Burada ki zor şartların da etkisiyle kısa sürede eski dağ kültürlerine sırtlarını çevirdiler ve düzelli klan sistemi yerine vahşi barbar kabilesi sistemine geçtikleri için ırkdaşları tarafından ayıplanmalarından etkilenmediler ve umursamadılar.Çevrelerinde pek çok tehlike olmasına karşın asla bağımsızlıklarını yitirmediler ve yıkılmadılar.Belki de yıkılmamalarının nedeni başka medeniyetlere büyük bir sorun olarak gözükmeyip,başkalarının onlara sadece boş gezen barbarlar gözüyle bakmalarını sağladıkları için olabilir.
Dünyayı görüş açıları açıkçası pek geniş değildir.Avlanma ve avlanarak yaşama gibi kısa cümlelerle hayat felsefelerini anlatabilirler.Politik davranışlar,zekice komplolar kurmaktan uzak bölgelerini korumak ve av bölgelerini sağlama almak gibi basit amaçlarla uğraşırlar.Ama diğer açıdan baktığımızda pek çoklarının küçük gördüğü bu amaçlarda asla başarısız olmamışlardır.Genç yaşta bir vahşi cüce avlanma gruplarına katılır.Vahşi hayatı,savaşmayı ve avlanmayı öğrenir.Dur Authalar için okul hayatın kendisidir.Aile bağının olmasını yanı sıra bir vahşi cüce genci aslında ne kadar yalnız olduğunun ve tek başına yaşamak zorunda kalırsa ne yapması gerektiğinin bilincinde büyür.Barbarlık toplumda en çok görülen şeydir.
Taşıdıkları ve değer verdikleri eşyalar altın gümüş vb şeyler değil, silahlar ve hayatta kalmalarını sağlayacak eşyalardır.Kalkan cüceleri gibi ailelerde yaşlıların sözü geçer ver yaşlılara bilge gözüyle bakılır.Ailenin en yaşlı sağlıklı kişisi genelde lider olur.Çok cesur ve ölümden çok az korkan topluluklardır.Büyük şehirlerde cesaret ve kahramanlık ile ilgili öykülerde sık sık adlarının geçtiğini görebiliriz.
Çok az vahşi cüce güney ormanlarını bırakıp dünyayı keşfe veya herhangi başka bir amaç için dünyayı gezmeye çıkar.Yalnız ve orman dışında dolaşan bir Dur Authalara rastlama olanağı çok düşüktür.
Tapındıkları tanrı Thard Harr yani Derin Ormanların Lordu lakaplı bir –ve tek- vahşi cüce tanrısıdır.Thard vahşi cücelerin koruyucusu ve vahşi yaşama karşı destekleyicisidir.Onlara vahşi hayvanlara hem saygı duyup hem de onları avlamayı öğrenmiştir.Ruhbanlarına ve kendilerine doğaya adamış druidlere güçler bahşeden ondan başkası değildir.
İlahi büyüleri kullanırlar ama ruhbanlardan çok driuidler daha çok görülmektedir.Bitkilere ve hayvanlara etki eden büyüleri bilir ve kullanırlar.
Diğer ırklarla ilişkileri çok yoktur.Sadece Chultan Yarımadasında karşılaştıkları medeni kitlelerle( ki pek bulamazsınız) iletişime geçerler.Diğer cüce gruplarını severler ve geçmişlerinde ki bağı koparmış olmalarına rağmen herhangi başka bir ırka yaklaşmadan önce kendi ırklarını tercih ederler.Tarihlerinde kendi ırklarıyla yapılmış hiç savaş yoktur.Chult ta yaşayan bir grup kalkan cücesiyle bazen kontak kurarlar.İnsanlara karşı karışık hisler beslerler çünkü tarih boyunca karşılaştıkları insanlarda farklı farklı politikalar görmüşlerdir.Bu onların insanlar hakkında keskin kenarlı yorumlar yapmalarını engellemiştir.Chult’taki goblinler en nefret ettikleri halktır.Yu-antileri de sevmez ve sorunlar yaşarlar.
Kullandıkları silah ve eşyalara bakınca aslında en fakir ve kötü eşyalara sahip cüce grubunun Dur Authalar olduğunu görürüz.Silahları kör,kalkan ve zırhları dayanıksızdır.Ama yine de bunun sıkıntısını çok çekmemişlerdir.Çünkü iyi organize olmuş ve harika silahlanmış medeniyetlerle savaşa girmemişlerdir.Tuzak ve zehirleri yaygın olarak kullanırlar.Çukurlar,kapanlar, gizli kazıklar çok kullandıkları yöntemlerdir.Genel olarak görülen pek belirgin silah olmasa da el baltaları ve yarım mızrakları sayabiliriz.
Doğa ile iç içe olmalarının doğal bir sonucu olarak hayvanları çok sevmekte ve hayatlarının her bölüünde onlardan yararlanmaktadırlar.Yarasa,yılan ve kurbağa başta olmak üzere bir çok hayvanı evcil olarak beslerler.Avlanırken yanlarına kedigillerden hayvanlar almayı tercih ederler(panter,leopar gibi).Bu bölgede bulunan bazı dinazorları(triceratops) eğerleyip binek hayvanı olarak kullanmaları pek sık olmasada görülür.
URDUNNİR CÜCELERİ
Bunlar üzerinde çok uzun durmamayı düşünüyorum sadece kısaca bahsedeceğim...
Kalkan cücelerinden bazıları metal ve taşla bütünleşmeye başladığı zamanlarda Dumathoin bu ırkdaşlarından bile daha çok metal ve taş düşkünü grubu kutsadı ve ortaya Urdunnirler çıktı.Taar Shanat göçünden hemen sonra Alatorin mağaralarına yerleşildiğinde bazı kalkan cüceleri urdunnirlere dönüştü ve böylece işlerini daha iyi yapabilecek güçlere sahip olduklarına inandılar.İlk zamanlar diğer kalkan cücelerinin yanındayken daha sonra kardeşlerinden koptular ve Alimir yarım adasına yerleştiler.
Uzun(kandaşlarına göre) boylu ve kalındırlar.Saç renkleri gri,gümüş ve siyah tonları arasında değişmektedir.Deri renkleri açık gri gözleri her zaman gümüş rengidir.Erkeklerinde ve kadınlarında uzun saç vardır.Erkekleri uzun ve bakımlı sakallara sahiptir.Bazı dişilerde de sakal bırakıldığı görülmektedir.Taştan geçme ve taşla bütünleşme gibi özellikleri onları çok çok iyi zanaatkarlar olarak kılmıştır.Toprak element düzlemiyle bağlantıları vardır.
Fazlasıyla eksiğiyle tüm cüce gruplarını inceledik.Gelecek ay ne yazacağıma henüz karar vermedim.Hepimize süpriz olucak artık.Gelecek aya kadar hoşçakalın...
Faerun’un Elfleri
Elfler....Fantastik edebiyat son yıllarda sesini öyle çok duyurdu ki elfleri duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum...Bilgisayar oyunlarında,filmlerde,kitaplarda her türlü fantastik öğe içeren eserde elfleri görmemiz çok olası...Tahmin edeceğiniz gibi Faerun’da da elfler büyük yer kaplamaktadırlar.Faerun’un elflerini ayrı ayrı tanımadan genel olarak “elf ırkına” bir bakış atalım..
Elfler Toril'e çok uzun yıllar önce değişik yollarla başka bir diyardan (Faerie) gelmişlerdir.Elflerin dünya üzerinde yürümeye başladıkları zamanlar resmen onların çağı olmuştu.Yerleri,denizleri hatta gökleri bile hakimiyetleri altına aldılar.Ancak günümüzde gerek insanların gerekse diğer insanımsı medeniyetlerin baskınlıkları nedeniyle kendi bölgelerine çekilmiş halk konumundadırlar.
Elfler kolay adapte olurlar,çok uzun yaşamaları nedeniyle soğuk kanlıdırlar.Bir kararı vermede acele etmezler.Genellikle bir elfi tanımak uzun yıllar ister.Ne kolay dost olurlar ne de kolay düşman olurlar.Kendi aralarında elf olanlara Tel Quessir(Halktan olan) elf olmayanlara ise (biraz kaba olarak karşılanabiliyor..)N-Tel Quessir(Halka dahil olmayan) demektedirler.
Elfler zarif,çevik,sanata ve büyüye yatkın varlıklardır.Gerçekten çok güzellerdir.Gerek fiziksel güzellikleri gerek ruhsal olgunlukları onları saygı duyulan bir ırk haline getirmiştir.
Faerunlular 6 elf etnik grubu olduğunu söylemektedirler.En çok bilinenler Ay elfleri,Güneş elfleri ve orman elfleridir...Drowlar yani kara elfler daha az bilirler...Ve sadece yakınlarında yaşayanların veya alimlerin haberinin olduğu vahşi elfler ve deniz elfleri vardır.Ancak tüm bu grupların yanında bir de kimsenin bilmediği Avariel(Kanatlı elfler) vardı.Bu elfler kendilerini soyutlamış ve sadece kendi topraklarında yaşamaktadırlar.
Bu kadar farklı elf soyu olmasına rağmen hepsinin taşıdığı ortak özellikler vardır.Şimdi onlara değinelim:Elflerin ortak olarak paylaştıkları en büyük özelliklerinden biri büyüdür.Bir elf hangi etnik gruba dahil olursa olsun büyü ile bir seviyede ilgilenmektedir.Elflerin büyüye olan katkıları ve ilgilerini kanıtlayan en önemli şey Elven High Macig ve kendi yarattıkları artifactler olan “Mythal”lardır.Bu büyülü kudretli taşları şehirlerinde barındırarak koruma büyülerini (çok güçlü seviyelerde) üzerlerinde eksik etmemişlerdir.Tüm elfler doğuştan etkileme ve efsun türü büyülere karşı daha dirençlidirler.Sahip oldukları olgunluk onları zihinsel etkilere karşı korur.
Elflerin evlerine baktığımızda büyülü olmasa da büyüden anlamayan birinin baktığında büyülü güzellik olarak nitelendirebileceği kadar harika olduklarını görürüz.Bir dağa bakın sonra bir ağaca bakın en sonda bir elf barakasına bakın.Pek bir fark göremeyeceksiniz.Doğal ortamlara kurdukları evleri adeta doğanın bir parçası olurlar.Saf ve doğal bir güzellik elflerin vazgeçilmez ve yitip gitmez sürekli modalarıdır.Elf yapılarında özellikle kapılar çok ilginçtir.Elf olmayan biri kapıları ağaçların veya tepelerin bir parçası olduğuna yemin edebilir.Bu yüzden tüm elfler daha çocuk yaşta gizli kapıları fark etmeye eğilimlidirler.
Diğer insanımsı ırkların aksine elfler uyumazlar.Yalnızca günde 4 saat sürecek olan bir trans ve rahatlama süreci onların yaşamaları için yeterlidir.Bir çok elfin yatak odasına baktığımızda yatak değil de yerine rahat koltuk kanepe ve divanlar görürüz.
Şehirlerine baktığımızda yine garip bir özellik görürüz.Günün en işlek iş başı saatinde bile sokaklar ve şehrin içi dingin ve sessiz aynı zamanda da huzur içindedir.Bu asla elflerin tembel olmalarıyla alakalı değildir.Bunun yerine elflerin sonsuz diye nitelendirilebilecek kadar uzun bir hayata sahip olmalarıyla alakalıdır.Bir çok elf işlerini büyük bir sabır ve ustalıkla labratuarlarında evlerinde ve çalışma sahalarında geliştirirler.Elfler bir proje veya iş üzerinde ustalaşmadan o işi bırakmazlar.
Tüm elflerin tarihleri kanla dolu savaşlarla dolu olmasına rağmen elfler barışçıl ,barış işinde yaşamak isteyen bir halktır.Bu barışçıl yanları tarihlerindeki savaşlarda yaşamak zorunda kalmaları sayesinde onları savaştan uzak bir ırk yapamamıştır.Bir çok elf başta yay olmak üzere bir çok dövüş ve savaş tekniği üzerinde eğitilirler.Savaşçılık elflerde asla saldırı değil her zaman savunma olarak kullanılır.Savaşçılar evlerini korumaya yeminli kutsal askerlerdir.
Genel Irk Tarihleri
Daha öncede belirttiğim gibi elfler Toril’in doğal halklarından değillerdir.Faire diyarından tanrılarıyla beraber göç edip gelmiş kutlu bir halktır.”Peri Kestirmeleri” ve “Arkayollar” denilen büyülü ve şimdi kayıp olan geçitleri kullanmışlardır.(Faerun’un bazı bölgelerinde hala peri kestirmeleri ve arkayollar vardır ancak bunlar elfleri Faire’den getiren geçitler değildir.)Toril’e ilk gelenler Sy-tel-quessir(yeşil elfler), Ly-tel-quessir(lythari) ve Aril-tel-quessir(avariel)lerdir.Bu saydığım gruplardan sadece yeşil elfler (vahşi elfler) Faerun’da bilinen varlıklarını sürdürmektedirler.Avarieller tükenmiş olarak görülmektedir(sayıları çok ama çok az kalmıştır.)Dünyanın tehlikeli ejderhalarıyla yaptıkları savaşları onları tüketmiştir.Lythari diye bahsedilen grup ise zamanla değişime uğramışlardır ve şu zamanda artık onlara Tel-quessir demek doğru sayılmaz.Genel ikinci grup ise Ssri-tel-quessir (günümüzde ki drowlar)dir.Gelişlerinden kısa bir süre sonra ormanlarındaki büyük imparatorlukları kurmuşlardır.Aynı zamanda Ar-tel-quessir(güneş elfleri)ve Teu-tel-quassir(Ay elfleri) kuzeye geldiler.Alu-tel-quessir(Su elfleri)bu olaylardan kısa bir süre sonra Muazzam Deniz’de(Great Sea) görülmüşlerdir.Gelişleri sırasında süre gelen ejderha zamanlarını sona ermiştir.Ejderha zamanlarının sona erişiyle 5 büyük imparatorluk dönemine geçmişlerdir.Faerun’un batısında ve güneyinde imparatorluklar kurulmaya başlanmıştır.Kılıç Sahili boyunca (Sword Coast) Güneş elflerinin imparatorluğu Aryvandaar, yeşil elflerin imparatorluğu Miyeritar,Shantel Othreier ve Keltormir.Güneyde şimdi Vilion Reach olarak bilinen bölgede üç tane yeşil elf diyarı kurulmuştur.Thearnytaar,Eiellur ve Syopiir .Bunların dışında da iki tane daha sivilize olmuş kısım şimdiki Shaar topraklarında görülür:Ay elflerinin Orishaar ve Kara elflerin Ilythiir imparatorluğu…
Bu elf ülkeleri kendi yolarıyla gelişmiş ve büyümüşlerdir.Ne yazık ki bu gelişme çalışmaları yoldan çıkmış vahşi ve kanlı yöntemlerle yayılımcılık gösteren Ilythiir imparatorluğunun ve Aryvandaar ülkesinin başa geçmiş bozuk yöneticilieri(Vyshaantar ailesi)nin diğer kardeşlerine rahatsızlık vermelerine yol açmıştır..Bu ilk Crown War a sebep oldu.Savaştan sonra elf ülkeleri kendilerini toparladı ve henüz bir şeyin sonuçlanmadığını gördüler.Bu savaşın süreceğine dair bir işaretti.Savaştan en kötü etkilenenler Miyertiar krallığı ve Ilythiir’ler oldu.Ancak en büyük etki 4. Crown war da ortaya çıktı.Ilythiirler kötülüklerinin ve sapkınlıklarının seviyesini artırdılar.Yıllar önce Corellon Larathian’ın sevgilisi Araushnee (şimdi ki Lolth) kendi ırkına ve Saldarine mabedine hainlik etmiş ve sırt çevirmiştir.Corellon ve sadık dostları ise eski sevgilisini iblis ağı çukuru (Demonweb Pits) diye bilinen -cehenneme geçitlerle bağlı oradan farklı olmayan -bir düzlemde yaşamaya mahkum etmişti.Araushnee efsanesini duyan Ilyhiir’liler ona tapmaya ve Seladrine mabedine sırt çevirmeye karar verdiler.Araushnee bu mürit topluluğuna dünden razı bir şekilde sahip çıktı ve öncelikle Miyeritar kavimini yok ederek intikam almaya başladı.Bu imparatorluktan kaçan yeşil elfler doğanın hiç dokunulmamış yerlerinde kendi ırkdaşlarından bile çekinerek ve onlardan saklanarak yaşamışlardır.İşte vahşi elfleri şimdi ki gibi bir yaşama iten olay ta bu zamana dayanmaktadır.Kaçan bazı ay ve güneş elfleri ise daha ılımlı bir yol seçmiş ve orman elfleri olmuşlardır.
Ilyhiir’in ihaneti ve dönüşü ile şok olan Seladrine mabedinden Corellon eski sevgilisi ve inananlarını çok büyük bir lanete maruz bıraktı ve Ilyhiir elfleri drowlara dönüştürler.Güneşe çıkamaz oldular ve yer altına ,karanlık altına mahkum oldular.Bu olaydan sonra elf bilgeleri toplanıp son gerçekleşen olaylara karşı önlem ve karar almak için toplandılar.Bu bölgeye Elven Court adını verdiler.(Günümüzde Cormanthor ormanları içerisinde halen varlığını sürdüren bölge)Daha sonra Seldarine Vyshaantar ailesinin ve kötülüklerinden sorumlu güneş elfleri lordlarını buldu.5. Crown War da da onlar yok edildi.
Son Crown War'ın bitişinden yüzlerce yıl sonra Evermeet adasında,Everaska vadisinde, Yuirwood ,High Forest ve Cormanthor gibi ormanlarda bir çok elf şehri ve imparatorluğu kurulup yıkılmıştır.Her biri kurulduğu zamanın yöneticisi lideri ve yıldızı olmuştur.İnsanların ortaya çıkışıyla beraber bir çok insan imparatorluğu elfleri aşındırmaya ve kenara itmeye başladı.(Jhaamdath,Coramshan ve Netheril bunların en bilinenleri)
Çeşit çeşit görüş açıları ve politikalara sahip insan devletleri arasında kalmış elfler bu olaylardan da savaşsız çıkamayacaklarını anlayınca bir kısım ayrılıklar görülmeye başladı.Bir çok elf Faerun’u insanlara bırakıp en batıyla Evermeet adasına yerleşip burayı terk etmeyi ister olmuştu.714 deki Cormanthor ormanında bulunan elflerin en büyük imparatorluklarından biri Myth Drannor’un yıkılmasından sonra batıya göçler ufak ufak başlamışlardır.Günümüzde halen bir çok elf içlerinde gerçek evleri olarak bahsedilen Evermeet’e karşı bir çağrı duyabilmektedirler.(Özellikle 1344 DR da elf göçleri zirveye ulaşmıştır bilinmeyen bir güç tüm elfleri Evermeet’e çağırmıştır.)Evermeet göçleri günümüzde artık duracak düzeyde azalmıştır.Elfler Faerun üzerinde yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır.Çünkü artık Evermeet’inde güvenli bir yer olamayacağını anlamaya başlamışlardır.Faerun’da yaşamalarına karşın bir daha asla dünyanın ilk zamanlarında ki güçlü ve ihtişamlı imparatorluklara sahip olamayacaklarının bilincindedirler.
SU ELFLERİ (Aquatic Elves)
Yer yüzünde yaşayanların çok nadir rastladığı su elfleri yerleşik şehir hayatında yaşayan,iyi kalpli ve Faerun’u çevreleyen denizlerde yaşayan bir halktır.Sea of Fallen Stars veya güneydeki Great Sea de bir çok su altı şehirleri bulunmaktadır.Ayrıca batı denizlerinde de küçüklü büyüklü bir çok yerleşim yerleri bulunmaktadır.
Fiziksel Görünmleri:
Su elfleri uzun boyuludurlar.6 feet (180 cm) veya daha uzun olabilirler.Uzun kol ve bacaklara sahiptirler ki bu onları iyi yüzücüler yapar.Yüzücülüklerini geliştiren bir diğer detay el ve ayak parmaklarının perdeli olmasıdır.Yer yüzü kuzenleri gibi ince yapılı ve narindirler.Saçları genellikle ince yapılı ve düz olur Savaşçıları saçlarını kısa keserken savaşçı olmayan kesim uzun bırakmayı tercih eder.Great sea bölgesinde yaşayanlarının tenleri genellikle koyu yeşil olur.Arada kahverengimsi tonlar görmek mümkündür.Sea of Fallen Stars da yaşayanlarda ise mavi ve beyaz lekeler görmek mümkündür.Göz renkleri yer yüzünde yaşayan kuzenlerine benzer.(Daha çok güneş, ay ve vahşi elflerin göz renkleri).Genelde elbise giymezler çünkü edep gibi bir şeyden habersizdirler.Ancak yine de su altındaki yosun bitki vb şeylerden vücutlarını saracak bir şeyler yaptıkları görülür.Giysileri su altında bulabilecekleri bitkilere bağlı olara kahverengi ve yeşil arası renklerde olmaktadır.
Tarihleri:
Su elfleri ilk önce Great Sea’de belirdiler.5 büyük elf topluluğunun Toril’e son gelen üyeleriydiler.Yıllar boyu su altında kendi içlerine kapanık yeni sular bulmaya çalışıp güçlenerek yaşadılar.İlk Crown War savaşlarına kadar göçebe olarak yaşadılar ve bu savaşlarla beraber yerleşik hayata geçtiler.Yer yüzündeki kuzenleri arasında olan bu savaşlar su altında onları etkilemiyordu ama yine de sudaki evlerinden savaşı takip ediyor ve haberdar oluyorlardı.Buna rağmen yeryüzündeki kuzenlerine ne müttefik ne de düşman olarak yaklaşmayı düşünmemişlerdir.Ancak dördüncü Crown War sırasında Sea of Fallen Stars’daki bir çok su elfi savaşmak zorunda kalmış ve öldürülmüşlerdir.Günümüzde pek çok bölgede yaşadıkları görülürken en bilinen şehirleri Evermeet kıyılarına yakın su altında kurulmuş olan Iumathiashae(Okyanusun annesi)şehirleridir.
Kişilikleri:
Su elfleri bir çok ırkı (neredeyse kendi kuzenlerini bile) güvenilmez bulurlar.Sudan ayrılmak yapacakları son şeydir.Aslında yakın komşuları akrabaları ve dostları dışında kimseye güvenmezler.Su elfleri müttefikliğin hayatta kalmak ve bencillik ve yalnızlığın ölüm demek olduğunun bilincinde olan yaratıklardır.Sürüden ayrılanı kurt kapar felsefesini yaşayan bir halktır.Genel olarak koruculuk ve savaşçılığa yönelirler.Su altındaki bir çok şeytani ve yırtıcı ırkla savaş halinde olduklarından bu işler onlar için birer zorunluluktur.Sihirbazlık ve ruhbanlık ikinci sırada bunları takip edep mesleklerdir.Yine su altındaki elf ozanları oldukça yaygındır.Yer yüzüne taşınamayan bir çok efsane şarkı ve mit bu su altı ozanlarının belleklerindedir.
Sosyal Yaşam:
İlk zamanlar feodal yaşarlarken daha sonradan bu feodal yapı ortadan kaybolmuştur.Genel olarak soyluların yönetimi yani aristokrasi görülmektedir.Su elflerinin dişileri genel olarak ozanlık sihirbazlık gibi fizikten çok mental yetenekler isteyen işlere yönelirken erkekleri savaşçılık avcılık gibi fiziksel güç isteyen işleri yaparlar.Politik güç genel olarak bir erkeğin elinde olur.Bir bakıma her şeyleri ortaktır ve kişisel mülk yok denecek kadar azdır.Silahlar,eşyalar gerek değiş tokuş gerek satış gerekse hediye ile elden ele dolaşırlar.Bir su elfi kendi çevresinde aradığı bir objeyi çok kolay bir şekilde bulabilir.Hırsızlık denen kavram su elflerinde yoktur çünkü bir su elfi istediği bir şeyi gidip rahatlıkla isteyerek alabilir.Ama dışarıdan gelen misafir veya yabancıların hırsızlık yapabileceklerinin farkındadırlar ve temkinli davranırlar.
Dil ve Edebiyat:
Tüm su elfleri elfçe konuşur ve Espruar harfleriyle yazılan değişik bir stil kullanarak Aquan dilinde yazarlar.Sea of Fallen Star’da yaşayanları ise Inner Sea bölgesindeki toplumlarla alış veriş yaptıklarından Serusan dilini kullanırlar.Köylüler,savaşçılar ve barbarlar dışında tüm su elfleri okuma yazma bilirler.
Büyü, Büyü Kullanıcıları ve Büyülü Eşyalar:
Tüm elf etnik grupları arasında Su elfleri en az büyü ile ilgilenen gruptur.Elbette ki su elfi büyücüleri yok diyemeyiz ancak sayıları bir cüce toplumunda ki kadar diyebiliriz.Elf büyücüleri kağıt ve parşömen olarak köpek balığı vb hayvanların derilerini kullanırken mürekkep olarak ise su ile akıp gitmeyen bazı deniz altı yaratıklarından alınan mürekkebi kullanırlar.
Büyülü eşyalarda genel özellikler olarak yer yüzü kuzenlerininkinden pek farklı şeylere sahip değillerdir. Farklar yalnızca su altında olduklarından biçimsel olarak görülür.Mesela iksir yerine daha kolay kullanılabilecek katı hamurumsu maddeler kullanabilirler.Ya da metal eşyalar yerine su da zarar görmeyen daha farklı maddeler kullanabilirler.(Örneğin deniz kabuklar veya taş gibi)Genel olarak kıyafet kullanmadıklarından giysi olarak büyülü pelerinlere veya giyilen herhangi başka şeylere rastlamamız pek mümkün değildir.Yüzükler kolyeler daha olası büyülü eşyalardır.Eşyaların genel nitelikleri ise savunmalarını ,hızlarını ve çevikliklerini artırmaya yönelik olur.
Tanrı ve İnanç
Su elflerinin Seladrine mabedinden tapındıkları tek tanrıları su altı dünyasını efendisi Deep Sashelas’tır.Tapınakları neredeyse tüm su elfi yerleşim bölgelerinde bulunur.Genel olarak dini mimarinin dev deniz kabuklarına oyulmuş estetik tünel sistemlerinden oluştuğunu görürüz.
Diğer Irklarla İlişkileri:
Kişilikleri kısmında da söylediğim gibi su elfleri çok çekingen ,utangaç ve çevreyi güvenilmez bulan yaratıklardır.Buna karşılık kendileri dışında mutlak iyilikleriyle tanılan denizkızları veya tritonlar gibi ırklarla da ilişkilere girebilirler.Yer yüzündekilere her zaman temkinli yaklaşır ve casuslukla yer yüzündeki komşularını izlerler.Yakınlarındaki yer yüzü savaşları ittifakları barışları vb şeylerinden az çok haberleri vardır.Su altında yaşayıp su elflerinin mutlak ve sonsuz nefretini çekmiş olan tek ırk kanlı düşmanları shauginlerdir.Bir deniz elfinin barışçıl yapısı bir shaugin ile karşılaşana kadar sürer.O zaman sabır çekingenlik veya barışçılıktan eser kalmadığını görürüz.
Alet-Edevatları
Büyülü eşyalarda da olduğu gibi normal alet edevatlarında da suda yapısının koruyan maddeler kullanırlar.Metal ve metal gibi su da bozulan madenlerin hiç biri gözükmezken altın ve mücevherlere her zaman yer vardır.İnanılmaz altın işlerler ve mücevher biriktirirler.Bu düşkünlükleri onların belki de zaaflarından biridir.Su altında iksir içmek zor olduğundan bunu kolaylaştırmak için yapılmış deriden yapılmış torbalar kullanırlar ve sıvıyı diret olarak yüzgeçlerinden alırlar.
Silah ve Zırh
Su altı dünyası kesici ve ezici silah kullanıcıları için alehine bir sahadır.Bunun elbette ki bilincinde olan su elfleri delici silahlar kullanırlar.Tridentler en çok kullanılan favori silahları konumundadır.Onun dışında rakiplerini etkisiz hale getirecek ağır ağlarda favorileri arasında sayılabilir.Eşyaların yapımı gibi silahların yapımında da deniz kabuğu taş kullanılırken ek olarak iri hayvanların dev kılçıkları da silah yapımında kullanılabilir.Kalkanları deniz kabuklarındandır.Zırh olarak da köpek balığı derisi profesyonel savaşçıların bir numaralı tercihleri arasındadır.
Evcil Hayvanları:
Yunuslar ve benzer memeli hayvanlar su elflerinin en yakın dostlarıdır.Genel olarak yunusların yaşam bölgelerine yakın yerlerde şehirlerini kurarlar.Gerektiğinde oyun arkadaşı gerektiğinde ise yardımcıları ve habercileri olabilen yunuslar su elflerini çok severler.Bunlar dışında su elfleri büyük dev memeliler olan balinalar ve benzerlerine büyük saygı besler ve onları yaşam alanlarını kısıtlayacak olaylar olduğunda kendilerini bu hayvanların yanında savaşmaya hazır görürler.Yine bazı su elflerinin yaşam bölgelerinde deniz aslanlarının koruyuculuk yaptığı ve elflerle iletişim içinde olduğunu görürüz.Elflerin su altında yaşayıp da sevmediği hatta nefret ettiği tek hayvanlar köpekbalıklarıdır.Deniz elfleri köpek balıklarının ;can düşmanları sahuginlerin lanetledikleri ,geçmişlerinde yunuslara benzeyen balıklar olduklarına inanmaktadırlar.Sahuginlerle bağdaştırdıklarından köpekbalıklarından nefret ederler ve gördükleri yerlerde avlarlar.
Gelecek yazımda diğer elf etnik gruplarını da yakından inceleyeceğim.Sun elf(Güneş elfleri) Star elf(Yıldız elfleri) Wild elf( Vahşi elfler) Wood elf( Orman elfleri) Moon elf( Ay elfleri) Avariel( Kanatlı elfler) Drow(Kara elfler) Hepsini tek bir yazıya sığdırabilir miyim emin değilim ama yazacağım. Kendinize iyi bakın.
Yüksek Seviyeli Tanrılar (Greater Gods)
Tanrılar arasında en fazla sözü dinlenen ve saygı gösterilenler yüksek seviyeli tanrılardır-Bu sözümde diğer tanrıların güçsüz yada küçük olduğunu ima etmiyorum-.İlgi alanları ve görevleri nedeniyle büyük kitlelerce takip edilirler. Bu tanrılardan en önemlileri;
Lathander:

Lathander ilkbahar'ın ve yeniden doğuşun tanrısıdır. Faerun'un kuzeyindeki toplumlar arasında oldukça fazla müridi vardır.
Lathander, Sabahlordu (Morninglord) adıyla da tanınır. Yaşayan ölülerin ve lanetlilerin en büyük düşmanıdır.İnananları bir maceraya atılırken yada yeni bir işe başlarken Lathander'a seslenirler böylece Lordlarının,başlamaya yönelik çabalarını gördüğünü ve ona layık olduklarını kanıtladıklarını düşünürler.
Lathander'a göre hiç bir şeyin sonu yoktur ve bittiği -yok olduğu- sanılan her şey bir gün tekrar başlayacaktır.Myth Drannor'un düştüğü zamanlarda ''Dawn Cataclysm'i kullanarak Pantheon'u kendi istediği gibi şekillendirmeye çalışmıştır,böylece bölünmelere neden olup,diğer tanrılar tarafından kınanmıştır.
Lathander müritleri ölen birinin başka bir bedenle tekrar hayat bulacağına inanır ve teselli bulurlar. Rahipleri nispeten varlıklı kişilerdir.
Kontrol sahibi olduğu alanlar bahar, doğum ve şafaktır.Sembolü açık kızıl renkte bir disktir.
Mystra:

Mystra büyü tanrıçasıdır. Gizemler Leydisi (Lady of Mysteries) olarak ta anılır.Tüm Toril'i kapsayan ve varlıkların büyü yapmasına olanak sağlayan Ağ'ın(Weave) yaratıcısı ve koruyucusudur.
Sıkıntılar zamanında(Time of Troubles) Tanrı Helm tarafından öldürülmüştür ancak gücünün bir parçasını müridi olan Midnight adında bir insana bırakmıştır sonradan Midnight, Leydisinin görevini devralmıştır.
Kontrol sahibi olduğu alanlar Büyü ve sihirbazlıktır. Sembolü kırmızı bir sisin etrafında daire oluşturmuş dokuz yıldızdır.
Hamatula'nın,''Halkların yaratılışı ve Faerun'da Tanrılar'' adlı yazısında da Mystra hakkında bazı bilgiler bulabilirsiniz.
Oghma:

Oghma,bilgi ve bilgelik tanrısıdır.Ciltçi,mücellit (The Binder) veya Bilge olan(The Wise One) olarak bilinir.Ozanlar,bilgeler ve büyücüler-kısaca bilgiye ihtiyaç duyan herkes-tarafından saygı görür.
Deneir ve Milil'de Oghma'ya saygı gösterir ve ona yardımcı olurlar. Ara sıra da olsa Gond'la iş birliği içindedir. Müritleri bilginin en önemli şey olduğunu düşünür. Kontrol sahibi olduğu alanlar yazmak ve bilgeliktir. Sembolü parşömendir.
Shar:
Hamatula, ''Halkların yaratılışı ve Faerun'da Tanrılar''yazısında Shar hakkında gereken bilgileri vermiştir.Benim eklemek istediğim ayrıntılar şunlardır; Kontrol sahibi olduğu alanlar karanlık ve gecedir.Sembolü,Mor bir bordür üzerinde bulunan siyah bir disktir.
Silvanus:
Silvanus doğa tanrısıdır. Ağaç (Meşe) Baba (Oak Father) olarak da bilinir.
Silvanus özellikle Faerun'un kuzeyindeki druidler tarafından saygı görür.Bunun sebeplerinden biri Kuzeyin el değmemiş,modern halklar tarafından kirletilmemiş doğal güzelliğidir.Kuzey ormanları Silvanus'un doğaya olan sevgisini yansıtan en somut örneklerdir.
Chauntea,Malar,Eldath ve Talos'un görevlerinin bir dengeleyicisi gibidir. Rahipler genellikle druidlerdir. Kontrol sahibi olduğu alanlar doğa, ormanlar ve druidlerdir.Sembolü yeşil bir meşe ağacıdır.
Sune:
Sune aşk ve güzellik tanrıçasıdır. Sune Firehair olarak tanınır. Kızıl saçlı ve mükemmel güzellikte bir kadın olduğu rivayet edilir. Kibirlidir.
Takipçileri de Tanrıçaları gibi kibirli ve kendini beğenmişlerdir. Müritleri aralarında en güzel görünüme sahip olanları kendilerine lider seçerler.
Daha çok kuzey şehirlerinde ilgi gören bir tanrıçadır. Kontrol sahibi olduğu alanlar aşk, güzellik ve tutkudur. Sembolü beyaz tenli ve kızıl saçlı genç bir kadın yüzüdür.
Talos:

Talos The Destroyer, yıkım ve fırtınalar tanrısıdır. Öfkeli Olan (The Raging One) ismiyle de anılan Talos, dönek ve intikamcı bir tanrıdır. Kararsızlıktan nefret eder bunu yapan kendi müritleri bile olsa kesinlikle cezasını verir.
Takipçileri çabuk öfkelenen ve şiddete eğilimli kişilerdir. Rahipleri, Tanrılarına inanmayanların lanetlenmesi için dua ederler. Kontrol sahibi olduğu alanlar yıkım, fırtınalar ve depremlerdir. Sembolü, farklı yönleri gösteren üç yıldırımla belirtilir.
Tempus:
Tempus savaş tanrısıdır. Savaş Lordu (Lord of Battles) ve Foehammer olarak da bilinir. Takipçileri savaşı seven ve savaştan uzak kalmaya dayanamayan kişilerdir. İnananları için eğer Tempus yanlarındaysa, kendilerinin sırtını kimsenin yere getiremeyeceğini düşünürler.
Sıkıntılar Zamanında (Time of Troubles) Avatar'ının 3.5 metrelik devasa bir insan olduğu rivayet edilir. Savaş tanrısı,Diyarlar'ı etkileyecek önemli savaşlarda nadiren de olsa bir ordunun yanında biri siyah biri beyaz olan atlarından Deiros(siyah)'u sürüyorsa bu ordunun yenileceğini gösterir.eğer Veiros(beyaz)'u sürüyorsa bu Tempus'un orduyu zafere götüreceğinin işaretidir.
Tempus'un savaşçıları savaşa korkusuzca giderler bilirler ki olurda savaşta hayatlarını kaybederlerse, savaşarak öldükleri için Tempus'un salonlarında kendilerine de yer verileceğini bilirler.
Çünkü Tempus cesur ve korkusuz olanları ödüllendirir. Kontrol sahibi olduğu alanlar savaş ve savaşçılardır. Sembolü kan kırmızısı bir kalkanın üzerine işlenmiş etrafı alevlerle çevrili bir gümüş kılıçtır.
Tyr:
Tyr adalet tanrısıdır.Eski bir tanrı olmamasına rağmen kısa sürede büyük güç sahibi olmuştur.Asıl adı Tyr Grimjaws'tır.
Adalet arayan savaşçıların Tyr'a duyduğu saygı giderek artmaktadır. Kezef (The Chaos Hound)tarafından kolu koparılmış, Ao(High Lord) tarafından da kör edilmiştir. Rahipleri, tanrılarının kayıp kolunu ve gözlerini sembolize etmek için sağ ellerine siyah bir eldiven giyerler ve ayin sırasında gözlerine ince bir bant takarlar.
''Savaşçı kılıca hakim olamaz, kılıç savaşçıya hakim olur.'' Tyr'ın paladinlerinin çokça kullandığı ve gerçekliğine inandıkları bir sözdür. Kontrol sahibi olduğu alanlar cesaret, kanunlar ve adalettir. Lord Tyr'ın sembolü, mavi bir kalkan üzerine işlenmiş çekiç ve onun üzerinde bulunan terazidir.
Faerunun Büyücüleri
Bu yazımda Faerun’da bulunan ve Büyü sanatını algılayıp, en iyi şekilde icra edebilen büyücülere yer vereceğim. Faerun’da büyünün işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak için bölümümüzde bulunan ‘’Faerun’da Büyü’’yazısını okuyabilirsiniz .Yazımın birinci bölümünde yer verdiğim büyücüler;
Szass Tam: Eskiden bir insan olan Szass Tam şimdi Lich'tir. Ancak Kalesinin sınırları dışında insan formunda dolaştığı için Thay’da Szass Tam’ın bir Lich olduğunu bilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Zamanımızda bir harabe olan Delhumide’da doğmuştur. Thay'ın kızıl büyücülerinin(Red Wizards of Thay)lideridir.En güçlü Zulkirdir(Kendi alanında uzmanlaşmış ve Thay sınırları içinde o alandaki en güçlü büyücüye verilen ünvan)
Tehlikeli ve çok zekidir. Büyük bir Büyülü eşya koleksiyonuna sahiptir.Necromancy konusunda ustalaşmış bir büyücüdür.
Szass Tam, Thay'ı tek başına yönetebilmek için büyük bir plan yapmıştır. 992 yılında yapılan Thazalhar (Thay ve Mulhorand arasında) savaşında, Thay'in yanında savaşan Tanar'ri Balor'u Eltab'ı kendi amacı için kullanmayı düşünmüştü Szass Tam.
Eltab, Thazalhar savaşının ardından Başkent Eltabbar'ın altında büyülü bir çembere hapsedilmiştir. Eltabbar şehrinin caddeleri, sokakları ve yolları Eltab'ı tutsak eden büyünün rünik sembolleri şeklinde yapılmıştır. Büyüyü güçlü kılan diğer unsurlar ise çemberin oluşturan dokuz rünün üzerinde dokuz insanın kurban edilmesi ve çok güçlü büyülü objelerdir. (Death moon orb, Tharkosil's seat ,Larloch's staff )Bu nesneleri ve büyüyü Szass Tam, çok güçlü bir lich olan Larloch (The Warlock King)'tan almıştır.
Szass Tam, rakibi olan diğer Zulkirlerin dikkatlerini Rashemen'e yapılacak saldırıya yönlendirmelerini fırsat bilir. Szass,Eltab'ı serbest bırakacak olan büyüyü oluşturmaya başlar. Amacı Eltab ile güçlerini birleştirip diğer Zulkirlerin Rashemen'de yenilmesini sağlamak ve Thay'ı tek başına yönetmekti.
Ancak durum pek Szass'ın planladığı gibi gelişmedi. Aglarond kraliçesi The Simbul ve bir kaç güçlü Harper mensubu Szass'a engel oldular. Böylece yüzyıllar geçtikçe güçsüzleşen büyü çemberinin zayıflığını bilen Eltab serbest kaldı. Szass,Eltab'ın kaçışına engel olmaya çalıştıysa da başaramadı ve Eltab kendi boyutuna kaçtı.
Szass Tam ve Samas Kul (Ticaret işleri lideri) açık açık ülkelerle savaşmayı bırakıp şehirlerde üsler kurma fikrini ortaya attılar. Başta Zulkir ve aynı zamanda Tharchion (Bölge yöneticisi) olan Aznar Thrul olmak üzere bazı Zulkirler bu fikrin işe yaramayacağını söylemişlerdir. Bu üslerde ucuza büyülü eşya satışı yaparlar ve şehir halkına dürüst görünmeye çalışırlar. Kızıl büyücüler bu strateji ile zenginliklerine zenginlik katmışlardır ve Aznar Thrul yanıldığını anlamıştır. Ancak bu üslerin kurulmasının altında başka nedenler yatar.Szass Tam, Thay’ın kötülük dolu topraklarında gezinen Undead devriyelere sahiptir. Bu devriyeleri çoğunlukla harabelerdeki gizli kalmış sırları ve hazineleri bulmaları için kullanır.
Vangerdahast: Cormyr krallığının eski Baş büyücüsüdür. Kral Azoun'a bilgeliğiyle çoğu zaman yol göstermiştir. Uzun zaman onuruyla Cormyr ve Kral Azoun'a hizmet etmiştir.
Cormyr'da büyücüler meclisin lideridir aynı zamanda da krallığın ileri gelenlerindendir. Kral Rhigaerd II tarafından gerek ekonomik gerek politik gerekse siyasal getirileri düşünülerek Büyücüler Meclisi kurulmuştur ancak Kral Rhigaerd II, monarşik sisteminde büyücülere fazla yetki vermek istememektedir. Bu sırada Vangerdahast, Prens Azoun'un yetiştirilmesiyle ilgilenmekteydi. Genç Azoun önceleri Vangerdahast'ın öğretilerini umursamasa da büyücü kısa sürede genç prensin akıl hocası ve en güvendiği dostu haline geldi.
Yıllar geçip Azoun tahta çıktığında Vangerdahast kraliyetteki en önemli kişilerden biri haline gelir ve resmi unvan (Cormyr Kraliyet Büyücüsü ve Büyücüler Meclisi Lideri) sahibi olur. Haliyle de Cormyr'in düşmanlarının üzerine korku saçan Savaş Büyücülerinin başına geçer. Savaş büyücüleri, savaşlarda Cormyr'in Mor Ejderhalarının yanında bulunup onlara büyüyle destek olurlar böylece Cormyr ordusu sihir ve çelik kombinasyonunu oluşturmuştur. Savaş büyücüleri ve büyücü meclisi Cormyr'in adeta vazgeçilmezi konumuna erişmiştir.
Vangerdahast, gölge büyücüleri ile yapılan bir savaştan sonra Baş Büyücülükten ayrılmıştır. Vangerdahast'ın mevkisine aslen Turmish’li olan Caladnei getirilmiştir. Ama Vangerdahast'ın amacı dünyevi işlerden elini tamamen çekmek değildir. Sadece Elminster ve bir kaç kişi tarafından bilinen bir yerde Cormyr topraklarını daha güvenli ve korunaklı bir hale getirmek üzere hazırlanan önemli bir proje üstünde çalışmaktadır.
Jalynfein ''Spider Mage'': Drow ırkındandır. Menzoberranzan'da yaşamıştır. Jalynfein, Menzoberranzan tarihindeki en güçlü başbüyücüdür. Genelde Örümcek Büyücü (Spider Mage) olarak tanınır. Bu ismi almasının nedeni;
Menzoberranzan'a ve Leydi Lolth'a verdiği muazzam hizmetler (Lolth tarafından Baenre Evi'ne bahşedilen örümcek ağı biçimindeki koruyucu engelin geliştirilmesinde Tanrıça'ya hizmet vermesi, Goblin ve Kobold'ların köleleştirilmesinde yardımcı olması, Narbondel'in büyüsünü pekiştirmesi vs...) karşılığında Örümcek Kraliçe Lolth (Spider Queen) Jalynfein’i ödüllendirmeye karar verir.
Jalynfein'i bir gün Lolth'un hizmetkarlarından bir Yochlol (görüntüsü erimiş muma benzeyen, düzlemler arası yolculuk yapabilen şeytani bir ırk) ziyaret eder. Yochlol, Lolth adına büyücüye Örümcek Yaratma (Spider Summoning) özelliğini bahşeder. Drowlar arasında bu büyük bir şereftir hele ki bu şerefe nail olan drow bir erkekse, Lolth'un erkek drowları takdir etmesi veya ödüllendirmesi yok denebilecek kadar azdır. Jalynfein bu büyüyü yaptığında büyücünün bedeni Peri Ateşi (Faerie Fire) ile sarılır. Bu da zaten korkunç olan görüntüsünü daha da bir pekiştirir. Çeşitli parmak varyasyonlarıyla büyüleri şekillendirmesiyle ünlüdür.
Spider Mage'in yüzü yanıklarla kaplıdır ve yüzünü siyah kumaş bir maskeyle gizler. Bu yanıkların sebebi Davina Dyrr adlı matrondur. Davina ve Jalynfein arasında çıkan bir tartışmada Matron Davina Jalynfein'in küstahlığına sinirlenip büyücünün suratını yakmıştır. Bu olay Jalynfein Spider Mage ilan edilmeden önce büyücünün gençliğinde yaşanmıştır. Yaşlılıktan ölen nadir drowlardan birisidir. (Drowların çoğu savaşarak yada bir komploya kurban giderek can verir. Yaşlılıktan ölen drowlar şanslı sayılır.)
Manshoon: İnsan ırkındandır. Zhentil Kalesi'nde doğmuştur ve halen burada yaşar. Son derece tehlikeli ve şeytani bir büyücüdür. Zhentarim'in lideridir. Kara Şebeke (Black Network), Tanrı Bane'in ölümünden sonra karışıklıklar yaşamıştır. Bir kısmı yeni Tanrı olan ve Bane’in gücünün bir kısmını ele geçiren Cyric'in emri altına girmiştir. Cyric inananları ile Cyric'e karşı olanlar arasında çekişmeler yaşanmıştır bu da Zhentarim içinde çatışmalara neden olmuştur. Zhentarim’de liderlik savaşı da yaşanır. Manshoon, Bane rahibi Fzoul Chamberly ile çekişmektedir.
Manshoon, üzerinde rünlerin kazılı olduğu siyah bir maske takar. Çok iyi kamufle olabilir. Halkın arasında tanınmadan, sanki kendi halinde bir köylüymüşçesine dolaşır. Zhent kalesine tamamen hakimdir. Zhentil halkı Lord Manshoon'un aleyhinde tek bir cümle söylemeye cüret edemez-eğer cüret ederlerse başlarına nelerin gelebileceğini az çok kestirirler-. Manshoon'un nefesini her an enselerinde hissederler. Zhentil halkının korkulu rüyasıdır. Faerun üzerinde Manshoon’un kendi oluşturduğu kopyaları da gezinmektedir. Bu kopyaları kullanarak Manshoon çeşitli örgütlerin içerisine sızmaktadır.
Bir işe başladıysa mutlaka onu bitirmesi gerektiğini düşünür. Kendisine engel olabilecek kişileri-ne pahasına olursa olsun-ortadan kaldırmasıyla nam salmıştır. Darkhold'lu Sememmon gibi güçlü bir büyücü yetiştirmiştir. Karanlık Vadili (Shadow Dale) Elminster en nefret ettiği düşmanıdır.
Sylune: Gizemler Leydisi Mystra'nın seçilmişlerinden olan yedi kız kardeşten biridir. (Yedi Kız Kardeş hakkında gelecek yazımda daha ayrıntılı bilgi vereceğim.) Diğer kardeşleri gibi gümüş saçlara ve keskin bir zekaya sahiptir. Shadowdale'de yaşamaktadır. Sylune, Shadowdale'e saldıran bir kırmızı ejderha ile savaşırken yaşamını yitirmiştir ancak bu olaydan sonra kendisi Spektral bir formda halen Shadowdale'de bulunmaktadır. Kız kardeşi ve bir Harper ozanı olan Storm Silverhand'in evini ve Shadowdale'i korumaya devam eder. Sylune öldükten sonra evinden alınan taş parçaları sayesinde taşların bulunduğu bölgelerde Sylune rahatça dolaşabilmektedir. Kız kardeşi Storm bu taşları Yedi kız kardeşe ve bir kaç Harper üyesine vermiştir. Farklı bölgelerde yaşayan bu Harper üyeleri, kız kardeşler ve büyülü taşları sayesinde Sylune bir çok şehre (Silverymoon, Aglarond, Suzail, Waterdeep) gidebilmektedir.
Sylune Tanrı Azuth tarafından dikkatle korunmaktadır. Azuth'u buna iten neden Mystra'ya duyduğu saygı mı yoksa Sylune'a karşı özel bir ilgi midir bilinmez. Her kim ki Sylune'u yok etmeye çalışırsa Azuth'un gazabına uğrar. Azuth, Tanrı olabilmek için kendisi gibi bir büyücü olan Yarı-Tanrı Savras ile savaşmıştır. Savaşın sonunda Azuth, Savras'ı asasına hapsetmiş ve Tanrılıkla ödüllendirilmiştir. Azuth sonradan bu asayı saklaması ve korumasını söyleyerek Sylune'a teslim etmiştir. Sylune uzun bir süre asayı taşıdıktan sonra Azuth asayı geri almıştır. Bir nedenden ötürü Savras serbest kalmış ve Azuth'la olan savaşları eski şiddetiyle kaldığı yerden devam etmeye başlamıştır.
Rashemen Cadıları Sylune’a Shadowlade Cadısı ünvanını vermişlerdir. Rashemen Cadıları kendi vatandaşları dışında pek az kişiyi bu ünvana layık görürler. Sylune’u aralarından biri olarak görürler.
Sylune eskiden Shadowdale lordlarından Aumry ile evliydi. Barışçıl bir adam olan Aumry uzun seneler komşu ülkeler, vadiler ve elf halkıyla iyi ilişkiler kurmaya çabaladı. Lord Aumry'in barışa yönelik çabaları Zhentarim yöneticilerini kışkırtmaya yetti. Politik açıdan Lord Aumry Kara Şebeke'nin planlarının önündeki bir engeldi. Zhentarim bir suikast düzenledi ve Aumyr trajik bir şekilde can verdi. Yeni Lord sinsi ve şeytani bir adam olan Jyordhan oldu. Sylune, yeni Lord Jyordhan'a elinden geldiğince engel oldu. Jyordhan bir süre sonra Waterdeep Baş Büyücüsü Khelben ''Blackstaff'' Arunsun tarafından öldürüldü. (Bu meselenin ayrıntılarına gelecek yazımda Khelben Arunsun'u anlatırken değineceğim.)
Halaster Blackcloak: Asıl adı Hilather'dir ama pek kimse bu ismini bilmez. Deli ve şeytani bir büyücüdür. Tanrıça Shar'ın oluşturduğu Shadow Weave'in (Mystra'nın Ağına (Weave)) karşılık olarak Shar tarafından yaratılmıştır. Shar bu Ağın sırlarını kendi müritleri arasında bile çok az kişiyle paylaşır. Ağın sırlarını çözüp kullanmaya çalışan ölümlüler akli dengelerini yitirirler.) sırlarını çözmeye çalışırken aklının bir kısmını yitirdiği söylenir. Ancak neredeyse Shar'ın seçilmişi haline gelmiştir. Eskiden bir Netheril büyücüsü olan Halaster, Netheril'in düşüşünden sonra kendisine sadık kalan yedi çırağı ile Waterdeep bölgesine gelmiştir.
Halaster bir gün Glaunun ve Melairkyn klanlarının açtığı geçitleri keşfeder. Köleleştirdiği drowlarla burada deneyler yapmaya başlar. Çırakları ortada görünmeyen Ustalarının kaybolduğu zannederler ve tünellere inerler ancak Halaster'in yeni yaratısı olan dehşet dolu tünellerde onları deneyeceği çırakların aklının ucundan bile geçmez. Yedi çıraktan geriye sadece Jhesiyra Kestellharp kalmıştır ve o da bu olaydan sonra Myth Drannor'a gitmiştir.
Halaster halen Waterdeep şehrinin altında bulunan zindanlar, mağaralar ve tüneller ağı Undermountain'ın efendisidir. Halaster, Undermountain'ın büyük kısmının kendisi tasarlamış ve habis yaratıklarla doldurmuştur. Undermountain'ın bir bölümü de eskiden cüce, drow ve duergarların ev sahipliği yaptığı Underhalls'tur. Eskiden burada bulunan cüceler (Glaunun ve Melairkyn klanları), drow ve duergar saldırılarında ağır kayıplar vermişler ve sonunda da tünelleri terk etmişlerdir.(geride mithril madenleri bırakmak pahasına). Duergarlar ise Mithril'in tükenmesiyle birlikte buradan ayrılmışlardır. Tünellerde kalan drowlar'ın bir kısmı yukarda da anlattığım gibi Halaster tarafından köleleştirilmiş geri kalanlar ise kaçmışlardır.
Ve Halaster bu bölgeyi de ele geçirmiştir. Halaster, Calimshan ve Tethyr'de faaliyet gösteren habis örgüt Twisted Rune (Lichler ve Vampirlerin yönetimi altındadır.) tarafından kaçırılmıştır. Twisted Rune üyelerinden Priamon ''Frostrune'' Rakesk adlı bir lich ve iki adamı (Ralayn the Occultacle ve Aurangaul) yalnızca Halaster'in bildiği Stardock (başka bir boyuta açılan kapı) 'un sırlarını öğrenip bunu nefret ettikleri rakipleri Thay'ın Kızıl büyücülerine karşı kullanmak üzere Undermountain’a gelirler ve Halaster’i alıkoyarlar. Ancak örgüt Halaster'i elinde uzun süre tutamaz ve başarısız olurlar. Şimdiki zamanda Waterdeep gizli lordlarından biri olarak gösterilen Açık Kapı (The Yawning Portal) hanının sahibi savaşçı Durnan ve eski bir korsan olan Mirt (Mirt’in de gizli lordlardan biri olduğu söylenir.) Undermountain’a inip hayatlarını tehlikeye atmışlardır ama cesaretlerinin sonucunda büyük hazineler keşfetmişlerdir. Durnan’ın işlettiği Açık Kapı’da Undermountain’a inen gizli bir kuyu bulunmaktadır. Buraya birçok maceracı gitmektedir ama çoğu Durnan ve Mirt kadar şanslı değildir.
Gromph Baenre: Drow ırkındandır. Kibirli ve zalim bir adam olarak tanınmaktadır. Karanlıkaltı (Underdark)'nın kuzey batısında ve Lolth inananlarının bulunduğu bir drow şehri olan Menzoberranzan’da yaşar.
İlk ve yönetici ev olan Baenre Evi'nin en büyük oğludur. Şehrin Başbüyücüsü ve Sorcery (Büyü okulu)'nin ustasıdır. Menzoberranzan'da yaşamış olan en kudretli büyücülerden biridir. Lolth ve rahibelerinden nefret eder ama her erkek drow gibi onlara karşı gelemez.
Şehirde erkek bir drowun gelebileceği en yüksek mertebelerden birindedir. Şehrin tek ışık kaynağı Narbondel'in ateşleyicisidir. Narbondel aynı zamanda saat kulesi görevi görür. Başbüyücünün dikilitaşa yaptığı büyü her gece yarısı sona erer, başbüyücü her gece yarısı gidip büyüyü tekrarlar ve Narbondel’e bir günlük süreyle yetecek olan enerjiyi vermiş olur. Bu başbüyücünün görevlerinden sadece biridir.
Liriel adında bir kızı vardır. Bu kız diğer drow çocuklarının aksine annesinin değil babasının soyadını taşır. Gromph, Liriel’in büyüye olan yatkınlığını görmüştür ve şehrin son Evi Vandree evine mensup olan Liriel’in annesini öldürtmüştür ardından kızı kendi himayesine almıştır. Mitril Salonu (Mithril Hall) savaşında annesi Matron Yvonnel Baenre'nin ölümünden sonra tahta geçen kardeşi Triel'in zayıflığından yararlanarak aileyi -dolayısıyla da Menzoberranzan'ı- gizlice yönetmeyi planlar. Ayrıca Bregan D'aerthe adlı toplum dışı erkek drowlardan oluşan büyük bir çete ile gizli bağlantıları vardır.
En önemli sihirli eşyaları sürekli genç kalmasını sağlayan bir broş ve Baenre Evinin büyülü engeline (bu engelin bizzat Leydi Lolth tarafından Ev’e hediye edildiği söylenmektedir.) takılmadan geçmesini sağlayan örümcek şeklindeki maskedir
Crown Wars (Taç Savaşları)
Bu yazım elfler ile ilgili olan yazının devamı niteliğinde olacaktı.Ancak araya iki yazılık bir Crown Wars tarihini sokmaya karar verdim.Elflerin tarihlerindeki en önemli olayı daha detaylı inceleyip görelim:
Faerun’un sisli geçmişinde henüz neredeyse hiçbir kadim insan ve cüce imparatorluğunun kurulmadığı zamanlarda elflerin kudretli imparatorlukları Faerun’un enine boyuna bir çok yerinde bulunabiliyordu.Bu kudretli imparatorluklar (Arryandaar ,Keltormir ,Miyeritar ,Illefarn ,Ilythiir ve Shantel Othreier) aç gözlülük , kıskançlık ve gururun tuzağına düşmeden evvel barış içinde bir arada yaşıyorlardı.Bu kadım elf diyarlarını yok eden savaş dizisine Crown Wars diyoruz.
Crown War 5 büyük imparatorluğu kapsayan bir olaydır.3000 yıl boyunca elfler birbirleriyle dövüştüler ;ve çağlar boyunca kurdukları medeniyetlerin bir anda yıkılışına
ve tarihlerinde görülmüş en büyük kardeş cinayetini gerçekleştirdikleri için yas tuttular.Crown wars arka arkaya olmamışlardır.Hepsinin ayrı bir nedeni ve sonucu vardır( birbirlerini tetikleseler de… ) bu yüzden bir crown war sürerken bir diğeri o bitmeden başladığı zamanlar oldu.Bunun için yazının sonuna tarihi bir kronoloji de koydum ki neyin hangi tarihte hangi sırada olduğunu daha rahat görün.
Aslında bir elf etnik grubu döneklik etti , kötü oldular ve sonsuza kadar ışıktan uzak kalmak için lanetlendiler.Bu elfler günümüzde drow olarak bilinirler ve halen yer altında yaşayıp yer yüzündeki kuzenlerinden nefret etmektedirler.Nefretleri o çağlardan bu yana hiç ama hiç azalmamıştır.
Zamanın etkisiyle Crown War’dan önce yapılan bir çok kale yok oldu ancak şaşırtıcı derecede bir sayı da bazı koruyucu büyülerin etkileriyle günümüze ulaştı( Tabii ki tam olarak hasarsız değiller).O çağa hükmeden “yaşsızlık” o çağdan kalma harabelere de sinmiştir ve oraya giren her kişi buranın ölçülemeyecek derecede tarihi olduğunu hisseder.Mimari günümüzdeki elflere göre bile acayiptir.Bu harabelerin çoğu bir çok öldürücü tuzağı barındırmaktadır ama bu tuzaklar yalnızca harabeleri yağmalamaya çalışan veya içeri giren davetsiz misafirleri değil aynı zamanda harabenin bulunduğu bölgenin genişçe bir kısmını tehdit etmektedir.
Son olarak belki de en önemlisi bu kalıntılar Faerun elflerinin trajik hikayesini anlatan dilsiz şahitlerdir.Tarihçiler ve filozoflar günümüzde hala Crown War’ın elf tarihindeki ilk katliam olup olmadığını ve Crown Wars olmasaydı sonradan ortaya başka katliamların çıkıp çıkmayacağını tartışıyorlar.Elfler kalplerinin bir köşesinde o zarefli günlere özlem duymakta ve o dönemleri özlemektedirler.Crown Wars ın öncesini anlatacak yerlerde dolaşmayı isteyebilirler.Buradaki her taşta derin bir üzüntü sezerler ve hatta elf olmayan ziyaretçiler bile bu bölgelerde dolaşırken buradaki yas ve huzursuzluğu hissedebilirler.
Geçmişin Koruyucuları
Evermeet , Everaska , Elven Court gibi elflerin baskın olduğu yerleşim yerlerindeki kütüphanelerde ve bilgi salonlarında Crown Wars hakkında basit üstün körü bir bilgi kolaylıkla edinilebilir.Büyük bir bilge diğer bilginlerden daha fazla detay bilebilir ( mesela bir yıkıntının nerede olduğu gibi) ancak elfler bu gibi şeylerden çok tarihin gidişatını öğrenmeyi isterler.
Başka ırkların üyeleri bu konu hakkında bir şeyler öğrenmek istedikleri zaman biraz daha fazla zorluklarla karşılaşabilirler.Crown War elf tarihindeki tek ve en büyük utanç kaynağıdır ve doğal olarak dışarlıklı kimselerle bunu paylaşmak istemezler.Özellikle Sun elf yerleşkelerinde diğer ırklardan araştırmacıların bir şeyler bulmaları olanaksıza yakındır.Bu gizli tutulmaya çalışma yüzünden diğer ırklardan kişilerin Crown Wars’ı bir iç tartışma ve basit bir anlaşmazlıktan çıkan savaş olarak bilmektedirler.
Şarkılar ve Hikayeler
Crown Wars çok çok uzun zaman önce gerçekleştiğinden dolayı bu güne kadar gelen bilgi sayısı da oldukça sınırılıdır.Ancak belirli yazılmış ele geçmiş hikayeler elf toplumu içinde dönmektedir ve her elfin bu olay hakkında basitçe bir şeyler duymasını sağlamaktadır.Diğer ırklar ve eğitime pek önem vermeyen elf etnikleri( wild elfler ve göçmen wood elfer) moon elflerin ve sun elflerin bildiğinden çok daha genel şeyleri bilirler.
BAŞLANGIÇ
Birinci Crown War basit bir toprak ve yönetim anlaşmazlığından doğmuştur.Aryvandaar’lı tarihçiler kendi ailelerinin yöneticisi Coronal Ivosaar Vyshaan ile Miyeritiar evinin yöneticisi Olrythii ile bir bağlantıları olduğunu keşfetmişlerdir.Bu bağlantıdan yola çıkan Vyshaan evi Miyeritar krallığının yönetimi üzerinde hak talep etmiştir.Miyeritar’ın dark ve wood elfleri özgürlüklerine oldukça düşkündüler ve kendilerini beğenmiş sun elfler tarafından yönetilmeye pek sıcak bakmadılar.Bir kaç yüz yıl süren tartışmalar ,kin gütmeler ve atışmalardan sonra Vyshaanti daha fazla sabır gösteremedi ve hazırladığı askeri güçleri Miyertar üzerine göndermeye başladı ve diplomasinin başaramadığını yani Miyeritar’ın işgalini askeri güç ile yapmaya kalkıştı.Bu Birinci Crown War’ı başlattı.
İkiyüz yıllık savaştan sonra Miyeritar teslim olmaya başladı ancak hala bazı sylan elfleri ve dark elfler karşı koymayı sürdürdüler.Bu teslim olmanın başlamasından itibaren Vyshaanti yaklaşık beşyüz yıl tam kontrol sağlayamadı.Bunlar bir yandan olurken Ilythiir’in dark elfleri ( dark elf kelimesini fazlaca kullanıyorum yalnız dark elfden kasıt burada drow değildir.Dark elfler de Crown wars öncesinde diğer elf grupları gibi sıradan bir gruptu.İsimlerinin dark olmasının kaynağı bilinmiyor ama kötü niyetle veya onları karalamak amacıyla konmadığını biliyoruz.Dark elflerin Drow ünvanını almaları ve fiziksel olarak değişimleri 4. Crown War sırasında olacak ve o zaman detaylı bir şekilde anlatacağım.)Aryvandaar’ın Miyeritar’a yaptığı saldırılardan cesaret aldı ve ayaklanıp kuzeydeki en yakın düşmanlarına ( düşman değil de atıştıkları grup desek daha doğru) çok küçük bir krallık olan Orishaar’a saldırdılar.Ancak bu saldırırın arkasına düzgün bir bahane bulamadılar.Moon elfler Aryandaar ‘ın Miyeritar’a saldırıları ile bu saldırılar arasında bağlantı kurmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar.Savaşlar ikinci Crown War’a kadar kesilmedi ve şiddetini arttırdı.
İKİNCİ CROWN WAR
Illythiiri’nin saldırıları bu dönemde kontrolden çıktı ve vahşice saldırılarla Thearnytaar,Eilellur,Syorpiir ve Orishaar’ı yok ettiler.12 yüzyıl boyuncada Keltormir’e saldırmayı sürdürdüler.
Bu olaylarında gerçekleşmesiyle Ilythiir’li dark elflere elfçe de hain anlamına gelen”dherow “ lakabı takıldı.Birer birer Ilythiir impartorluğunun evleri daha fazla güç ve işgal için şeytani ilahlarla anlaşmalara başladılar.Bu etnik gruba kötülüğün bulaştığını gören Lollth hemen Wendonai adındaki baloru , Ilythiir’in yönetici evi olan Sethomiir evine gönderdi.Wendonai evin yöneticisi Corenal Geirildin’e karanlık büyük güçler bahşederek kısa sürede yönetici evin kontrolüne katılmayı başardı.Diğer yüksek rütbeli soylulara da benzer özellikler ve ayrıcalıklar tanındı çünkü Geirildin’e verilen bu hediyelere gıpta ile bakılmıştı.
Şeytani güçlerin etkisiyle Illythiiri işkence ve savaş meraklısı , elf idealleriyle dalga geçen bir grup haline geldi.İlk başlardaki sebepsiz yere kuzeyli kardeşlerine yaptıkları saldırı bu dönemde yaptıkları kasaplık ve kanlı cinayetlerden sonra küçük bir nokta gibi kalmıştı.Keltormir’in barışçıl moon elfleri bile bu korkunçluk karşısında silahlanmadan edemedi.
Wendonai Hakkında:
Irkı arasında nadir bulunan özelliklere sahip olan Wendonai çürüme sanatı üzerinde uzman ve yok etmekten zevk alan bir varlıktır.Ilythiiri’nin karanlık büyülerle ve lanetli ilahlarla ilgilenmeye başladıkları zamanlar Demonweb Pits’deki Kara Seldarine ( Lolth) Wendonai’yi onlara yaptığı çağrıdan haberder etmek için aracı olarak görevlendirdi.Wendonai yoketmenin gerçek doğasını Illythiir elflerine öğretmekten zevk aldı.Onun Ilythiir’inin düşüşünü sağlayan en büyük etmen olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
Ilythiir’in düşüşünden sonra Wendonai bir çok drow ailesindeki matron anaların jigololuğunu yapacak ve toplumun eğitmeni olacaktı. En büyük başarısı -4400 Dr ‘de Dark Court Slaughter olarak bilinecek olan drowların duergarlar ile birleşip Elven Court’a yaptıkları saldırı olacaktı. Ancak Lolth tarafından -2549 DR de seçilmiş olacak ta ki Lolth drowların yer yüzüne hükmetme fikrinden sıkılmaya başlayana kadar. Bu dönem Lolth öncelikle underdark’a yayılmayı hedeflemiş ve Wendonai ile yolları ayrılmıştır.
Bu olaylardan sonra Wendonai Saklı Katın efendisi lakaplı Eltab adlı demon ile çalışmaya başlayacaktır. Ona hizmet edip bir çok yüzyıl onun casusluğunu yapacak.Wendonai Faeruna -623 DR de Narlı bir “Şeytan Bağlayıcı” (Demonbinder)nın emrinde dönecektir.( döndürülmekte diyebiliriz) ancak Horus-Re adlı Mulhorand tanrısının epic büyüsüyle madde boyutundan sürgün edilecek ve ikibinyıl boyunca bir daha buraya ayak basamayacaktır.Şimdi geri dönmesi için yalnızca üç yılı kalmıştır.Geri dönüp Mulhorand’ın tanrı-krallarından öcünü alacağı günü sabırsızlıkla beklemektedir.
ÜÇÜNCÜ CROWN WAR –DARK DISASTER-
-10.900 civarı düşmüş bir solar olan Malkazid, Vyshaantar’ın gizli yöneticisi oldu ve onlara kadim büyülerin korkunç sırlarını öğretti. İkinci Crown war bütün hızıyla güneyde sürerken Aryvaandar ( değişerek Vyshaantar imparatorluğu olmuştu bile) bir sun ve moon elf imparatorlğu olan Shantel Othreier’i işgal girişimlerinde bulundu. Böylece üçüncü Crown War başladı.
Shantel Othreirer elfleri üç asır boyunca işgallere dayandı. Taa ki asil yöneticileri Ynloeht’in ani ve gizemli ölümüne kadar…Bu olaydan sonra diplomatik olarak teslim oldular ve Vyshaantar imparatorluğuna katılmak zorunda bırakıldılar.Bu olayla birlikle Üçüncü Crown War bitmiş oldu.
Bu olayları takip eden yüz yıl içinde Dark Disaster adıyla bilinen korkunç, büyülü bir fırtına Miyeritar topraklarını harap etti. Tarihin( Üçüncü Crown War’ı kazananlar tarafından yazıldığı için çarpıtılmış bir tarih)dediğine göre Miyeritar ,Aryvaandar’ın ordularını durdurmak için Dark Disaster’i yarattığı ancak daha sonra kontrol edemeyip kendi sonlarını hazırladığını söylüyor.Ancak işin gerçeği Dark Disaster Aryvaandar’lı kadim büyücüler tarafından hazırlanmış bir felaketti.Üstelik bu fırtına Miyeritar’ın başına salınmadan önce Miyeritar gizli suikatler ile bir çok yüksek rütbeli büyücüsünü kaybetmişti.Dark Disaster Miyeritar’ın üzerinde cenaze törenlerini ilan edercesine dolaştı.Kanlı yağmurlar ve kefen gibi saran sis ile bir zamanların muhteşem toprakları verimsiz ,zehirli,lanetli , kurak araziye dönüştü.Bir çok Miyeritar’lı daha önceden kaçıp kurtulurken sayısız masum da bu olay sonucunda hayatını kaybetmiştir.Günümüzde dahi High Moor olarak bilinen bu yer hastalıklı olarak bilinmekte ve Miyeritar imparatorluğunun yıkıntılarını barındırmaktadır.Tarih hakkında bilgili birkaç elf Miyeritar’lı büyük büyücülerin Miyeritar’ın yok olmaması için canlarını verdiklerini bilirler ve bir gün bu krallığın yeniden küllerinden dirileceği inancı vardır.
Diğer iki Crown War ve bu olayların sonunu bir daha ki yazımda tamamlayacağım. Ondan sonra da elf gruplarını incelemeye devam edeceğim.
Crown Wars (Taç Savaşları)
DÖRDÜNCÜ CROWN WAR : THE DESCENT
Miyeritar’ın yok oluşundan sonra , Dark Disaster’dan dolayı gerçekten kimin sorumlu olduğunu bilen Ilythiiri , Aryvaandar imparatorluğuna karşı hiddetlendi.Öldürücü fırtınanın uyanmasından sonra , Ilythiiri’de bütün kadim büyü gücünü savaşa aktardı ve bunun sonunda eşi benzeri olmayan bir harap ediş ortaya çıktı.Dark Disaster’dan 40 yıl sonra Ilythiiri , Shantel Othreier’i tamamen yok etti.(Aryvaandar’ın güçlerine en yakın karakol bu krallıktı.)”Song of the Sundered Crown” adlı şarkının sözlerinde Ilythiiri’nin kadim büyücüleri için :”gökten taşlar çağırdılar “ ve “Yer yüzünü kaynatıp ağaçlara çığlıklar attırdılar” denmektedir.Yıkılan krallık Shantel Othreier’den kaçan mültecilerin Ilythiiri’nin gaddarlıkları ve yıkımları hakkında anlattığı hikayeler Aryvaandar’ın önceki yüz yıllarda yaptıklarıyla karşılaştırılacak gibi değildi.
Bu zalim saldırılara karşı , hala ayakta kalan elf krallıkları büyük bir konsey toplayarak bu elf ırkının ( Ilythiiri veya Dherow ) lanetlenmesine karar verdi.Bu kavim Corellon ve eski din kardeşleri tarafından terk edildiler.Seldarine tapınağının en güçlü ruhban ve büyücüleri toplanarak Ilythiiri’lerin bedenlerini , ruhlarına denk olsun diye çirkinleşip değişmesi için çok güçlü bir ritüel yaptılar.Bu ritüel sadece kötü Ilythiiri kavmini hedef alsa da Faerun’un her yerindeki kara elfler değişime uğradı.Kötü Kara elfler birleşmiş kudretli elf krallıklarının gücüyle yer altına sürüldüler.Descent olarak bilinen bu olay Lolth’un ve onun uğursuz dölünün Seldarine mabadinden kovuluşuna çok benzemektedir.Böylece yer altına sürülen uğursuz elfler Lolth ile karşılıklı çıkar ilişkisiyle onun himayesine girdiler ve ona sadık yeni bir kavim oldular.Dherow kelimesi zaman içinde Drow kelimesine dönüştü ve bu da bu uğursuz yeni ırkın yeni ismi olarak kalacaktı.
Neden sadece Ilythiiriler değil de tüm kara elfler değişime uğradı? Bu hala descentın varlığını koruyan gizemlerinden biridir.Bazı alçak gönüllü ilahiyatçılara göre bu kadim büyüyü kullanmaya başlayan elfler tarafından gerçekleştirilmiş istenmeyen bir sonuç , bir hatadır.Onların gözünde bu olay Evermeet’in Faerun kıtasından ayrılması , Dark Disester veya Jhaamdath krallığının düşüşü kadar kötü bir olaydır.
BEŞİNCİ CROWN WAR : ARYVANDAAR’S FALL
Dördüncü Crown War ve Descent olayından sonra elfler manevi olarak çok güçlü sayılmayan zorunlu bir ittifak yaptılar.Corellon Larethian’ın kendi kararıyla yüzün üzerinde her elf kavminden ( drowlar dışında ) ve her mevkiden vekiller seçildi.Bu vekiller doğudaki ormanlarda mücadele ve politikadan uzakta bu zulüm ve yıkıma karşı çareler için tartışabileceklerdi.Bu yer Corellon’un ismini aldı , adelet ve yargı yeri olarak kaldı.Elven Court.
Yargı zamanı boyunca bir çok elf Crown War’ı arkasında bırakıp sözü geçen mistik , savaştan uzak elf diyarı Evermeet’i aramaya başladı.Kalplerinde hissettikleri çağrı ile batıya doğru göremedikleri ama bildikleri yoldan ilerlediler.Sahillere ulaşınca gemiler yaptılar ve bilinmez batıyı keşfe çıktılar en sonunda da Evermeet adasına ulaştılar.
En büyük sürpriz burada hali hazırda yerleşmiş elflerin yaşamakta olmasıydı.Adada yaşayan vahşi elfler bile ne kadar süredir bu adada yaşadıklarından emin değildiler.Son tahlilde Aryvandaar evinin burayı en iyi şekilde medenileştireceğine karar verildi ve yetkili birileri gelene kadar adanın yetkilerinin onların elinde olmasına karar verildi.
Yaklaşık bin yıllık müzakerelerden sonra Evlen Court Aryvandaarları ve Vyshaan krallığını yöneten altın elf Vyshaan ailesinin Crown Wars a sebep olmuş acı ve zorbalıkların temeli olduğuna karar verdi.Vyshaan ailesi için düşünülen ceza oldukça ağırdı.Elf ırkına karşı işledikleri suçlardan dolayı ellerindeki soyluluk ve yöneticilik sıfatlarının alınmasına karar verilmişti.Ama Elven Court’da bulunan Vyshaan ajanları verdikleri karar konusunda dikkatli olmaları , clanın bu karara karşı askeri aktif bir direnç göstereceğini söylediler.
Beşinci Crown War diğer dördü gibi düşüncesizce başladı.Malkizid’in isteği ile deli kral Giilvas Vyshaan içine büyücü oğul ve kardeşlerini de katarak kendisi karşında duran bütün büyücü ve kadim sihirbazların öldürülmesini emretti.Vyshaan askerleri ve destekçileri tamamen sadıktılar ancak arkalarında Corellon Larathian’ın bulunduğu bütün diğer elf gruplarının birleşmesiyle bir araya gelmiş konseye karşı pek şansları olmadıklarını biliyorlardı.Malkizid bile Vyshaan için zaferin imkansız olduğunu görüp Baator’un 9 cehennemine kaçtı ve Vyshaan’ı kaderine terk etti.Bir süre sonra apaçık deliliğe kapılan yöneticileri en sadık destekçileri bir yarı yolda bıraktı.Destekleri çekilen elfler ve kendilerini terk eden şeytanı desteklerinden sonra Vyshaan yavaşça ama kaçışı olmayan bir şekilde çöktü.Söylentiler ve kara hikayeler Vyshaan’ın dört oğlunun , klanın yıkılışından sağlıklı bir şekilde batıya kaçtığını ve büyük bir hevesle dönüp Yeni Vyshaan krallığının başına geçecekleri günü beklediğini anlatır.Düşünürler ve bilgeler bunun bir kurgu olduğunu düşünmektedirler.
Böylelikle Crown War ilk olarak 3000 yıl önce kıvılcım başlatıp savaşlara sebep olan Vyshaan krallığının çöküşüyle sona ermiştir.Günümüz Faerun elfleri geçmişlerindeki bu delilik hakkında oldukça az konuşurlar ve elf olmayanlarla bu konuları açmak bile istemezler.Ama yine de bu olayın elf dilinde bazı kalıntıları olmuştur.Bu gün elf dilindeki en ağır ve kötü lanetlerden biri olan en az dherow kadar hakaret sayılan “vyshaan” kelimesi doğmuştur.
Bu yazımın da sonuna geldim.Gelecek yazımda elf gruplarını incelemeyi bitirip Faerun’daki başla olaylara bakmaya başlayacağız Önceki yazımda söz verdiğim gibi Crown Wars'ın tarihi olayları için bir kronoloji:
-30,000 Sedarine savaşları başladı.Araushnee Demonweb Pits’e kaçtı ve orada iblis tanrıça Lolth’a dönüştü.Solar Malkizid lekelendi ve Dokuz Cehenneme sürüldü.
-18,000 Bazı Ilythiiri evleri Ghaunadaur ‘u keşfetti ve gizlice ona tapmaya başladılar.İlerleyen yüz yıllarda Ilythiiri evleri başka şeytanı ilahlara döneceklerdi( Lolth gibi)
-17,600 Sundering olayı gerçekleşti.Evermeet yaratıldı.
-17,100 Üç Yaprak Savaşı başladı.Ilythiiri casusları ve suikastçileri Syorpiir , Theanytaar ve Eiellur ‘u kışkırttı ve birbirlerine düşürerek birleşmelerini engelledi.
-15,300 Vyshaan klanı Coronal Ivosaar Vyshaan liderliğindeAryvandaar’da yönetimi ele geçirdiler.
-14,700 Miyeritar ve Aryvandaar arasındaki ailevi bağlar fark edildi ve Vyshaanti barışçıl yollarla Miyeritar’ı kendi yönetimine katmaya çalıştı.Miyeritar kabul etmedi.
-13,900 Miyeritar kültürel ve büyüsel yollardan altın çağına ulaştı.
-13,200 Aryvandaar’lar Miyeritar ülkesine akınlar yapmaya ve ticaretlerini etkilemeye başladılar.
-12,000 İlk Crown War başladı.Aryvandaar , Miyeritar a saldırdı ve Shantel Othreier’in de eğer sözlerini dinlemezse aynı kaderi paylaşacağını söyledi.
-11,800 Aryvandaar güçleri Miyeritar güçlerini etkisiz hale getirdi.Bir grup kara ve slyan elfleri savunmayı sürdürdü.Bir çok Illrfarn elfi Miyeritar’lılar için sığnak sağladı.
-11,700 İkinci Crown War başladı.Ilythiir , Arycandaar’ın mütteği olan Orishaar’a sürpriz saldırılara başladı.
-11,600 Ilythiir , Syorpiir’i yok etti.
-11,500 Thearnytaar ve Eiellur ,kuzeyde genişlemesine engel olmak için Ilythiir’e karşı savaş ilan etti.Lolth Wendonai’yi Ilyhiiri yönetimine peygamber ve yardımcı olarak gönderdi.Lolth kilisesi yükselmeye başladı.
-11 450 Thernytaar ve Eiellur , Ilythiir’e saldırdı.Ordularının yarısından fazlası şeytani , kara elflerin kötü büyüleriyle katledildi.
-11,400 Eiellur , Ilythiir elfleri ve hain vahşi elfler tarafından dümdüz edildi.
-11,300 Miyeritar , Aryvandaar tarafından fethedildi ve ilk Crown War sona erdi.
-11,200 Thernytaar , Ilythiir elflerinin undead yaratıkları ve baskın iblisleri tarafından yok edildi.Ilythiir , Keltormir ile çatışmaya başladı.
-10,900 Malkizid , düşmüş solar , Vyshaan lordlarının gizli efendisi oldu.Üçüncü Crown War başladı.Aryvandaar artık Vyshaan imparatorluğu olarak bilinmeye başlandı ve Shantel Othreier’e saldırdı.
-10,700 Bir orc ordusu Aryvandaar ve Shantel Othreier’in Tanrılar Meydanı Savaşında rol oynadı.Aryvandaar ,zafer kazanıp Othreirer’in kuzeyini işgal edene kadar yaklaşık 7000 elf hayatını kaybetti.
-10,600 Shantel Othreier tamamen Vyshaan imparatorluğu tarafından fethedildi ve üçüncü Crown War sona erdi.Miyeritar ve Shantel Othreier’de direnç hareketleri kıvılcımlandı.
-10,500 Dark Disaster felaketi Miyeritar’ı yok etti.Elfler yaptıklarını düşünene kadar Crown Wars a bir süre ara verildi.
-10,450 Dördüncü Crown War başladı.Ilythiiri Lolth ve Ghaunadaur gibi kötü ilahlara açık açık tapmaya başladılar.
-10,300 Keltormir doğudaki güçlerini çekti ve Highland’s Edge de bir savunma hattı oluşturdu.
-10,270 Keltormir’in geri çekilmesiyle ilk defa Ilythiiri ve Vyshaan direk karşı karşıya geldiler.
-10,110 Illefarn’ın yüksek büyücü ve ruhbanları çözüm için aramaya başladılar.
-10,100 Ilythiir , Shantel Othreier’i yok etti.
-10,000 Seldarine tüm ilahi ve mistik büyü gücünü Ilythiir’i yok etmek için birleştirdiler.Tüm kara elfler drowa dönüştü ve yer altına sürüldüler.Bu Dördüncü Crown Warı sona erdirdi.Seldarine tüm klanlardan elfleri bir araya toplayarak Elven Court meclisini kurdu.
-9900 Vyshaantar imparatorluğu Illefarn’ı kendisine kattı.Yüksek büyücülerine ve güçlü ruhbanlarına eziyet ederek kendisi için tehdit edecek bütün etkenleri elemeye başladı.
-9800 Vyshaantar , Evermeet üzerinde kolonileşmeye başladı.
-9600 İlk drow medeniyetleri Vyshaantar imparatorluğundaki eski düşmanlarını bezdirmek için aktivitelere başladı.
-9200 Beşinci Crown War Vyshaantar’ın Elven Court’daki hükümlere karşı gelmesiyle başladı.Aryvandaarlı bir çok elf Vyshaantar’a sırtını çevirdi.Malkizid , Vyshaantar’ı terk ederek şeytanı boyutlara döndü.
-9000 Beşinci Crown War Vyshaantar imparatorluğunun yok edilmesiyle sona erdi.Aryvandaar toprakları uzun süre boş kaldı.
Damaralılar
Narfell’in yıkılışından sonra , dağılmış Nar ,Rashemi ve Sossrim grupları hayatta kalmak için , Chondathan göçmenlerinin yaptığı gibi Easting Reach diyarlarına yerleştirler.Zamanla bu 4 etnik grup yavaş yavaş birbirine karıştı ve Damara adındaki yeni bir milletin doğmasını sağladı.Damara’lılar isimlerini nüfusları baskın olarak kurdukları ilk devlet olan Damara’dan alırlar Narfell ve Raumathar imparatorluklarının korkunç büyüleriyle iç içe geçen yüz yıllardan sonra , Damaralılar gururlu ve dayanıklı bir halk olup çıkmıştır.
Her ne kadar Damaralıların kültürü temelde Nar , Rashemi ve Sossrimlerin kültürel değerlerinin birleşmesiyle oluşmuş olsa da , göçmen Chondathanlarla ve ticaret yaptıkları cücelerle girdikleri sosyal ilişkiler sonucu onların da kültürlerinin etkilerinin taşımaktadırlar.Yüz yıllar süren bir süreçte büyüyen yerleşim alanlarının bu günkü durumuna bakıldığında Damaraların birincil olarak en hakim nüfusa sahip olduğu ülkeler amara ,Impiltur ,Thesk ve Vast ‘dır.Bunun dışında göçlerle yerleştikleri ve yaşadıkları diğer bölgeler Aglarond, Altumbel , Great Dale ,Moonsea ve Narfell’dir.Bir çok Damara’lı hayatını çiftçilik , odunculuk ve madencilik gibi mesleklerle geçirmektedir.Yaptıkları iş ne olursa olsun yaşam bölgeleri genelde sürekli soğuk kış şartları içerisinde olduğu için oldukça metanet ve güç isteyen işlerdir.Kızgın bir Damara’lı korkulması gereken bir düşmandır.
Damaralılar ortalama bir boy ve kiloya sahiplerdir.Ciltleri esmer ,sarı ve beyaz arasında gidip gelmektedir.Saçları genellikle düz kahverengi veya siyahtır.Sarışınlar da yok değildir.Göz renkleri oldukça değişebilmektedir ama en bilineni kahverengidir.Bir çok milletin karışımından oldukları için hepsinin özelliklerini gösterebilirler ve bu yüzden çok değişken fiziksel özelliklere sahip olabilirler.Earthfast Dağlarının güneyinde yaşayan Damara’lılar , daha çok Chondathan kuzenlerine benzemektedirler.Vaasa’da yaşayanlar ise daha çok Sossirimler’in etkilerini taşır.Eastling Reach’in doğu kesimlerindekiler ise Rashemi’lere daha yakın görünmektedirler.
Damaralılar hayatı bitmeyen ve baş edilmesi gereken mücadeleler serisi olarak görürler.Tipik bir Damaralı’ kötü güçlere yaklaşmaz ve onlara hizmet etmez ( Daha iyi bir amaç için olsa bile…)Güven kazanılması gereken bir şeydir , ve bunu hak eden kişiler saygıdeğer kişiler olarak görülürler.Kalıtsal olarak soylu kanı taşıyan birinin bile bu mirası hak edip etmediğini kanıtlaması gerekmektedir.Damaralılara göre tarih, gurur duyulması gereken geçmişteki olaylar zinciri değil , şimdiki zamanlarda yapılan işlerdeki aptallığın engellemesi için bir rehber ve bir yol göstericidir.
TARİHLERİ
Eastling Reach ile Lake Ashane arasındaki ormanlık uçsuz bucaksız araziler Narların geleneksel topraklarıydı.Mulhorandi izcileri kuzeyde fetih edilecek yeni topraklar ararken Narlar denilen bu kavmin varlığı keşfedildi.(-1500 DR civarlarında) .Bu kavmin göze batması ve özel bir hale gelmesi ise -1075 DR ve -1069 DR arasında yapılan Orc Gate Savaşlarına katılmalarıyla gerçekleşti.Doğudaki diğer kavimler gibi Narlar da Mulhorandi tarafından savaşmak üzere kiralandı.Bu savaşlardan sonra topraklarına döndüler , amaçları ise kendi krallıklarını kurmaktı.Narlılar geçen iki yüzyıl içerisinde önemsiz birkaç krallık kurdular bunlardan önemli olan yalnızca iki krallık oldu.Bir tanesi Ashanath (Lake Ashane’in batı kıyılarında) ve diğeri Tharos’du(Eastling Reach’in uç kısımlarında).
-970 DR’de Tharos’un Nectyard(kral)’ı Rawlinswood’un ortasına Dun-Thaross denilen kalesini inşaa ettirdi.Bazı iddialara göre güçlü bir demon lord ile anlaşma yapmıştı( Büyük ihtimalle Orcus olduğu söyleniyor.)Orcus’la anlaşması sonucunda Narfell Tacı ( Crown of Narfell) denilen artifacte sahip olmuştu.Kimilerine göreyse bu yükseliş biraz şans ve biraz da etkileyici lider özelliği ile gerçekleşmişti.Sebebi ne olursa olsun bu yükselişten sonra Tharos’un nectyard’ı diğer Nar krallıklarını birer birer himayesine almaya başladı.En sonunda ise diğer büyük Nar krallığı olan Ashanath’a kadar geldi.Nentchyard’ın ordusu ,Ashanath’ın baş kenti olan Shandaular’ı tam anlamıyla silip süpürdü.Shandaular bu olaydan sonra Lake Ashane’in batı kıyılarındaki taş yığınlarından başka bir şey değildi artık.-900 DR yıllarında Narfell,Impiltur krallığının şimdiki kuzey sınırlarından Ashanath’a , Giantspire Mountaints’in doğu yamaçlarından River Ulmer’in kuzey kıyılarına uzanan bir imparatorluk olmuştu.
Bu olayları izleyen yüz yıllarda Narfell’in yöneticileri gözlerini Priador Plateau’ya diktiler( Şimdilerde Thay’ın içerisinde bir plato).Mulhorand’ın çekilmesinden sonra yalnızca vahşi centaur ve gnoll kabilelerine ev sahipliği yapan bu topraklar Narlılara çok cazip gelmişti.Narfell ve Raumathar arasında çok uzun yıllar boyunca bu toprakları egemenlik altına almak üzere bir mücadele başladı.İlk zamanlarda Narfell başarılı olmuştu ancak -623 DR den sonra bu şansları tamamen tersine dönmüştü.Bunun nedeni Mulhorand’ın haince yaptığı akınlar ve Raumathar ordusunun yaptığı sürpriz saldırıdır.İmparatorluklarının kötüye gittiğini gören Narlı yöneticiler Crown of Narfell’in de teşvikleriyle demonlardan destek almaya döndüler.-150 DR da yüz yılın en büyük savaşlarından biri yapıldı ve çok büyük bir felaket sonucu iki imparatorlukta yok oldu.Bunun yerine iki imparatorluğunda çağırdıkları dış dünyalardan gelen karanlık destekleri eskiden hükmettikleri topraklarda başı boş dolaşmaya başladılar.Narfell’in yıkılışından sonra hayatta kalan Narlılar küçük gruplara bölündüler ve kendi çağırdıkları iblisler tarafından dört bir yanları çevrildi.
Easting Reach kıyılarında bulunan yıkılmış Jhaamdath imparatorluğunun kalıntıların üzerinden -255 DR yıllarında yeni medeniyetler kurulmaya başlandı.Sea of Fallen Stars üzerinden deniz yollarıyla yapılan Chodathan akıncıları Dragon Reach ve Easting Reach arasında yeni bir medeniyet kurmak için kolları sıvadı.İlk akıncılar -153 DR de Proskampalar ( daha sonradan Procampur oldu) ‘ı , -188 DR de Lyrabar’ı , -72 DR’de Chessegol ( daha sonradan Tsurlagol oldu) ‘u kurdular.Lyrabar’dan akıncılar etki alanlarını Easting Reach’in batısına , şimdiki Impiltur krallığının bulunduğu topraklara kadar genişlettiler.Lyrabar’ın 50 yıllık uğraşlarından sonra İmpiltur krallığı kuruldu ve Mirandor Dynasty ilk Impiltur kralı oldu.Genç , dinamik ve agrasif kral kısa zamanda bölgenin yakın geçmişindeki büyük imparatorluk Narfell’in yerine geçti.
Impiltur’un nüfusu giderek artmaktayken bölgede bulunan dağınık Nar kabileleri ve küçük topluluklar halinde bulunan Sossrim göçmenleri zaman içinde ya asimile edildiler ya da Great Glacier’ın güney bölgelerine doğru sürüldüler.Ülkedeki düşük soyluların , yüksek soylular gibi fetih etme yanlısı olmamaları nedeniyle ülkede ayrılıklar çıktı ve bir çoğu ülkeyi terk ederek göç ettiler.Bu göçler sayesinde doğrudan veya dolaylı olarak şimdiki birkaç medeniyet kuruldu.1 DR yılında Cormry krallığı kuruldu.163 DR ’de Altumbel ve 535 DR de Milvarune , 649 da Vast ortaya çıktı.
Impiltur’un doğu sınırlarını genişletmesi hiç de kolay olmamıştır.Great Dale’e giden yöndeki akıncılar uyuyan bir takım kötü güçleri yanlışlıkla uyandırmışlardır ve bunun bedeli Impiltur imparatorluğu için oldukça ağır olmuştur.Uzun süredir gömülü ve gizli kalmış demonlar ,half fiendler ve tieflingler Impiltur’un sınırlarında cirit atmaya başladılar.726 DR ‘de ise hazırladıkları büyük ordularını salarak Impiltur’a diz çöktürtmeyi başarmışlardır.Bu dönemde ülkenin bir çok vatandaşı ülkeyi terk etmiştir ve korku dolu hikayelerini gittikleri yerlere taşımışlardır.
Sonraki yıllarda ,Amn ve Calimshan gibi uzak memleketlerden gelen soylu Triad( Tyr , Ilmater ve Torm adlı tanrılarının birleşimini kapsayan kutsal birlik)şövalyeleri sefer başlatarak bu ülkeyi kötülük ve karanlıktan kurtarmak için bir mücadeleye girişmişlerdir.Bu seferler 2 yılın sonunda Citadel of Conjurers denilen kalede demon ordularının komutanı bir balor olan Ndulu’nun yenilmesiyle son bulmuştur.Sarshel adlı Paladin’in Citadel’e girerek Crown of Narfell’i yok etmesiyle seferler Triad Şövalyelerinin lehlerine dönmüştür.Bir zamanlar Orcus’un üzerinde güçleri olan bu artifactin yok olmasıyla beraber bölgedeki gücünü kaybeden demonlar tarafından güdülen ordular geri çekilmek ve kaçmak zorunda kalmışlardır.Bu başarısından sonra Sarshel kurtulan yeni Impiltur’un yeni kralı olmuştur.
Bunu izleyen yüzyıllarda Impiltur kendisini adilce yöneten , zenginleştiren ve güçlendiren kralların etkisi altında varlığını sürdürdü.Bastırılmış iblislerin ve kötülüklerin etkilerinin yeniden su yüzüne çıkması ise cesur paladinler tarafından engellendi.Fetihler sürdü ve Impiltur’dan çıkan akıncılar 756 DR yılında Aglorand ‘ı 926 DR yıllarında ise Telflam ve Golden Way üzerinden giden daha pek çok şehri kurdular.Impiltur’un altın çağı 924 DR yılında bir soylu evde başlayan sorunlarla sona ermenin eşiğine geldi.Ardından başlayan bir iç savaşla soylu evler birbirleriyle mücadele etmeye başladılar ve bu kavgalar bir süre sonra büyük krallığı küçük şehir devletler haline getirerek böldü.
Spreading Spring Yılı( 1038 DR) Easting Reach bölgesine çok büyük yenilikler getirdi.Great Glacier kuzeye doğru erimeye başladı.Günümüzde Vaasa ,Damara ,ve kuzey Narfell’in bulunduğu topraklar oluştu.Buzların çekilmesiyle beraber Impiltur , Great Dale , Thesk ve Aglorand’dan bir çok göçmen harekete geçti ve Damara dedikleri bu topraklara yerleştiler.(Damara yerel lisanda “buzun altındaki toprak” anlamına gelmektedir.)Bu göçlerle beraber bilgeler zamanla buradaki halkı başka bir etnik grup olarak kabul etmeye başladı.1075 yılında Sembia’lı bir soylu olan Feldrin Bloodfeathers tarafından başkenti Heliogabulus’un kurulmasıyla Damara bir krallık halini aldı.Bloodfeathers ailesi 1347 DR tarihinde ,Virdin Bloodfeathers’ın Zhengyi (Vaasa’nın Cadı Kralı) tarafından öldürülmesine kadar Damara’yı yönetti.Zhengyi zalim bir Lich’di ve 12 yıl boyunca hem Vaasa hem de Damara üzerinde etkilerini sürdürdü.Gareth Dragonsbane ‘in liderliğini yaptığı bir grup kahraman tarafından 1359 DR’de yok edildi.Gareth böylece Damara’nın yeni kralı oldu ve krallığı yeniden inşa etmek için çalışmaya başladı.
Glacier’ın kuzeye çekilmesiyle beraber açılan yollardan çok büyük hobgoblin orduları 1095 yıllarında Impiltur’a saldırdı.Ironik olacak ki bu hobgoblin tehlikesi 924 yılından sonra şehir devletler haline gelmiş olan Impiltur’un yeniden birleşmesi ve bir krallık haline gelmesini sağladı.Hobgoblin akınlarını durduran Lyrabar’ın savaş komutanı Imphras , Hlammach ,Dilfuyr ve Sarshel’deki insan güçlerini topladı.Ayrıca Gray Forestdeki Wood elflerin ve Earthfast Mountains’deki dwarfların desteğini de alarak bölgeyi hobgoblin tehtitdinden tamamen kurtardı ve 1097’de Impiltur’un yeni kralı oldu.Şu an yönetimin elinde bulunduran soylu evler de bu tarihte Imphras tarafından kurulmuştur.2. Imphras’ın oğlu Rilimbrar 1338 DR’de öldü ve yönetim hiç kral olamamış 4. Imphras’ın eşi Kraliçe Sambrly’e geçmiştir.
756 yıllarında Impiltur’lu akıncılar Aglorand’a gelseler de Yuirwood ve çevresindeki yaratıkların bertaraf edilip güvenli bir ülke haline getirilmesi 870-880 yılları arasında maceracı grupların yaptıkları mücadelelerle gerçekleşmiştir.Yuir elfleri yurtlarına gelip drowlar ve trollere karşı yaptıkları mücadelelerde kendilerine yardım eden insanlarla birleştirler.Onların torunları ise bir kıyı krallığı olan Velprin ile çatışmaya başladılar.Bu sürtüşmeler en sonunda 1065 yılındaki Ingdal’s Arm savaşıyla sonuçlandı.Savaşı kazanan half elfler savaş liderleri Brindor’u Agloarad’ın ilk kralı ilan ettiler.Yuirwood halkıyla barış yapmak istemeyen insanlar ise Altumbel’e göç ettiler.
Brindor’un torunu Philaspur , Thaylılarla yaptıkları Brokenheads savaşında 1197 yılında öldü.Yönetimi ikiz kızları olan Thara ve Ulae’ye geçti.Bu iki kız kardeş isimlerinden çok Gray Sisters olarak bilindiler.1257 yılında birkaç gün arayla öldüler ve yerlerini Ulae’nin oğlu olan Halacar’a ilk saf kan Damaralı olan kişiye bıraktılar.Halacar , Thay’a yaptığı akıllıca olmayan akınların birinde 1260 yılında Lapendrar savaşında hayatını kaybetti.Halacar’ın kız kardeşi Ilione kardeşinin yerine geçti.1320 ‘deki ölümüne kadar ülkeyi yönetti.Kendisinden sonra yönetimi bırakacağı bir çocuğu veya kardeşi olmadığından çırağına bıraktı.Günümüzde The Simbul olarak bilinen kişiye…
GENEL BAKIŞ
Damaralılar kahramanlık ve fedakarlık sergileyenlere , kötülüğe boyun eğmeyenlere saygı duyarlar.Damara toplumu zayıflık ve benciliği kaldırmaz.Yapılan işleri siyah ve beyaz olarak görürler.Toplumdaki bu katı yapı daha genç yaşta Damaralılarda gelişmeye başlar.Bir çok genç bu katı yapıya katılmak için ebeveynlerinin yolundan ilerler.Damara’nın bu sosyal yapısına uymak istemeyen asiler ise mecburi olarak ülkeyi terk eder ve kaçarlar.Bu sebepten ülkeyi terk eden Damaralılar batıya , Chondathanların ellerinde bulunan bölgelere göç edebilirler veya küçük bir kısmı gizlice demonlara tapmaya ve onlarla iletişime geçmeye başlayabilir.
Damaralıların , Narfell’in kalıntılarından kalan demonlardan Easting Reach’i kurtarmak için mücadele ettiklerin yıllardan beri gelen bir maceracılık gelenekleri vardır.Bir çok genç ,özellikle soylu gençler , kendilerini kanıtlamak için maceralara atılırlar.Amaçları aile servetlerinden kendilerine daha büyük paylar miras kalması değil , yeni yerler fetih edip zengin olmak ve Damara toplumunun isteklerini yerine getirip toplumda sevilen biri olmaktır.İyi yönelimi olan dinler bu ülkede oldukça köklü bir yere sahiptir.Dağların içlerindeki karanlık dehlizlerde , ormanların en bilinmeyen bölgelerinde varlığını sürdüren kötülüğü yok etmek üzere iyiliğin savaşçıları mücadeleye her zaman hazır bulunmaktadırlar.
DAMARALI KARAKTERLER
Damaralılardan genelde çok güçlü monklar ve paladinler çıkar ,çünkü toplumda hakim olan yapı , bu iki iş için gereken fedakarlık ve disiplin gibi gereklilikleri karşılamaktadır.Bir çok Damara’lı kendilerinde tanrılara bir çekim duyarak clericliğe adım atabilirler.Biraz daha azı ise druidlik veya rangerlık için güdüleniyor olabilir.Fighterlar ve rougeler dünyanın diğer bütün bölgelerine göre Damarada daha az sayıda bulunmaktadırlar.Çünkü Eastling Reach bölgesinde ne çok güçlü bir askeri yapıları ne de çok güçlü bir ticaret ortamı yoktur.Elbette bir takım istisnalar bulunmaktadır.Örneğin Telflam şehrindeki hırsızlar loncası veya Gelena Mountains’daki gizli bir kalede varlıklarını sürdüren asssasin kardeşliği gibi…Mistik büyü kullanıcılarının hepsi bu ülkede çok az görülür çünkü burada bir tanrı veya ilahi güçten gelmeyen büyülü güçlere hala şüpheyle bakılmaktadır.Yine de wizardlar genel olarak kabul edilirken socererlara kanlarında taşıyabilecekleri demon soyundan dolayı daha şüpheci bakılır.
Prestije Classlar:Chondathanlar gibi , Damaralılarda da ilahi örgütlenmeye yakın olan prestije classlar görülür.Bunlardan en bilinenleri divine champion,divine disciple,divine seeker ve hierophant’dır.Telflamm’ın Shadowmasterları içerisinde bulunan rougelar genel olarak assasin veya shadow dancer gibi prestije classlara yönelebilirler.
DAMARA TOPLUMU
Aglorand ve Vast dışında Damara toplumları kuralcı ve dogmacıdır.Aglorand’da bulunan toplumun kuralcı olmayışının sebebi ise elf etkisinin çok fazla olmasıdır.Yine Vast da diğer Damara ülkeleri kadar kuralcı sayılmamaktadır çünkü buradaki Damaralılar da Chondathan etkisi altındadırlar.Tek bir inanç olmamasına rağmen din Damara toplumunda merkezi konumdadır.Bir takım tanrılara inanmak her ne kadar saygı duyulan bir şey olsa da yine de insanların kişisel davranışları ve genel Damara toplum yapısına uymaları diğer insanların gözünde daha önemlidir.Sınıf farkları Faerun’un diğer ülkelerine göre burada daha az görülmektedir.Ancak topluma uyum sağlayamayan kişilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmakta ve dışlanmaktadırlar.
Damara’nın şehirlerinde yaşayan insanlar tapınaklara bağlı okullarda eğitim görürler , gezgin rahipler ise kırsal kesimlerdeki insanlara hizmet verir ve onları eğitirler.Birçok Damaralı yapacakları işi henüz tapınak altında eğitim görürken , hayata atılmadan önce öğrenirler.Diğer kısım ise kendilerini tamamen tapınağa adamaya karar verir ve dini birliğe adımlarını atarlar.Yaşlılıklarında Damaralılar yeniden tapınaklarına dönerler , servetlerinin büyük bir bölümünü tapınağa bağışlar ve son günlerini tanrısının huzurunda hizmet edip ibadet ederek geçirirler.
Damaralılar ataları sebebiyle Chondathanların yaşadığı topraklarda kolay yaşarlar , bu insanlarla iyi geçinirler ve anlaşırlar.Faerun’da pek az Damaralı göçmen görülür ama yine de yolunu kaybedip evinden uzaklaşmış Damaralılar inandıkları tanrının tapınağına yerleşir ve hizmeti sırasında kendisini yabancı toplumdan soyutlarlar.
DİL VE YAZIN
Bir çok Damaralı birbirine oldukça benzeyen Ortak lisan ve Damaranı kullanır.Damaran daha önceden kültür alış verişine girdikleri Impiltur krallığı ve Eartfast Mountains’daki cücelerin etkisiyle Dethek alfabesini kullanmaktadır.Altumbel ve Aglorand’da istisnalar geçerlidir.Burada ortak lisan ve Aglorandca kullanılmaktadır.Dil olarak Damaran’a oldukça yakın olmasına rağmen alfabe olarak Dethek değil yaşadıkların toplumu paylaştıkları elflerin etkisiyle Espruar alfabesini kullanırlar.
Impiltur’da kullanılan ikinci diller Chondathan , Dwarven , Aglorondan veya Chessentan’dır.Damara ve Vaasa’da kullanılan ikincil diller Chondathan,Dwarven,Orcish veya Uluik olabilmektedir.Bir çok Narlı ikincil dilleri olarak Rashemi ,Uluik veya Tuigan konuşmaktadır.Great Dale de yerleşmiş olanlar genelde ikincil dil olarak Rashemi öğrenmektedirler.Bir kısmı da Thay alfabesiyle yazılmış Mulhorandi lisanını da öğrenebilirler.Thesk’in güneyinde Aglorandan en popüler ikincil dillerden biri olmakla beraber Telflam kıyılarında daha çok Chondathan ve Turmic tercih edilmektedir.Aglorand’da yaşıyanlar aynı zamanda elfçe de öğrenebilmektedirler.Diğer ikincil dilleri : Damaran ,Chessentan,Sylvan veya Mulhorandi olabilmektedir.
Barbarlar ve köylüler dışında neredeyse bütün Damara’lılar okuma yazma bilmektedirler.
DAMARA BÜYÜLERİ
Damaralıların en sevdikleri büyüler dost ile düşmanı ayırmalarını sağlayan büyülerdir. Aynı zamanda kendilerini kötülükten veya dış dünyalı yaratıklardan koruyacak büyülere de ilgi duyarlar.Kuzeyde büyüyle havaların kontrol edilmesi hayatı kolaylaştırmak için önemli bir işlemdir.Aynı zamanda kuzeydeki buzlu diyarlardan gelen yaratıklara karşı ateş içerikli büyülerin kullanılması da tercih edilen bir şeydir.
Büyüler ve Büyü Kullanıcıları :
Clericlerin çok yaygın olmasına bağlı olarak Damaralıların çok güçlü bir ilahi büyü gelenekleri vardır.Mistik büyü kullanıcılarına karşı şüpheyle yaklaştıklarından bunların sayısı daha azdır ancak yine de Narfell’in soyundan gelerek bu işle ilgilenen birkaç insan çıkabilmektedir.Damaralarıda socererlık oldukça fazla görülür , kanlarında bulunan demonic veya tiefling atalarına dayanan güçler hala sıklıkla ortaya çıkmaktadır.Damaralı wizardlar genellikle abjuration veya divination üzerine uzmanlaşırlar ve nacromancy veya conjuration’dan uzak dururlar.
Büyü Gelenekleri:Damaralıların en sevdikleri büyüler kötülüğü uzak tutan , veya ait oldukları düzlemlere kovabilen büyülerdir.Aynı zamanda zor doğa şartlarında yaşamalarını kolaylaştıracak büyüleri de severler.En çok görülen ve kullanılan büyüler şunlardır :basihment, dismissal, magic circle against evil , protection from evil,protection from elements, resist elementdir.Plannar ally ve planner binding gibi büyüler iyi yaratılışlı yaratıkları çağırmak için kullanılacak bile olsa şüpheyle karşılanmaktadır.İyi yönelimli Damaralı clericler genelde Lightbringer featini almaktadırlar.
DAMARALI BÜYÜLÜ EŞYALAR
Damaralıların en sevdiği büyülü eşyalar yine büyüleri gibi kendilerini doğanın zorluklarından ve lanetli demonların etkilerinden koruyan türde şeylerdir.Kılıçlar ve hançerler genel olarak , outsiderbane , defending , holy veya lawful gibi büyülü özellikler verilerek hazırlanır.Topuzlar genelde distruption, holy veya lawful gibi büyülü özellikler içerisinde hazırlanır.Zırhlar ise genel olarak cold resistance ,ghost touch ,invulnerabillty veya warming gibi özel büyülü güçlerle donatılır.
En bilinen büyülü eşyalar:Boots of the winterlands ,candle of incoction, horn of goodness, phylactery of faithfulness ,quiver of Mielikki ve ring of warmth.Bu tarz özelliklere sahip büyülü eşyalar oldukça yaygın bulunduğundan Impiltur veya Damara’nın büyük şehirlerinde normal fiyatlarından %10 gibi bir oranda daha ucuza bulunabilmektedirler.
DAMARA TANRILARI
Damaralılar genel olarak kuralcı ve iyi tanrılara yönelirler.Bazı gizli kuraltanımaz habis iblislere tapan tarikatlar buna elbette dahil değildir.Dragon Reach boyunca genelde ilgi gösterilen tanrılar ; Chanuntea, Eldath , Mystra ,Tempus ,Torm , Tymora ,Umberlee ve Wauken’dir.Impiltur’un doğusunda ise daha çok : Ilmater ,Selune ,Tymora , Valkur , ve Waukeen.Thesk’de Golden Way üzerindeki yerlerde sık sık yolculuk ve ticaret gelişiğinden Chanuntea dışında Shaundakul ve Waukeen’e tapılmaktadır.Aynı zamanda yine Thesk’deki Telfalmm şehrinde Mask tapınağının gücü giderek artmaktadır.
Aglorand’da Chauntea çiftçiler tarafından oldukça sevilen bir tanrıçadır , balıkçılar ise Valkur veya Selune a tapmaktadırlar.Umberlee’de bilinip tanınan tanrıçalardan olmasına rağmen kibirli görülmektedir.Aglorandlılar Yuir elfleri sayesinde Seldarine tanrılarına yakınlık duydular ve onları tanıdılar.Great Dale ise uzun zamandan beri Silvanus’un takipçilerin yaşadığı yer olmuştur.Burada Talona müritleri ile her zaman bir çekişme içinde bulunulmuştur.Ilmater tapınağı ise en çok Damara’da saygı görmektedir.Vaasa’da ise uzun bir süre Orcus’a tapan bir tarikat varlığını sürdürmüştür.Narfell’deki barbar kabileler ve Great Glacierdaki savaşçılar Tempus’u tanrıları olarak bilirler.
Bütün bu tanrıların içinde Ilmater , Damaralı ruhunu en iyi yansıtan ve kültürlerine en uyan yerleşmiş tanrıdır.Özellikle Impiltur ve Damara ‘da Ilmater kiliseleri ülke yönetimi için bile çok önemli bir yer tutarlar hatta bu iki ülkenin kralları çok kez Ilmater paladinlerinden çıkmıştır.Eastling Reach de bulunun neredeyse bütün Damara’lılar Ilmatere ve onun emrindeki kişilere saygı gösterirler.
DİĞER IRKLARLA İLİŞKİLERİ
Damaralıların shiled dwarflarla çok eskiye dayanan ve kalıcı bir ilişkileri vardır ayrıca bunun yanında dayanıklı halkın geriye kalanlarına da eğilimleri vardır.(Duergarlar hariç tabii ki.)Halflingler , Impiltur dışında Damaraların diyarlarında oldukça seyrek görülürler ama bir çok Damaralı ülkede sevecenlikle karşılanırlar.Gnomelar , dwarflara benzer kabul edilmelerine rağmen Damara diyarlarında çok fazla bilinmezler.Elfler ve Half elfler Aglorand ve Gray Forest dışında neredeyse hiç bilinmezler ve şüpheyle karşılanırlar.Drowlar, Gelena Mountains’da bilinirler ve oranın yerel halkıyla düşmanlık içindedirler.Half Orclarlara da büyük bir şüphe ile yaklaşılır ancak Vaasa’da oldukça kalabalık bir azınlık oluşturmaları sebebiyle tolerans gösterilmektedir.
Damaralılar ,Narfelli sorcererların saldıkları kötülükle çok uzun bir zaman boyunca mücadele etmişlerdir bu yüzden demonlara ve onların soyundan gelen hiçbir şeye tahamül edemezler.(Örneğin Tieflingler).Red Wizardlar sayesinde Fire Genasilerle tanışmışlar ve eşit derecede onlardan da hoşlanmamaktadırlar.Diğer tür planetouchedlar Damara diyarlarında pek görülmez.
İnsan kültürleri içerisinde Damaralılar en çok Chodathanlılarla iyi geçinirler.İkincil olarak çok iyi geçindikleri ulus ticari ilişkileri çok sıkı tuttukları Turnamilerdir Narlar ve kuzeyli Rashemiler kabul görür ancak Mulanlar veya Thaylı Rashemiler büyük bir şüphe ile karşılanırlar.Tuiganların yaptıkları akın yüzünden silinip gitmeyen hatıralar onlarla iyi ilişkiler kurmalarını engeller.Son olarak birkaç on yıl önce yapılan Bloodstone Savaşının kalıntılarıyla bütün Vaasan’lılar demonlara tapan yağmacılar olarak görülmektedir.Damaralıların tek gerçek düşmanları konumundadırlar.
DAMARA ALEV EDEVATLARI
Sea of Fallen Stars’daki geniş ticaret sayesinde Damara , Chodahanlılarla pek çok şeyi paylaşabilmektedirler.Faerun’da genel olarak bilinen her türlü silah ,zırh ve genel eşyalar Damaralıların ellerinde de bulunabilmektedir.
Silah ve Zırhlar:
Damaralılar genellikle orta ağırlıktaki zırhları tercih ederler.Bu hem onları daha az yavaşlatır hem de yeterli derecede korur.Demonların ve kana susamış diğer yaratıkların diş ve pençelerinden korunmak için zırh önemli bir ekipmandır.En çok sevilen silahlar spear ,long spear ,glaive, halberd , greatswordlardır.Daha çok kullanılan zırh türleri ise leather armor , chainmail, breastplate ve splinted mail dir.
Nadir Eşyalar:Belki de Faerun’daki en nadir büyüsüz eşyalardan biri heavy aspergillum’dur.Genellikle Impiltur’daki Ilmater rahiplerinin ellerinde bulunan, içerisinde kutsal su taşınabilen ağır bir topuzdur.
EVCİL HAYVANLAR
Damaralılar pek çok köpek türünü evil hayvan olarak beslemektedirler.Özellikle dağlık ve buzlu bölgelerde köpekler gerek kızak çekmek veya yuk taşımak için kullanılmaktadırlar.Great Glacier’ın çekilmesinden sonra açılan alanlarda Damaralılar köpekleri avlanma veya sürü gütme amaçlı kullanmaktadırlar.Damaralı köpeklerini türlerinin diğer üyelerinden ayıran özellik daha kalın bir deriye sahip olmaları ve soğuğa daha dayanıklı olmalarıdır.Atlar da ayrıca Damara kültüründe önemli rol oynamaktadırlar.Soğuk ve zorlu araziler çoğunlukla yürünerek gidilemeyecek durumda olmaktadırlar.Impiltur’da daha çok andaluarian adlı at tipi bulunmaktadır.Bu atlar daha çok karavanlarda kullanılırlar, renkleri açık gri veya açık kahverengi arasında gidip gelmektedir.Vaasa ve Damara gibi ülkelerde grifon gibi egzotik binekler de kullanılabilmektedir.
DAMARA
Baş Kenti:Heliogabalus
Nüfusu:1,321,920 (%87 İnsan , %6 Dwarf, %4 Halfling , %2 Half Orc) İnsanların %70 i Damaran , %20 si Chodathan , %5 i Nar , %2 si Vaasan , %2 si Rashemi)
Yönetim Şekli: Monarşi
İnanılan Dinler:Ilmater , Silvanus ,Tempus( Barbarlar)
İhracat Ürünleri:Mücevher , altın , demir ,gümüş
İthalat Ürünleri:Yiyecek , odun , çiftlik hayvanları
Impiltur’un kuzeyinde , Moonsea’nin doğusunda bir zamanlar kudretli ancak şimdilerde orc gnoll ve benzeri ordularla verdikleri mücadelelerden dolayı zayıflamış krallıklarını yeniden inşa etmeye çalışan bir ülkedir Damara.Bir çok ırka ve dini inanışa tolerans gösteren , hoş görülü , ülkeye gelen yabancıları misafirperverlikle karşılayan bir ülkedir.(Özellikle yaratıkları ve tehlikeli şeyleri öldürebilecek yabancıları).Politika ile ilgilenenler veya maceralar yaşamak ve tecrübe kazanmak isteyenler bu ülkede pek çok fırsat bulabilirler.
Damara bir çok komşusuyla iyi geçinmekte ve güçlü ticari ilişkiler kurmaktadır.Özellikle Bloodstone adındaki çıkardığı mücevheri çevresindeki bir çok yere satmakta ve büyük kar elde etmektedir.Yine de Damara yöneticileri batı komşuları olan Vaasa’ya karşı oldukça temkinli yaklaşmaktadır ve yeniden oradan yükselebilecek bir tehlikeye karşı daima tetiktedirler.
YAŞAM VE TOPLUM
Damara’nın çalışkan halkı şu günlerde ülkesini yeniden inşa etmek için şu günlerde her zamankinden de fazla çalışmaktadır.Bir çoğu sevdiklerini ve eski hayatlarını kaybetmişlerdir, bunun için büyük yaslar duymaktadırlar.Ilmater’e tapınmak onlara bu zorluklara dayanmak için güç ve geleceğin daha güzel olacağına inanmaları için umut vermektedir.Ağlayan Tanrının Paladinleri ülkede sıklıkla görülebilir , ayrıca yine Ilmater’in monkları Glacier of the White Worm ‘a yakın bir yerdeki Yellow rose Manastırında yetiştirilirler.
Yakın tarihteki sancılarına rağmen Damaralılar bir çok insan milletinin cücelerin halflinglerin ve half orcların barış içinde yaşamasını sağlayan ülkelerinden onur duymaktadırlar.Madencileri gereğinden fazla metal çıkarmaktadırlar ve böylece hem ülkenin ihtiyaçları karşılanıp hem de büyük oranlarda ihracat yapılabilmektedir.Bloodstone geçitinin altındaki svifneblinler son zamanlarda ilizyonist büyüler öğreten bir büyü okulu açmışlardır.
ÖNEMLİ COĞRAFİ BÖLGELER
Damara’nın bir çok yolu kış zamanında geçilemeyecek duruma gelir ama nehirler ülkenin her yerinden baş kente ulaşımını sağlar.Sıcak havalarda nehir üzerinden sandallar ,tekneler ile ulaşım sağlanırken soğuk vakitlerde nehirler buz tuttuğundan atların çektiği kızaklarla ulaşım sağlanabilmektedir.

Bloodstone Geçiti:Galena Mountains’in içinden geçen bir geçittir.Geçite iki iki kale bulunmaktadır.Damara’ya ait olan kalenin adı Bloodstone Gate’dir.(Nüfus 13,233).Bu kale hem Vaasa ile olan Bloodstone ticareti kontrol etmekte de hem de Vaasa’dan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı önem olmaktadır.
Earthwood:Bu küçük ve sık ağaçlarla bezeli orman inanılmaz bir güce sahiptir.Kesilen ağaçlarını birkaç yıl içerisinde hemen çıkarabilmekte ve sağlığını korumaktadır.Efsanelere göre çok uzun zaman önce bu ormanı koruyan bir druid buza ve donmaya karşı ormanı korumak için bir büyü yapmıştır ve o zamandan beri orman hiç buz tutmaz.Yaratıklar genellikle bu ormandan uzak dururlar.

Galena Mountains:Bu dağlar sivri uçlu , daima buzlarla kapı tepelerinde yüzlerce goblin ,dev ve daha bir çok yaratığa ev sahipliği yapmaktadır.Bu dağlardan 4 büyük dwarf yerleşkesi bulunmaktadır.Bloodstone Mines( Nüfus 500 ) , Hillsafar Hall ( Nüfus 1500 ) Ironspur (nüfus 1000) ve gold dwarflar tarafından yeni kurulmuş olan Firehammer Hall’dır(Nüfus 300).Bu dağlarda altın , demir ve bloodstone çıkartılmaktadır.Aynı zamanda iyi silahlanmış dwarflar buradaki yaratıkların kontrol altında tutulmasını sağlamaktadırlar.Underdark ayrıca madenlerin hemen altında derro , drow ve duergar şehirlerini barındırmaktadır.Dağların batı yamaçlarında Mulmaster ve Melvaunt gibi yerlerden gelen madenci kampları görülmektedir.

Glacier of the White Worm:Earthspur Mountanis’in yüksek zirvelerinden gelen buzların erimesiyle akan nehirler bir tarafta Moonsea’ye bir tarafta Impiltur ve Damara arasındaki bir göl olan Lake Ice Melt’e akmaktadırlar.Burası da Earthspur dağlarının yüksek zirvesindeki dev bir buzuldur.İsmini etrafta cirit atan beyaz remorhazlardan ve dev boylardaki frost wormlardan almaktadır.Bu bölgeye adımını atıp hayatta kalan maceracıların söylediklerine göre bu yaratıkların yanı sıra kar örümcekleri ve daha bir çok değişik tehlikeli yaratığın yaşadığı bir yermiş.
Eski tarihçiler bu buzulun bir zamanlar Damara’yı da örten Great Glacier’in bir parçası olduğunu söylerler.Ancak yeni bilginlere göre bu gölgede şeytani ,doğal olmayan bir takım güçlerin etkisi olduğu söylenir.Bu kadar güneydeki ısıyla doğal yollarla buz haline kalmayacağını söylerler.
Buzula yukarıdan bakıldığında Earthspur’un sivri uçlarından biri üzerinde pencereler,kapılar balkonlar ve içerisinde inanılmaz karmaşık dehlizlerin , koridorların ve odaların bulunduğu Citiadel of White Worm bulunmaktadır.Bu hisar daha çok Yellow rose manastırı olarak bilinir.Ilmatere saygılı keşişler burada eğitimlerini tamamlar , blueberry şarabı yapar ,görülmeye değer el işleri ve Ilmater’i onurlandırmak adına sanat eserler yaparlar.Bu monklar aynı zamanda Narfell, Damara, İmpiltur ve Vaasa’daki haberleri toplar, arşivler ve takip eder.

ÖNEMLİ ŞEHİRLER:
Gates:İki duvarlı kale Bloodstone pass’ın çıkışını korumaktadır.Aynı zamanda ülke herhangi bir saldırı veya istila karşısında kaldığında insanların sığınacağı bir yer konumundadırlar.Damara kapısı 3 mil uzunluğunda ve 30 feet yüksekliğindedir.Balistalarla desteklenmiş koruyucu kulelere sahiptir.Vaasan kapısı ise yarım mil uzunluğunda 60 feet yüksekliğindedir.Yine benzer şekillerde korunan kulelere sahiptir ancak hisar kısmı arkada kalmıştır.
Heliogbalus( Metropolis 44,111):İlk Damara tahtının bulunduğu ve şimdiki Kralın da yönetimini sürdürdüğü şehir burasıdır.Zengin bir ticaret noktası olan bu şehir Faerun’un farklı yerlerinden kuzeye gelen tüccarların yollarının bittiği noktadır.Damara’da bir çok yabancı eşya ve tüccar kurumu bulunabilmektedir.Halka bir çok aradığı şeyi bulma olanağı sağlar.5 yıl önceye kadar şehrin resmi bir ordusu yoktu , sadece tüccarlar loncalar tarafından teftiş ediliyordu.Yeni kral tüccarların loncalarını dağıtmalarını emretti ve ardından genç Ilmater Paladinlerini yetiştirerek şehir ordusunu oluşturdu.
Trail’send (Large City , 14,116):Bu baronluk şehri kuvvetlendirilmiş bir kalenin etrafına inşa edilmiştir.Şehir ve baronunun Impiltur ülkesiyle dostça ilişkileri vardır.Baron , Donlevy the Young Cadı Kralın yönetiminden kaçmış ve Kral Dragonsbane’in korumasına sığınarak Damara’ya gelmiştir.Şimdilerde servetli bir soylu olan baron , kralın , Impiltur krallığı ile öncelikli bağlantısı konumundadır.Trailsend genellikle Damara’yı ziyaret edenlerin ilk göreceği şehir konumundadır.Bir çok iş ve macera imkanı bu şehrin surları içinde bulunabilmektedir.

ÜLKE TARİHİ
Damara , yaklaşık 300 yıl önce(1075) Bloodfeathers ailesi tarafından kurulup yönetilmeye başlandı.Eskiden demir , gümüş ve bloodstone ticaretleri sayesinde hızla zenginleşmiş bir ülkeyken Vaasa’dan gelen akıncılarla yaptıkları 12 yıllık mücadele sonucunda zor günler yaşadı.
Vaasa’nın Cadı Kralı deniden Zhengyi adlı Lich , Damara toprakları üzerine undeadler, goblinler , giantlar , gnoller ve orclardan oluşan ordularını gönderdi ve Kral Virdin Bloodfeathers’ı öldürdü.Zhengyi’nin orduları Damara’nın kuzey kısımlarını ele geçirmişlerdi ki bir maceracı grubun lichi durdurması üzerine dağılıp kaçıştılar.Gareth Dragonsbane aşağı soylularla anlaşma yaptı ve halkın da desteğini alınca 1359 yılında kral oldu.
Damara’nın yeniden birleşmesiyle Kral Dragonsbane halkıyla beraber ülkeyi yeniden güçlendirmek için çok çalışmaya başladı.Ülkenin gerek ekonomisini , gerek askeri gücünü yukarılara taşımak istiyordu.Vaasa ile arasında bir geçit olan Bloodstone geçitine kaleler yaptırdı böylece daha önceden kendini dağıtan düşmanlarına karşı hep tetikte olacaklardı.Impiltur ile ticari ilişkilerini daha da geliştirdiler ve bloodstone’u satıp tekrar zenginleşmeye başladılar.
Kral Dragonsbane ülkeye çeşitli yerlerden maceracıların akın etmesini ve bu maceracıları ülkesine bağlayarak dış güçlere karşı etkin olmayı planlıyor.Kral ülkeye yerleşip hizmet edecek maceracılara bolca para , toprak hatta aşağı soyluluk teklif ettiğinden ülkedeki maceracı sayısı her geçen gün artmaktadır.
ILMATER
The Crying God, the Broken God
Intermediate Deity
Sembol:Kırmızı iplerle sarılmış bir çift beyaz el.

Bulunduğu Düzlem:House of the Triad
Aligment:Lawful Good
Alanları:Dayanıklılık ,çile ,şehitlik ,azim
Genel olarak inananları:Kusurlular, fakirler,monklar,zülme uğrayanlar,köleler,köylüler,paladinler…
Favori Silahı:Silahsız dövüş
Bonkör ve iyi ruhlu bir tanrı olan Ilmater( ill-may-ter) sessiz , sakin , sürekli omuzlarının üzerinde yük taşımaya ve acı çeken dünya için ağlamaya sürekli hazırdır.Çok sakin ve zor sinirlenen bir yapıya sahip olmasına rağmen onun gazabını üzerine çekmek ölüm demektir.Çocukları ve genç olan bütün yaratıkları korur, gözetir ve onlara zarar verecekleri engeller.Ağlayan Tanrı’nın bedene bürünmüş görüntüsü orta yaşlı, vücudu kötü derece zarar görmüş acı çeken kırılmış kemikler ve işkence izleri taşıyan bir adam görünümündedir.Kısa boylu ,kel ,dayanıklı ve iri yapılı , sadece üzerini örtecek pejmude elbiseler vardır ama yüzünde inanılmaz sıcak ve rahatlatıcı bir ifade vardır.
Ne yazık ki kendisinin ve inananlarının felsefeleri herkes tarafından anlaşılamamıştır ve başkaları Ilmater ve rahiplerini hakir ve zavallı görmektedir.Ancak yine de Faerun’da en çok inananı olan tanrılardan biridir.Bu acımasız dünyada fakirler , hastalar ve yardıma muhtaçlar Ilmater’den daha iyi sığınacakları bir ilah bulamazlar.Ilmater tapınakları köylü halk tarafından hemen hemen her yerde çok sevilir ve hoş karşılanır.Aynı zamanda bu tapınaklar şifa evleri olarak da işlev görürler.Zayıflıktan nefret eden, gözleri dönmüş tiranlar veya kötü insanlar Ilmater’in felsefesini anlayamayacağı gibi ondan ve ona inananlardan nefret ederler.
Ilmater’in clericleri büyüleri için sabahları dua ederler.Bunun dışında ibadetleri gereği günde 6 kere özel dualarını gerçekleştirirler.Özel bayramları veya günleri bulunmamaktadır.Ancak bazı zamanlar clericleri dinlenmek için izin alırlar.Bu dönemlerde cleric 10 gün boyunca Ilmater’in dogmalarından uzaklaşır , normalde tanrısının hoşuna gitmeyeceği bir şeyi yapabilir ve ruhsal hırpalanmasını bir süre olsun durdurabilir.Bu gelenek bazen clercilerin yapması gerektiği ama dogma dışında kalan bazı hareketlere neden olabileceğinden üst rütbeli clericler tarafından geliştirilmiştir.En önemli ritüel Turning denilen ritüeldir.Bütün Ilmater Clericlerinin yapmakla görevli olduğu bu ritüel ölüm döşeğindeki kişinin Ilmater’i kabul etmesi ve ona dua etmesini sağlamakla gerçekleştirilir.Bir çok Ilmater clerici şifa iksirleri yapmayı öğrenirler böylece ulaşamadıklara noktalara da şifa ulaştırabilirler.Broken Ones denilen Ilmater’e tapan monk örgütü , masumları incitenleri takip edip onları durdurmak ve cezalandırmak üzere görev yaparlar.Bu monklar ; arcane devotees, clerics, divine champions, divine disciples, divine seekers ve hierophant olarak prestije veya multiclass alabilirler.
Tarih ve İlişkileri: Ilamter , Tyr(üssü) ve Torm ile beraber çok uzun zamandır beraber hareket eden ve Triad’ın içinde yer alan çok yaşlı bir tanrıdır.Ilmater aynı zamanda Lathander ile de müttefiktir.Yok etmekten ve acı çektirmekten hoşlanan tanrı/tanrıçalara karşıdır.En büyük iki düşmanı Loviatar ve Talona’dır.Diğer anlaşamadığı ve düşman olduğu tanrılar ; Bane, Garagos , Malar , Shar ve Talos’dur.
Dogma:Yaralı olana kim olduğunu önemsemeden yardım edin.Gerçek ibadet başkalarının acılarını çekmektir.Eğer siz başkalarının acılarını onların yerine çekmeyi seçerseniz Ilmater’de size destek olur.Sonucu size acı veya kötülük getirecek olsa da doğru olduğuna inandığınız şeyi yapmaktan çekinmeyin.Bir amaç uğruna gelen ölümde üzülecek ve utanacak bir şey yoktur.Bütün tiranlara ve zorbalara karşı gelin , adaletsizliğin bulunduğunuz yerde hakim olmasına izin vermeyin.
Clericleri ve Tapınakları:Ilmater rahipleri yalnızca ihtiyaçları olanı tüketir fazlasını dağıtırlar.Yaralanmışlara , hastalara her zaman zamanlarını ayırırlar.Canı yananların dili , kaybolanları rehberi olur ,açları doyurur , evsizlere barınak bulurlar.Hasta olanlar için hem büyülerini hem de doğal bitkileri ve ilaçları kullanırlar.Ölüleri gömerler , hastalıkları yok ederler , fakirlere yemek içecek ve odun verirler.Hayatın ve çile çekmenin kutsal olduğuna inanırlar.Savaş geldiği vakit kendilerini toparlarlar küreklerini , şifa iksirlerini , çadırlarını , ve şifa için gerekli eşyalarla dolu vagonlarını ayarlar ve işe koyulurlar.Faerun’un zengin şehirlerini gezer ve buralarda tapınakları için para toparlar.
Ilmater tapınakları genellikle kırsal arazide yol kenarlına inşa edilmiştir.Yolcular için uğrayıp dinlenebilecekleri bir duraktır.Bir çok Ilmater azizlerinin isimlerini almıştır.Bazıları bir çeşit konaktır.Koruyucu duvarlar ve büyülerle çevrili , içerisinde Ilmater için kutsal alanlar barındırırlar.Bunun dışında normal bir konağın sahip olduğu gibi bahçe , ahır , gibi bölümlere de sahip olurlar.
Ilmater rahipleri hafif , solmuş gri bir tunik ,yelek ve pantolon giyerler.Kafalarına gri ( normal clericler) veya kırmızı( yüksek rütbeli clericler) takkeler takarlar.Henüz çırak durumunda olanlar ise takke giymez.Ilmater’in sembolü bir demir zincir ile boyuna geçirilerek ve tam göğüs hizasında görülecek biçimde taşınır.Bazı yaşlı clericler sağ veya sol gözlerine göz yaşı damlası şeklinde dövme yaptırmışlardır.
Ilmater rahipleri inanç sistemi içinde resmi olmayan bir hiyerarşiye sahiptirler.Bir bölgede en yetkili olan kişi en büyük temple ın baş clericidir.Ondan sonra Abbey ve ondan sonra da monastery gelmektedir.
|